Ana Sayfa / Yazarlar / 15 Temmuz İhanetine Set, Elbet Bu Milet

15 Temmuz İhanetine Set, Elbet Bu Milet

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

15 Temmuz hain ve gaddar FETÖ (FETULLAHÇI DARBE ÖRGÜTÜ) tarafından tertiplenen, bugünkü BAŞKANIMIZ önderliğinde tersyüz edilip “YETER HAK MİLLETİNDİR” fehvasının bu aziz vatanın merkezine bir sancak gibi dalgalandırdığı meşum -ama bir bakıma da şanlı- gece ve ardındaki mesut güne iki hafta kaldı.

Bu nevi ibret için hatırlatılması şart olan günleri konu edinmek için genellikle son gün beklenilir. Bana sorulursa bu, o günü vurucu biçimde önemli görmeme ve üstünkörü geçiştirme -ama bilmeden- zihniyetinden başka bir şey değildir.

15 Temmuz hain darbe girişimini tersyüz eden, Cumhurbaşkanımızın ve -o zamanki- Başbakanımızın dediği gibi kahraman asil Türk milletiydi.

Ebeden şükran duyacağımız bu şehitler içinde beni en çok hayran bırakıp hüzünlendiren -itiraf edeyim, ağlattıran- bir isim var: Halil KANTARCI… 28 Şubat’ta İSLAMİ HİZMET’inden dolayı müebbetle yargılanan kahraman şehit, 10 yıl hapis yattıktan sonra çıkıp bir kızı oluyor. 15 Temmuz akşamı arkadaşlarını (ibda bağlısı) da kendisi gibi VATAN MÜCADELESİ için meydanlara çağıran HALİL’in son twiti “Kızımı bu Ümmete emanet ediyorum…” olmuştu!

Annesine “Sen gitmezsen, ben gitmezsem vatanımız bu hainlere kalır.” diyerek sokaklara koşan ve Genelkurmay’ın önünde şehit olan Muzaffer Aydoğdu bu asil milletin bir ferdiydi.

Sıcak bir 15 Temmuz akşamı bir kaç saat içinde başlatacakları kalkışmayı , kapalı kapılar ve kripto “ev ve üniversiteye hazırlık kurslarında” son hatlarını çizerek adım atmaya çalışıyorlardı.

15 Temmuz akşamı Büyükada’da ihtilâl danışma konseyi içinde bulunanlardan biri, darbeyi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 29 Ocak 2009 tarihindeki “van minut” çıkışından sonra düşünmeye başladıklarını söylemiştir.

ABD’nin eski Başkan Yardımcısı Dick Cheney’in ulusal güvenlik danışmanı John Hannah, 2017 Haziran ayında, yani darbe teşebbüsünden iki ay önce, Foreign Policy isimli dergiye yazdığı yazıda, “Türkiye’nin yavaş yavaş ama engel olunamaz bir şekilde uçurumdan aşağı yuvarlandığını” ileri sürerek, “Türkiye’de darbe riskinin olduğu” ifadelerini kullanmıştır.

15 Temmuz darbe girişiminden önce belirli peryotlarla, ülkemiz sansasyonel terör saldırılarıyla karşılaştı. 20 Temmuz 2015’te Suruç saldırısından bu yana irili ufaklı 9 canlı bomba saldırısına maruz kalmış, bu saldırılarda 276 kişi hayatını kaybetmiştir.

Yabancı kaynaklı olduğu, darbenin kilit isimlerinden Akın Öztürk’ün, “İsrail bizi sattı.” sözüyle açığa çıkan FETÖ darbe girişiminden önce, güya dost ülkelerin şaşırtıcı kararlar alması da dikkat çekiyordu.

15 Temmuz’u doğru anlamak ya da mazlum milletlerin umudu haline gelmiş, elimizde kalmış son vatan toprağımızı işgal ettirmeye hazırlayıcı; Türkiye Cumhuriyeti’nin karşılaştığı postmodern ya da aşikar 6 darbeden biri olduğunu kabullenmek için bu ve buna benzer gelişmeleri hatırlamak gerekir.

Ancak FETÖ’yü kullanarak 15 Temmuz katliam ve ihanetini hazırlayanların hesaba katmadığı büyük bir gerçeklik vardı: Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı, Laz, Çerkez ve Abazasıyla bütün bir Türk milleti!

15 Temmuz akşamı kimi ordu komutanlarımızın arka arkaya, kalkışmacılara karşı net ve sert açıklamaları ile büyük bir mücadele sonrasında Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın “halkı meydanlara, cadde ve sokaklara çağırmasıyla” sözü edilen gerçeklik sahne aldı. Eline bayrağını alan sokağa çıkmış, darbeciler milletin şamarıyla neye uğradıklarına şaşırmışlardı.

