2016’da Âhirete Uğurladıklarımız..

Miladi 2016 yılı da geride kaldı. 2016 yılında Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin talebeleri ve Nur talebeleri ile son şahitlerden bir çok isim Hakkın rahmetine kavuştu. İnna lillah ve inna ileyhi raciun.

Araştırmacı yazar Ömer Özcan, vefat eden Risale-i Nur hizmetkârlarıyla birebir görüşmüş ve hatıralarını tashih ve teyid ettirdikten sonra, rızalarını alarak Ağabeyler Anlatıyor kitaplarında yayınlamıştı. Fotoğraflar ve bilgiler bu kitaplardan derlenmiştir…

İşte 2016’da vefat eden Nur talebeleri ve son şahitler:

 MUZAFFER ERDEM: 30 Ağustos 1923 Denizli Acıpayam doğumludur. 11 Ocak 2016 tarihinde İzmir’de vefat etmiş ve İzmir/Çamlık köyü kabristanına defnedilmiştir. Hav. Ast. Sb. emeklisidir. 1952 senesinde ilk defa Barla’da Üstad Said Nursi Hazretlerini ziyaret etmiştir. Daha sonraları bilhassa Eskişehir’de defalarca ziyaretleri olmuştur. Emekli olduktan sonra daha çok İzmir’de yaşamış ve son nefesine kadar aktif olarak hizmetlerin içinde bulunmuştur…

​NURİ KUL: 1945 senesinde Aydın’ın Ortaklar bucağında doğdu. Risale-i Nur’un manevi avukatı Ahmed Feyzi Kul ağabeyimizin oğludur. Emirdağ Lâhikası’nda Hz. Üstad’ın bir mektubunda adı geçiyor… 14 Ocak 2016 tarihinde vefat etti, İzmir/Çamlık köyü kabristanına babasının yakınına defnedildi.

SAİM KÖSEOĞLU: 1925 Tire doğumludur. Uzun süredir ikamet ettiği Manisa’da 20 Ocak 2016 tarihinde vefat etti. 1957 senesinde Risale-i Nur’u tanımış, 1959’da Üstad Bediüzzaman Said Nursi hazretlerini Salih Özcan ile beraber ziyaret etmiştir. Tire hizmetlerinin saff-ı evvellerindendir…

AHMED AYTİMUR: 1924 Elazığ doğumludur. 31 Ocak 2016 tarihinde İstanbul’da vefat etti, Eyüp Kabristanı’nda Tâhirî Mutlu ağabeyin yanına defnedildi. Bediüzzaman hazretlerinin vasiyetinde varislerin içinde adı geçer. Aytimur Ağabey aynı zamanda Risale-i Nur’un naşiridir. Hiç evlenmedi, bir asra yaklaşan hayatını hiç aksatmadan Kur’an hizmetlerine vakfetti. Bediüzzaman’ın 1952 ve 1953 yıllarında gerçekleşen üçer aylık İstanbul ziyaretlerinde hep Üstad’ın yanındaydı. Said Nursi’nin “On şeyhülislam’a değişmem” iltifatına mazhar olmuştur…

RAHİME ÖZDEMİR: Tillo doğumludur. Said Özdemir ağabeyimizin eşidir. 16 Şubat 2016 tarihinde Ankara’da vefat etti, Cebeci Asri Mezarlığı’na defnedildi. 1956 senesinde beyi Said Özdemir ile beraber Emirdağ’ında Hz. Üstad’ı ziyaret etmiş, duasını almıştır. Bir hanım olarak kahramanca hizmetleri vardır. Bir ömür boyunca eşinin çektiği sıkıntılara ortak olmuş, çekilen çilelere sabırla mukabele etmiştir…

