Ana Sayfa / RİSALE-İ NUR & BEDİÜZZAMAN / Nurdan Hatıralar / “Baktık, Zübeyir başını iki elinin arasına almış, ağlıyordu”

“Baktık, Zübeyir başını iki elinin arasına almış, ağlıyordu”

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Turgutlu hizmetlerinin öncüsü, Üstad’ı da ziyaret etmiş olan Cafer ÇİM Ağabey, Urfa’da mesai arkadaşlığı yaptığı Zübeyir GÜNDÜZALP Ağabey’in örnek ahlâkıyla ilgili bazı hatıralarını Ömer ÖZCAN Bey’e şöyle anlatmış:

Zübeyir Ağabey geldiğinde benim boynumda kravat, başımda fötr şapka, parmağımda “C.Çim” yazan şövalye altın yüzük, bir de o zaman nişanlıydım– altın nişan yüzüğü takıyordum. Zübeyir Ağabey benim kıyafetime katiyyen bir şey demezdi. Eğer deseydi belki ben bu daire içersinde olamayacaktım. Çünkü alışkanlık vardı ve onu değiştirmek kolay değildi.

Zübeyir Gündüzalp vazifesinde de çok ciddi bir insandı. Suret-i katiyetle sesli gülmezdi. Tebessüm hali vardı kendisinin. Çok mütevazı idi. Herkesi iyiliğiyle kabul ederdi. Vazifesine de çok bağlıydı.

Bir eliyle telgraf yazar, diğer eliyle yazmış olduğu telgrafların, nereye, kime, saat kaçta yazıldı vs gibi şerhini verirdi. İki kişinin işini  yapardı. Biz mesela sabaha kadar zorla bitiriyorduk işleri. Zübeyir Kardeş saat bir-iki olduğu zaman, işini bitirmiş olurdu.

Nöbeti olmadığı zaman gündüzleri dershanede, Balıklıgöl Dershanesi’nde, devamlı Risale-i Nur yazıyordu. Geceleri nöbeti olurdu. PTT’ye geldiğimde Zübeyir’i telgraf başından kaldırıyordum. O da öbür taraftaki masada oturuyor Risale-i Nur yazıyordu. Geceleri ben ve Zübeyir devamlı Nurları yazardık.

– O zaman Üstad’dan mektup gelir miydi Zübeyir Ağabey’e?

– Devamlı muhabere halindeydiler. Zaten Zübeyir’in Urfa’ya gelmesinin sebebi, Urfa vasıtası ile Risale-i Nur’u Suriye, Irak, Mısır gibi âlem-i İslam’a göndermekti. Bilerek oraya tayin olmuştu. İslâhiye’nin Fevzipaşa Beldesi’nden gelmişti Urfa’ya. Vahdi Gayberi vardı. O devamlı gelirdi, yazılan risaleleri ciltliyorlardı beraber. Sonra muhtelif yerlere, âlem-i İslam’a gönderiyorlardı.

Cafer Sadık Çim, Zübeyir Gündüzalp ile çalıştığı yıllarda

Zübeyir, Urfa’ya geldiği zaman omuzlarına kadar saçları vardı. Müdür Cenap Ünsal Bey çok ısrar etti. Hatta orada bir emniyet müdürü vardı, o da Nur talebesiydi. Onunla beraber konuştular Zübeyir’le. “Olmaz böyle” dediler. “Sen küçük yerlerde kalmışsın; ama burası vilayet. Burada olmaz, dikkat çeker…” dediler. Zübeyir sonra kestirdi saçlarını. Esas ismi Ziver’dir. Üstad onu Zübeyir olarak değiştirmiştir.

– Niye uzatmıştı saçlarını?

– Sünnet olduğu için uzatıyordu saçlarını. Üstad’ın da saçları uzundu.

Zübeyir Kardeş’imiz Üstad’a çok bağlıydı. 1948 yılında Akşehir’de telgraf memuruyken Üstad Hazretleri’ni Afyon’da hapse atıyorlar. Zübeyir bunu işitince, o zamanın reisicumhuru olan İsmet İnönü’ye bir telgraf çekiyor. “Burada Ziver isminde bir nurcu var. Görmüyor musunuz onu?” diye kendini ihbar ediyor. Ta ki Üstad’ın yanına gitmek istiyor. Ve gidiyor sonunda.

Başını iki elinin arasına almış, ağlıyordu

Bir gün 19 Mayıs tatil günüydü. Ben izinliydim. Zübeyir’in de nöbeti yoktu o gün. Onu görmek için dershaneye gittim… Baktım orada yok… Sabahın erken saatinde çıktı, gitti dediler. Biz nereye gider, diye düşünmeye başladık ve yine Zübeyir gibi Ermenekli olan Mehmet isimli bir arkadaşla aramaya başladık. (Mehmet, Üstad’ın kardeşi Abdülmecid Efendi’nin dünürü oldu sonradan.) Sonunda ufak bir kahvede bulduk Zübeyir’i. Başını iki elinin arasına almış, ağlıyordu. “Ne yapıyorsun burada? Biz seni aradık bulamadık?” dedik.

“Bugün eğlenecek, konuşulacak bir gün değil, ağlanacak gündür… Kızları  çırılçıplak soymuşlar… Ben bundan hayâ ediyorum” dedi. Aklıma, Üstad Hazretleri’nin Eskişehir’de lise mektebinin kızlarına ağlayışı gelmişti o zaman. Zübeyir de buradaki kızlara ağlıyordu şimdi.

Ağabeyler Anlatıyor-4’ten

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

“Bediüzzaman’a İlk Ziyaretimi Yeis İçinde Yaptım”

Merhum Prof. Dr. Zekeriya KİTAPÇI anlatıyor: BEDİÜZZAMAN’A İLK ZİYARETİMİ YEİS VE BİTKİNLİK İÇİNDE YAPTIM Bediüzzaman …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Risale-i Nur’un Risale İle İzahı Konusal Bir İzah Denemesi: Dördüncü Mesele Örneği

Giriş Risale-i Nurlarda ele alınan konular; iman, haşir, ibadet, ahlak olmak üzere dört ana noktada …

Kapat