Makale: Oya SİPAHİOĞLU
Makalenin tamamını okumak için alttaki başlığı tıklayınız.
1924 Yılı Karadeniz Bölgesi “Pamuk İpliği Pazarı” Araştırma Raporu
ÖZET
Ege bölgesi 19. Yüzyıl başlarından itibaren pamuk üreticisi bir bölge ve buna bağlı olarak da pamuk ipliği ve pamuklu kumaş ticareti merkezlerinden biri olmuştur. İzmir’de 1800 lerde kurulan yabancı sermayeli iplik ve kumaş fabrikaları Hem iç tüketimin ihtiyacını karşılamış hem de yurt dışına ihracat yapmıştır. Aynı zamanda da ithal edilen özellikle İngiliz ve Hint mamulleri ile rekabet etmişlerdir. Bu fabrikalardan biri olan ve kuruluşu 1893 yılına kadar uzanan İzmir Şark Sanayi Kumpanyası Tekstil Fabrikası da dönemin tekstil piyasasında çok önemli bir yere sahip olmuştur.
Karadeniz bölgesi dokuma merkezlerinin yoğunluğu nedeni ile yıllık iplik ve mamul pamuklu kumaş tüketimi açısından tekstil fabrikaları açısından önemli bir Pazar konumunda olmuştur. Özellikle bölgede üretilen futa, alaca, peştamal ve bez dokumalarında kullanılan pamuk ipliklerinin bir kısmı İstanbul Yedikule ve İzmir Pamuk Mensucatı Fabrikaları tarafından, bir kısmı da İstanbul’da bulunan yerli ve yabancı tüccarlar tarafından karşılanmıştır.
İzmir Şark Sanayi Kumpanyası Tekstil Fabrikası, Karadeniz Bölgesine iplik sağlayan üreticiler arasında yer almak amacıyla 1924 yılında bölgeye bir pazarlama elemanını göndermiş ve bir pazar araştırması raporu hazırlatmıştır. Bu rapor ışığında Trabzon, Rize, Giresun, Samsun, İnebolu ve Kastamonu şehirlerinin Birinci Dünya Savaşı sonrasındaki ekonomik sosyal durumları, kumaş ve iplik piyasası, yıllık iplik tüketim miktarları hakkında tespitler yapılmıştır.
GİRİŞ
Pamuklu dokumaların ve pamuk-ipek karışımı kumaşların Osmanlı toplumunda hem kullanım alanı hem de ticari olarak çok önemli bir yeri vardı. Osmanlı toplumunun pamuklu ürünlere olan geniş talebi, ülke içinde köylerde ve kentlerde çok çeşitli ve çok yaygın bir el dokuma sanayi ile karşılanırdı. Anadolu’da pamuklu sanayinde uzmanlaşmış belli bölgeler iç talebi karşılar ve ayrıca pamuk yetişmeyen kuzey ülkeleri ve Avrupa için de üretim yaparlardı.
1500’lü yıllarda Tuna ve Kuzey Karadeniz gümrük defterlerinde, 1487-1490 tarihli Kefe iskelesi gümrük defterinde, Kayseri, Bursa, Kastamonu, Konya, Ankara, İstanbul, Tosya, Zile, Merzifon, Amasya, Gümüş, Küre, Sinop, Samsun, Denizli, Uşak gibi şehirlerden pamuklu kumaş gönderildiği kayıtlıdır (İnalcık,1979:2). Genellikle 15.yüzyıl sonlarında Kefe gümrük defterlerinde gördüğümüz durum 18. yüzyılda da fazla değişmemiştir. Ucuz pamuklular, kuzey-güney ticaretinin temel maddesi olmaya devam etmiştir. Orta- kuzey Anadolu, Kastamonu’dan Tokat’a kadar uzayan bölge, 15. yüzyılda olduğu gibi 18. yüzyılda da da kuzey bölgesinin pamuklu gereksinimlerini karşılayan temel üretim bölgesidir. Özellikle de çok tüketilen kaba pamuklularda yalnız şehir- kasabaların değil kırsal bölgelerin de bu sınaî üretime katıldığı anlaşılmaktadır. Bölgede Kastamonu, Amasya, Merzifon, Tokat, Çorum gibi dokuma ve boyacılık el sanayi merkezlerinin, Sinop, Samsun, İnebolu gibi ihraç limanlarının ekonomik yaşantısı ve refahı bu ekonomik bağlantıya, özellikle pamuklu ihracatına bağlı olmuştur. Kuzey Karadeniz bölgesinde Rus işgalinden (1783) sonra da bütün güçlüklere rağmen bu bağlantı bir süre devam etmiştir. Fakat daha 18. yüzyılın sonlarından itibaren İstanbul’dan geçen İngiliz pamuk ipliği ve pamukluları bu pazarda Anadolu mamullerinin yerini almaya başlamıştır (İnalcık, 1979,42).
Avrupa’nın 17. ve 18. yüzyıllarda pamuk ve ipek üretim kaynaklarına ve dünya ticaretine egemen olmaya başlamasından sonra Türkiye’nin ticareti küçülmüştür. 18. yüzyıl sonlarına doğru İngiltere’de makinenin tekstil sanayinde uygulanmasıyla çok ucuz, makine yapımı pamukluların dünya pazarını ele geçirmesi sonucunda, 1830-1850 döneminde Türkiye ve Hindistan pamuklu sanayileri çökmüş ve sadece hammadde ihraç eder memleketler düzeyine inmiştir (İnalcık,2008:161). Bu dönemde ilk tekstil fabrikaları, Avrupa’dan ithal olunan makineler ve çoğu Ermeni idareciler eliyle işletilen tesislerden ibaretti. Ancak bu fabrikalar Avrupa rekabeti, kötü idare ve kapitülasyonların Avrupalılara tanıdığı imtiyazlı koşullar yüzünden iflasla ortadan kalktı. 1908 de II. Meşrutiyet ile birlikte kapsamlı bir batılılaşma ve atılım dönemine girilmişti. Devlet bütün güçlüklere rağmen yerli özel sanayi geliştirmek için mali önlemler almasına rağmen yerli pamuklu sanayi tesisleri gelişememişti. Başlıca neden, Türkiye’de üretilen ham pamuğu Avrupa alıyor, kendi ucuz mamullerini düşük gümrük ödeyerek Türk piyasasına sürüyordu (İnalcık,2008:149). Böylece yabancı yatırımcılar Osmanlı İmparatorluğu’nun ticari hayatında yüksek kapitalli kuruluşlara sahip olup özellikle dokuma sanayi alanında önemli işletmelere ve geniş bir pazara sahip olmuşlardı. Kuruluşu 1890’lara kadar giden İzmir Şark Sanayi Kumpanyası da bu şartlarda kurulan ve gelişen işletmelerden biri olmuştur.
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024