MEHMED KIRKINCI: 1928 yılında Erzurum’un merkez köylerinden Güllüce’de doğdu. 24 Şubat 2016 tarihinde vefat etti ve Asri Mezarlıkta babasının yanına defnedildi. İlim ve Hikmet adamı Mehmed Kırkıncı Hocaefendi bu ülkenin yetiştirdiği nadir âlimlerdendir. Mehmed Kırkıncı genç yaşlarında Risale-i Nur okumaya başlar ve ilmini Nurlarla taçlandırır. 1956 senesinde Hz. Üstad’ı Isparta’da ziyaret eden Kırkıncı Hocaefendi, kendi ifadeleriyle “Gönlümün semasına nurlu bir dolunay doğdu” diyerek aşk ve şevk içinde Erzurum’a döner, iman-Kur’an hizmetlerini arttırarak devam ettirir. Çok sayıda kitabı vardır…

SAİD ÖZDEMİR: 1927 Tillo doğumludur. 26 Şubat 2016 tarihinde vefat etti. Ankara Cebeci Asri Mezarlığı’na eşi Rahime hanımın yanına defnedildi. Küçük yaşlarında ailesiyle birlikte Ankara’ya taşındılar. 1953 yılında ilk defa Hz. Üstad’ı ziyaret etti. Ankara Gezici Vaizliği dâhil Diyanet İşleri Başkanlığı’nda görev yaptı. Bediüzzaman Hazretlerinin vasiyetinde varislerin içinde adı geçer. Said Ağabey aynı zamanda noterden tasdikli Risale-i Nur’un naşiridir. Bediüzzaman hazretlerinin üç Ankara ziyaretinde hep yanındaydı. Hakkında 25 dava açıldı, 9 kere hapis yattı. Çeşme’ye sürgün olarak gönderildiğinde odasına zehirli bir yılan bile atılmıştı…

ŞÜKRÜ ALTINTABAK: 25 Mart 1943 Isparta doğumludur. 10 Mart 2016 tarihinde vefat etti ve Isparta Gülcü Mahallesi Kabristanı’na defnedildi. Şükrü ağabeyin Babası Hüsnü Altıntabak Hz. Üstad’ın sadık talebelerindendi. Şimdi müzede sergilenen Üstad’ın karyolası onların evlerinden gitmiştir. Şükrü Altıntabak defalarca Bediüzzaman’ın elini öpmüş ve duasını almıştır. Neşriyat hizmetleri vardır…

İSMAİL GÜVEN: 1937 Burdur doğumludur. 11 Mart 2016 tarihinde Denizli’de vefat etti ve Asri Mezarlığa defnedildi. Emekli İmam Hatip Lisesi öğretmeni İsmail Güven, uzun bir süredir Denizli’de ikamet ediyordu. Isparta İmam Hatip Okulu talebesi iken Hz. Üstad’ı sayısız defalar ziyaret etmiş ve duasını almıştır. Nurculuk davasından hizmet arkadaşlarıyla beraber hapishaneye düşer. Türkiye’nin ilk gangsteri Necdet Elmas koğuş arkadaşlarıdır. Ona Risale-i Nur okuyarak, ıslahına vesile olurlar…

ENVER GALİP CEYLAN: 1925 senesinde Ordu’nun Perşembe kazasında doğdu. 23 Nisan 2016 tarihinde İstanbul’da vefat etti. İstanbul’un tarihi camilerinden Nuruosmaniye’de önce müezzinlik, daha sonra da başimamlık yapmıştır. Ahmed Aytimur ağabeyin vesilesi ile Risale-i Nur’u tanıyan Enver Galip Ceylan, kendisi de önemli bir meyve vermiş, Mehmed Fırıncı’ya vesilesi olmuştur. Bediüzzaman hazretleriyle görüşmeleri var. Hz. Üstad’ın, ‘Şarkı’ dediği uydurma ezana karşı hiddeti önemli hatıralarındandır.

