Ana Sayfa / Yazarlar / 18 Mart Çanakkale Köprüsü’nü Biz Açalım

18 Mart Çanakkale Köprüsü’nü Biz Açalım

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

18 Mart Çanakkale Köprüsü’nü Biz Açalım

Taş köprü, ağaç köprü, demir köprü, beton köprü, asma köprü..
Tarih köprüsü,
Gönül köprüsü..
Köprüler iki uzağı birbirine yakın eden, iki ulaşılamazı, iki kavuşamazı birbirine kavuşturan yapılar..
18 Mart 2002 yani on gün sonra Çanakkale Köprüsü açılıyor..

18 Mart 2017 de başlanan köprü inşaatında
5 binin üzerinde işçi, yüzlerce iş makinası gece gündüz beş yıldır çalışıyordu.
Yap-işlet-devret modeliyle yaptırılan
köprü ve otoyollar için 2 buçuk milyar Euro yani eski parayla kırk katrilyon lira para harcanmış..
İstanbul’daki üç köprüden sonra iki kıtayı birbirine bağlayan dördüncü köprü..

18 Mart Çanakkale Köprüsü sadece boğazın ikiye böldüğü Çanakkale vilayetimizin ve boğazın iki yakasını, dünyanın iki kadim kıtasını birbirine bağlamıyor;
bu ülkenin, bu devletin geçmiş yüz yılları ile gelecek yüz yıllarını birbirine bağlıyor ki asıl önemi burada..
Kastamonu Üniv. emekli öğretim görevlilerinden ve merhum Muhsin Yazıcıoğlu’nun yol ve dava arkadaslarından Veysi Erken hocamız köprünün açılışı için özetle şunları söylüyor; “bu köprünün açılışı ve kanalın temel atma töreni muhteşem bir törenle dünyaya duyurulmalı, Türkiye’nin gücü dunyaya gösterilmeli..
“..o gün Çanakkale Muharebesinde olduğu gibi ümmetin bütün renkleri yer almalıdır..” diyor.
Evet, Canakkale şehitliğine vardıgımızda İslan cografyasının her yerinden şehitlerin mezarlarını görüyoruz.
Kastamonu, Erzurum, Kars, Konya, Antalya, Ispartayle birlikte Halep’ten, Şam’dan, Bagdat’tan, Musul’dan, Kudüs’ten..
Yani Suriye, Irak, Ürdün, Fikistin, Kuveyt, Katar, Arabistan, Yemen, Cezayir, Fas ve Mısır’dan insanlar gelip bizimle omuz omuza savaşmış ve şehid olmuşlar..
Bu insanlarla ve torunlarıyla gönül bağımızı kopartamayız. Bu ne devlet aklına, ne milli hafizaya, milli şuura, ne tarih suuruna ve ne de gelecek bilincine sığışmaz, yaraşmaz..

Hatta yüz yıl once bizi boğmaya, yoketmeye gelen “..kimi Hindu, kimi yamyam kimi bilmem ne bela.. insanların torunlarını da davet etmek, yoketmek istedikleri insanların nelere kadir olduğunu görmeleri sağlanmalı..

Bundan beş yıl önce, 1915 Canakkale Deniz Zaferlerinin 100. yıl dönümüne o savaşta en çok şehit veren Kastamonu’dan şehit ve gazi torunları şeref konuğu olarak davet edilmeli..
Maden o savaşlarda en cok sehidi biz verdik, en çok katılım Kastamonu’dan olmalı, em az sehid sayısı kadar hemsehrimiz, genclerimiz götürülmeli diye çok didindik, yazdık, çizdik ama kısık seslerimiz bir türlü duyulmadı, yankı bulmadı..

18 Mart 2022’ye on gün var..
Valiliğimiz, Üniversitemiz, İl ve ilçe
Belediyelerimiz, Gençlik ve Spor Müdürlüğümüz, Milli Egitim Müdürlüklerimiz Müftülüklerimiz, Sivil Toplum Kuruluşlarımız el birliği, gönül birligi, iş birligi yaparak bu şehirde yeniden bir Çanakkale ruhu oluşmasını, gelişmesini sağlamalılar diye düşünüyoruz..

18 Mart Çanakkale Köprüsü’nün kurdelesini kesen ellerden biri Kastamonulu bir şehidin torunu olmalı, kurdelenin bir parçası bu şehre gelmeli..

Oğuz Candarlı

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Batı Her Zamanki Batı

Batı Her Zamanki Batı “Batı her zaman senin bildiğin gibi barış ve adalet diyarı değildi, …

Kapat