Ana Sayfa / AİLE & SAĞLIK / Aile / 10 Madde ile Zindanlaşan Evlerimizden Cennete Tünel Açmak

10 Madde ile Zindanlaşan Evlerimizden Cennete Tünel Açmak

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Hazırlayan: porzgoret

Evlerimiz hiçbir zaman olmadığı kadar kuşatılmıştır. Cinlerden ve insanlardan şeytanlar, kapıdan bacadan evlerimize girmeye çalışmaktadırlar. Muhakkak bir koruma ciddiyeti göstermeliyiz. Melekler mi şeytanlar mı, tercihinde meleklerin tercih edeceği evler inşa etmeliyiz.

1. Evinizdekilerin kıymetini bilin.

Derilerinin rengi, enleri-boyları, mizaçları, sıhhatleri her şeyiyle Allah bize onları uygun görmüştür. İmtihanımızı onlarla kazanmaya bakmalıyız. Başkalarının ev halkına bakarak kendimizle kıyaslama yapmamız hata olur. İmtihanımızı beğenmemek olur. Sabredip, onlarla yol alacak tüneli onlarla açacağız ki akıbetimiz hayrolsun. Şeytan onların şu bu eksiklikleri ile bizi uğraştırıp asıl hedefimizden saptırabilir.

2. Kıblegâh bir eviniz olsun.

Namazı evimizde direk, başımızda göz gibi görmeliyiz. Hayatımız namaza göre ayarlanmalıdır. Günü yirmi dört saate değil, adeta beş vakte bölmüş gibi kullanacağız. Çocuklarımızın namaz ehli olmalarının hafız olmalarından zor olduğunu bileceğiz. Namaz kıldırmada Rabbimizin tavsiyesi sabırdır. Sabır, sabır, sabır…

3. Eviniz camiye yakın olsun.

Evlerimiz camiden uzak mesafede olmamalıdır. İlla camiye gideceğiz. Caminin içindeki rahatsızlığımızı gömmek durumundayız. Mescid-i Nebi gibi camiler aramak bir aldanış türüdür.  Evlerimizde de cemaatle namaz kıldığımız zamanlar olmalıdır.

4. Kur’an evi inşa edin.

Kur’an ruhumuz, özümüzdür. Mushaf için tahsis edilmiş özel dolabına varıncaya kadar, söz konusu Kur’an olunca akan suların durduğunu bizi izleyen meleklere göstermek zorundayız.

Huzurumuz ve bereketimizin yegâne kaynağı odur.

Allah’ın yardımı ve rahmeti onunla tecelli edecektir.

Nasıl cennettekilere: “Şimdi yüksel yükselebildiğin kadar. Varacağın yer okuduğun son ayettir.” denecekse, bu mantığı biz de evlerimizde oturtmalıyız. 

Yorulunca, biraz okuyup dinlenelim. “Bunaldım, Kur’an okuyayım” diyebilsek tüneli biiznillah delip geçeriz.

Usandırıp bıktırmadan çocuklarımızı Kur’an sevdalısı yapmanın yollarını araştıralım.

Biz ‘ikra’ ümmetiyiz.

Okuruz, düşünürüz. Okuruz, amel ederiz. Okuruz, ağlarız. Okuruz, umut dolarız. Okuruz, enerji dolarız.

5. Evleriniz temiz olsun.

Evlerimiz meleklerin girip çıkacağı standartlarda temiz olmalıdır. Melekler için temizlik ölçüsü abdest ve namazdaki temizlik ölçüsüdür. Kiri örtmek gibi bir hileye tevessül etmeyiz. Temizliği çocuklarımıza eziyet konusuna dönüştürmek, gösterişe malzeme yapmak da bizim işimiz değildir.

6. Hadis ve Tefsir dersleri yapın.

Ahlak ölçülerimizin erozyona uğramaması için, iki yılda bir Riyaz’üs Sâlihin’i bitirecek şekilde bir hadis dersi muhakkak yaparız. Oradan öğrendiklerimizi de tatbik ederiz.

Not: İman ve İslâm hakikatlarını Risale-i Nur gibi eserlerden okumak, âyet ve hadîslere şahsî yorumlar yapmaktan çok daha selâmetlidir. (Kastamonur.com)

7. Gıybet ve dedikoduyu evlerinizden uzak tutun.

Gıybet ve dedikodu gibi Allah’ın haram ettiği şeyleri hırsız, gaspçı sayar evlerimize sokmayız. 

Bu tip haramların ve diğer kul haklarının ahiret birikimimiz olan amellerimizin başkalarına verilmesine ve bizim biçare kalmamıza neden olacağını biliriz.

8. Evlerinizi zindan haline getirmeyin.

Evlerimizi özel zindanımız haline asla getirmeyiz. Evimizdeki takva ölçülerine uyan ailelerle misafirlik ilişkisi kurar, mü’min kardeşlerimizin sosyal faaliyetlerine muhakkak katılırız.

Düğüne muhakkak gideriz; ama erkek kadın karışımı olan düğünü terk ederiz. Menhiyatla savaşırız.

Cenazeye gideriz; ama bidate katılmayız.

Davete icabet ederiz; ama vakit israf etmeyiz.

9. Umudunuzu kaybetmeyin.

Elektriğimizin kesildiği, suyumuzun akmadığı günlerde, dolabımızın boş kaldığı anlarda bizim umudumuz hiç tükenmemelidir. Umutsuzluk kâfirlerin işidir.

10. Çocuklarınızın eğitimine önem verin.

“Robot çocuk” yetiştirerek ümmetimizin sorunlarını derinleştirdiğimizi bilmeliyiz.

On yaşında dahi banyo yapmak için annesinin yardımına muhtaç çocuklar, önündeki sürahiden bardağına su koymasını ablasından isteyen kardeşler, sabun kullanmayı bilmeyen, bir düğme dikemeyen, elma soyamayan, ocak yakamayan, yıllardır ısındığı evin kombisinin nasıl çalıştığını bilmeyen, elektrik süpürgesi kullanamayan “büyük bebekler” yetiştirmek ümmete dert ilave etmektir.

Çocuklarımız düştüklerinde kalkmayı, döktüklerinde toplamayı bilmelidirler. Yük olmamaya alışmalıdırlar. Annesini tabii hamal olarak görmekten hayâ etmelidirler. 

| Nureddin Yıldız – Mü’min Kimliğimiz (sf. 90-91)


suffagah.com
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

“Müslüman Aile” Dağılıyor mu?

“Müslüman Aile” Dağılıyor mu? Günümüz toplumunda aile kurumunun bozulduğuna, dağılmaya yüz tuttuğuna dair söylem ve …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Bediüzzaman Said Nursi’de Kur’an Belâgatına Dâir Kavramlar

Bediüzzaman Said Nursi'de Kur'an Belâgatına Dâir Kavramlar Yazar: Ömer KURT GİRİŞ Belâgat, بلُغَ – یبَْلُغُ …

Kapat