ALİ ÇAKMAK: 1923 Tavşanlı doğumludur. 30 Nisan 2016 tarihinde Bursa’da vefat etti. 1952 senesinde Tavşanlı’dan Bursa’ya taşınır, asıl mesleği leblebi imalatına devam eder. Hz. Üstad’ı üç kere ziyaret etmiştir. Bursa’da sıkı takibat altındaydı, hapishane hayatları var. Hatıralarında “Bazen hiç gelen olmaz, tek başıma duvarlara okurdum risaleleri” diyor. Bursa’da Bediüzzaman hazretlerinin meslek ve meşrebine uygun olarak şahs-ı manevinin ilk tesisi, risalelerin açıktan ilk ilanı ve ilk dağıtımı Ali Çakmak’a nasip olmuştur.

KEMAL URAL: 1927 Erzincan doğumludur. 1 Mayıs 2016 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Risale-i Nur eserlerini 1956’da Ankara’da ilk defa matbaalarda tab ettiren Atıf Ural’ın ağabeyidir. Bediüzzaman hazretleriyle çok sayıda görüşmeleri var. Ziraat Yüksek Mühendisi olan Kemal Ural, Anadolu’nun muhtelif şehirlerinde görev yaptıktan sonra, 1980 senesinde İstanbul’a yerleşmiştir.

SAİD GECEGEZEN: 1926 Konya doğumludur. 16 Mayıs 2016 tarihinde Konya’da vefat etti. 1957 senesinde Risale-i Nur’u tanımıştır. Üstad’ına yapılan haksızlıklar karşısında hiç susmamış, “Ebedi Nurcu Said Gecegezen” imzasıyla dönemin Devlet idarecilerine, Generallere çok sayıda telgraflar çekmiştir. Sekiz hapis hayatı var. Hz. Üstad ona cesaret, sadakat ve hamiyetinden dolayı “Arslaların Arslanı” manasına gelen ES’AD ismini vermiştir. Üstad’ı ziyaretlerinin sayısını ise kendisi bile bilmiyor.

AHMET ATAK: 1930 Aydın/Bozdoğan doğumludur. 18 Mayıs 2016 tarihinde Ankara’da vefat etti. Sonradan ismini Ahmet Remzi Hatip olarak değiştirmiştir. Tarihçe-i Hayat kitabının “Tahliller” kısmında,  “Ahmet Atak” imzasıyla yayınlanmış bir mektubu vardır. 1952 İstanbul Gençlik Rehberi Mahkemesi dolayısıyla, Akşehir Palas Oteli’nde bulunan Hz. Üstad’ın yakın hizmetlerini görmüştür. Duruşma günü Üstad’ı, İsmail Doyuk’la beraber bir taksiye bindirip, kollarının arasında adliye binasına çıkarmışlardır. O sırada çekilmiş fotoğrafları da var. Ahmet Remzi Hatip Senatörlük ve Milletvekilliği de yapmıştır.

ŞÜKRAN DEMİREL: 1930 yılında Burdur’un Karamanlı ilçesinde doğdu. 3 Temmuz 2016 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Risale-i Nur hizmetlerinin kahraman hadimlerinden emekli Pilot Ali Demirel’in eşidir. Merhum Hüseyin Demirel ile Hattat Muhsin Demirel’in de anneleridir, kızları da var. Şükran Demirel, ilk İstanbul hanım derslerini başlatan ablalarımızdandır. İstanbul’un ilk nurcularından yemeğini yemeyen yok gibidir. Risale-i Nur hizmet kervanının hanım kahramanlarından Asiye Mülazımoğlu, Ulviye Sümer, Lütfiye Anne, Şahide Yüksel gibi annelerle de sıkı münasebetleri olmuştur.

