İşit bu Sezâî’den ne gördü Fenâî’den
Dost vechini gösterdi mir’ât-ı mücellâda
Hasan Sezâî Hz.
Şiirlerinde Fenâî mahlâsını kullanan Mehmed Efendi Kastamonulu olup, Gülşenî yolunun ve büyük mutasavvıf Hasan Sezâî’nin şeyhlerinden, Halvetî, Nakşibendî, Celvetî, Uşşakî tarikatlarının her birinden icazetli önemli tasavvuf büyüklerindendir.
Lâ’lî denmesinin sebebi, kırmızı mürekkebi ıslah edip güzelleştirmesindendir.
Babası ve dedeleri de Halvetî meşayihinden olan Lâ’lî Mehmet Efendi, memleketi Kastamonu’da bir süre tahsil gördükten sonra İstanbul’a oradan da Edirne’ye gitmiş, Gülşenî şeyhlerinden Sırrî Mehmed Efendi’ye intisap edip kendisinden hilâfet almıştır. Şeyhinin vefatı üzerine İstanbul’da Şeyh Seyyid Alâeddin Efendi ve Balat Şeyhi Hasan Nuri Efendi, bilahare Manisa şeyhi Hasan Kemterî Efendi ile sohbetlerde bulunup tasavvuf yolunu tekmil eylemiştir.
Şeyh Mehmed Efendi, Hicaz’a gitmiş, vazifesini ifa ettikten sonra tekrar Edirne’ye dönerek Kutbî Efendizâde Ali Kadı’nın yerine Gülşenî yolu şeyhi olmuştur. H. 1112/1701 senesinde de 110 yaşında vefat ederek mürşidlik yaptığı dergâh haziresine defnedilmiştir.
Vefatına, şair Kâmil Efendi’nin düşürdüğü tarih beğenilmiştir:
……
Dedim gûş eyleyince irtihâlin Kâmilâ tarih
Meded koptu Nihâl-i gülşenden bir gül-i lâ’lî
Mehmed Efendi, Gülşenî Piri İbrahim Gülşenî hazretlerinin Mesnevi’sinin 500 beytini ârifane bir şekilde şerh etmesiyle de bilinir. Bu eseri, Hasan Sezâî Efendinin mektubatıyla birlikte basılmıştır.
Lâ’lî Mehmed Efendi, hüsn-i hatta da kabiliyetli olmasına rağmen bu sanata devam etmediğinden hattatlığıyla tanınmaz.
Çok mühim talebeler yetiştirdiği malum olan Şeyh Efendi’nin talebelerinden birinin de Sultan 2. Mustafa olduğu, sultanın gizlice sohbetini dinlemeye geldiği nakledilmektedir. Bu gizliliği, Mehmet Efendi, bazı müritlerin padişahla yakınlığı suistimal edebileceği için istemiştir.
Şeyh’in çok kerametlerinden bahsedilir. Sıtma ve sıraca hastalıklarını tedavisi, yangın söndürme gibi kerametleri meşhur olmuştur. Ayrıca Hasan Sezâî gibi bir muazzam zarın mürşidi olması en büyük kerâmetlerden sayılabilir. Sezaî Efendi de şeyhini mehdi de güzeldir:
Şahrâb-ı âlem-i itlâka girdim sıdk ile
Kutb-ı âlem Şeyh Lâ’l-i Gülşenîdir rehberim
Şeyh Lâ’lî Mehmed Fenâî Efendi’nin bir de divançesi vardır. Eser, Hasan Sezâî Efendi’nin divanıyla beraber neşredilmiştir. Mehmed Efendi’nin şiirlerine birkaç nümune:
Na’t-ı Şeriflerinden bazı beyitler:
Mushaf-ı hüsnü senin vechinle tefsir eyledi
Âyet-i vech-i vücûhun açtı teysîr eyledi
Kâtib-i kudret senin levh-i vücudun üstüne
Nüsha-i evsâfını tastîr ü tahrîr eyledi
Yâ Resûlallah elin al bu Fenâî bendenin
Koma ayaklarda nefsi ânı teshîr eyledi
—
Sâkî-i bezm-i ezel meyhânesidir bu gönül
Devreder hamr-ı Ledün peymânesidir bu gönül
….
Ey Fenâyî gel fenâ bahrında ol misl-i sadef
Açma ağzın tâ kemâlin buladır sırr-ı men aref
Gazel:
Sil gönülden mâsivâ nakşın cemâl-i yâri gör
Her neye baksan o yüzden çehre-i dildârı gör
Gel vücûdun zulmetin kaldır aradan pes bugün
Yarın anda bî-tekellüf perdesiz dildârı gör
Mest olup aşk-ı Hak’dan varını yağmaya ver
Gel bekâ bulgıl fenâda yokluk içre vârı gör
Tûr-ı dilde sırrile etvâr-ı hefti seyr edip
Can gözüyle kıl nazar pes nârdan envârı gör
Vird-i Hakk’ı al Fenâyî bülbül-i ‘irfân olup
Bu gülistân-ı cihânda hârı ko gülzârı gör
Allah (cc) makamlarını âlî eylesin, bizleri de şefaatlerine nail eylesin. Amin.