15 Temmuz darbe teşebbüsüne hâla “tiyatro” diyerek gerçeği örtmeye çalışan “kripto” Fetö mensupları ve “essebebül kelfail” sırrıyla aynısını yapma vebalini yüklenmiş değişik zihniyetteki destekçileri, Perşembe’nin gelişinin Çarşamba’dan belli olduğunu unutmadan şöyle bir, bu hain Fetö’nün tarihte ve şimdi kullandığı argümanlara bakma zahmetine girsinler!

“Vatansız yaşamaktansa ölmeyi tercih ederiz.” diyerek gazi olan Hakan Doğru milletimizin bir ferdiydi. O gece vasıtasıyla tanka yandan çarparak durdurmaya çalışan kamyoncu da halktan bir insandı.

Darbeciler ve onları destekleyen, zihnen destek veren azınlık dışında o gece gazetecisinden esnafına, memurundan işçisine, öğrencisinden akademisyenine kadar direnen herkes milletimizin şanlı bir ferdiydi.

Vatan için Gölbaşı’nda toplanan ve şehit olan, gazi olan, hayatta kalan her bir Özel Harekât Polisi Türk milletinin birer ferdiydi.

Şehadete koşarak giden ve Seyit Onbaşı gibi, Hasan Tahsin gibi tarihimizde adını bayraklaştırarak yazdıran Özel Kuvvetler şehidimiz Ömer Halisdemir de bu vatanın halktan bir insanıydı.
Darbecilerin eline düşmesine rağmen emirlerini, canları pahasına dinlemeyen, bundan dolayı da kimi yaralanan, kimi de katledilen askerler de içimizden kişilerdi.

Bir araştırmacı yazar, “Son sözü daima millet söyler.” demişti. Gerçekten de 15 Temmuz’da son sözü, “At sahip ve binicisine göre kişner.” hikmetince Reis’inin idaresinde topyekûn millet olarak yine biz söyledik.

Yazar : Mehmet Nuri BİNGÖL

BİYOGRAFİ
1961’de Şanlıurfa/Birecik’te doğdu. İlkokul ve ortaokulu aynı ilçede okudu. 1982’de İstanbul Edebiyat Fakültesinden mezun oldu. Anadolu’nun çok yöresinde Türk Dili ve Edebiyatı öğretmenliği yaptı.
Yazgı, Köprü, Bizim Külliye dergilerinde hikâye, deneme ve makaleleri yer aldı. Gap Gündemi, Tasvir, Yeni Nesil gazetelerinde yazıları yayımlandı. Birecik yıllıklarına alınmış şiirleri, yaptığı derlemeleri ve değişik site ve kitaplara alınmış makale, mülakat ve köşe yazıları bulunuyor.
Kitaplaşan iki eseri ve tefrika romanları Mehmet Nuri EMİNLER mahlasıyla yayımlanmıştır. Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliğine devam ediyor. Birecik’te temsilciliği açıldığı ilk günden beri Eğitim-Bir-Sen üyesi. Dört kızı ve üç torunu bulunuyor. Şanlıurfa/ Birecik’te ikâmet ediyor.

Tarık Buğra ile yaptığı mülakatın iktibas edildiği eserler:
Politika Dışı (Tarık Buğra)
Tarık Buğra’yla Söyleşiler (Mehmet Tekin)

Hikâyelerinin İktibas Edildiği Eserler:
Kedinâme (M. Nuri Yardım, 2019)
Dergizan Yıllığı (Ramazan Seydaoğlu, 2020)

İktibas edilen mahalli derlemeleri:
Cumhuriyetin 50. Yılında Birecik Yıllığı
Cumhuriyetin 70. Yılında Birecik Yıllığı

Tefrika Romanları:
Yokuşta ( 1986)
Yokuşta Tırmanış-1 (1984)
Yokuşta Tırmanış- 2 (1988)
Kafkasya’da Sarp Ufuklar (1981)

Kitapları:
Sürgündeki Çeçenya (1. Baskı: 1996; 2. Baskı: 2000) Gençlik Yayınevi
Nur Üstad (Biyografi- Deneme; 2002) Erguvan Yayınevi
Siyahtan Turkuaza (15 Temmuz) [Hikâyeler] 2021. KDY yayıncılık
Ver Elini Türkmeneli [Gönül Sayhası-1] (Roman) 2021, KDY Yayıncılık
Azada Yürüyüş [Gönül Sayhası-2] (Roman), 2021, KDY Yayıncılık, "Bir Başka Çeşme" (2022- KDY- Öyküler)

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Üst-Diliniz Yoksa Yoksunuz

Yazar: Yusuf KAPLAN Bir dil var, bir de üst-dil. Ancak dil'in varlığını sürdürebildiğini yalnızca üst-dil'e …

Kapat