ABDULLAH YEĞİN: 1924 yılında Kastamonu’nun Araç ilçesinin Kıyan köyünde doğdu. 7 Temmuz 2016 tarihinde İstanbul’da vefat etti. Bediüzzaman’ın varis olarak seçtiği talebelerindendir. Üstad’ımızın iki vasiyetinde adı “Abdullah” olarak geçmekte olup, birçok lâhika mektuplarında da yine “Abdullah” veya “Araçlı Abdullah” olarak adını okumaktayız. Altıncı Mesele’de geçen “Muallimlerimiz Allah’tan bahsetmiyorlar, bize Hâlıkımızı tanıttır…” sualinin sahibidir. Üstad’ımızın bir emriyle sekiz sene Urfa Dersane-i Nuriye’sinde kaldı. 23 Mart 1960’da Urfa’ya vefat etmek için gelen Üstad hazretlerini karşıladı. Hepimizin istifade ettiği “Yeni Lûgat” isimli kıymetli eserini Üstad’ın şifahi emriyle hazırlamıştır. Abdullah Ağabey Risale-i Nur hizmetlerinden dolayı defalarca mahkemeye verildi ve hapis yattı.

PROF. DR. NEVZAT YALÇINTAŞ: 1933 senesinde Ankara’da doğdu. 15 Temmuz 2016 vefat etti. Said Nursî hazretlerini, 1952 yılında, Akşehir Palas Oteli’nde ziyaret etmiştir. Nevzat Yalçıntaş şöyle diyor: “Said Nursî hazretlerini tanımak benim için büyük bir kazanç oldu. Kitaplarını okudum ve çok şeyler öğrendim. Said Nursi bütün eziyetlere ve baskılara rağmen iman davasından vazgeçmemiştir.”

ALİ RIZA MUHLİS: 1927 yılında Denizli’de doğdu. 17 Temmuz 2016 tarihinde Denizli’de vefat etti. Dört defa Hz. Üstad’ı görmesi var. Ali Rıza ağabeyin öne çıkan en önemli hatırası; 1944 senesinde Denizli Mahkemesi’nden beraat ettikten sonra tahliye edilen Bediüzzaman Hazretlerinin, Şehir Oteli’nde kalmaya başlamadan önce, bir müddet Ahmet Ağanın Hanı’nda kalmış olduğunu ve bunu gördüğünü anlatmasıdır.

MAHMUT ÇALIŞKAN: 1938 Emirdağ doğumludur. 13 Eylül 2016 tarihinde Eskişehir’de vefat etti. Hz. Üstad’ın varis ve vekil talebelerinden Ceylan Çalışkan’ın amcasıdır. Fakat amca Mahmut, yeğen Ceylan’dan yedi yaş küçüktür. Mahmut ağabeyin en masum döneminde, 1953 senesinde, 15 yaşında iken gördüğü sadık bir rüya var. Rüya, Stalin’in Bediüzzaman tarafından gebertilmesiyle ilgilidir. Hz. Üstad bu rüyaya çok önem veriyor ve hemen lâhika mektubu olarak neşrettiriyor. Mahmut Çalışkan, Hz. Üstad’ın hizmetlerinde bulunmuş ve 1956’dan 1958’e kadar iki seneden fazla şoförlüğünü yapmış bahtiyar ağabeylerimizdendir.

PROF. DR. SÜLEYMAN YALÇIN: 1926’da Çanakkale’de doğdu. Aydınlar Ocağı kurucularındandır. 18 Aralık 2016 tarihinde İstanbul’da vefat etti. 1952 yılında, İstanbul’da, Akşehir Palas Oteli’nde Bediüzzaman Said Nursi ile görüşmüştü. Süleyman Yalçın şöyle diyor: “Said Nursi’yi bir idealin mücadelesini veren, İslam ve iman adına çabalayan bir mübarek şahsiyet olarak tanıyorum. Bu gibi büyük insanların ve mücahitlerin mevcudiyetini takdir ve hamd ile karşılıyorum. Nurculuğu, İslam’a imanın içinde bir hizip veya mezhep görünümü içinde görmemek lazımdır.”

risalehaber