Ana Sayfa / Yazarlar / 50 Milyon Said! ve Taziye

50 Milyon Said! ve Taziye

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

50 MİLYON SAİD! Ve Tâziye:

Bediüzzaman Hz. 1925-1950 arasındaki mutlak ceberut ve diktatör hükümetlere karşı kahramanca şunu ilan etmişti :

“Ey mülhidler! Ey zındıklar! Said, 50.000 nefer kuvvetinde demişsiniz… Yanlışsınız… Kur’ana ve imana hizmetim cihetiyle 50.000 değil, 50 Milyon kuvvetindeyim! Titreyiniz! Haddiniz varsa ilişiniz!”, “Benim ölümüm sizin başınızda bomba gibi patlayıp, başınızı dağıtacaktır. Toprağa atılan bir tohumun yüzer sünbüller vermesi gibi, “bir Said yerine yüzler Said” size o yüksek hakikatı haykıracaktır.”
Tarihçe-i Hayat – 701

Aziz, sıddık kardeşlerim!
Bayram tebrikiyle beraber “herbirinizi derecesine göre birer Said ve birer vârisim ve benim yerimde Nurların birer bekçi muhafızı” olarak, manevî bir hatıraya binaen kabul ettiğimi haber verdiğim gibi şimdi de size beyan ediyorum.

Madem haddimden çok ziyade hüsn-ü zannınızla bana ulûm-u imaniye ve hizmet-i Kur’aniyede bir üstadlık vermişsiniz. Ben de herbirinize derecesine nisbeten eski zaman üstadlarının icazet almaya lâyık olan talebelerine icazet-i ilmiyeyi verdikleri misillü icazet veriyorum. Ve bütün kanaatımla ve ruh u canımla sizi tebrik ediyorum. İnşâallah şimdiye kadar sadakat ve ihlas dairesinde fevkalâde neşr-i envâr ettiğiniz gibi daha parlak devam edip bu âciz, zaîf, mütekaid Said bedeline “binler muktedir, kuvvetli, vazifeperver Said’ler” olursunuz.
Said Nursî
Emirdağ-2 – 6

Hem benim ruhuma geldi ki: Senin binler, belki “yüzbinler Saidcikler” senin bedeline ders verecek ve konuşacaklar var. İhsan-ı İlahî ile Risale-i Nur, başka ilimler gibi meşakkatli derslere muhtaç değil.

فَاِنَّكَ مَحْرُوسٌ بِعَيْنِ الْعِنَايَةِ

Gavs-ı Geylanî’nin (K.S.) kerametkârane cümlesi, en dehşetli zaman gibi bunda da ayn-ı hakikat olduğu görüldü. Hem a’zamî ihlasın zedelenmemek için şimdi düşmanlar da dostlara inkılab ettiği bir zamanda sohbet etmek, konuşmak; bu dünyada da uhrevî hizmetlerin bir güzel ve fâni meyvelerine vesile olabilir. O vakit a’zamî ihlas ki, hiçbir şeye âlet olmayacak. Hem vazife-i İlahiyeye karışmamak için kader-i İlahî hakkımdaki bu şiddetli halete aleyhimde değil, lehimde olarak fetva verdi, müsaade etti. Ben yanımdaki vasiyetnamemdeki evlâd kabul ettiğim “küçük evlâdları tevkil ediyorum.” Onlarla konuşanı, benimle konuşmuş gibi kabul ediyorum…
اَلْبَاقِى هُوَ الْبَاقِى
Kardeşiniz
Said Nursî
Emirdağ-2 – 226

Cenab-ı Hak kemal-i rahmetiyle bu ferd-i ferîdi, kemalât-ı insaniyenin bütün enva’ını câmi’ bir istidadda yaratmış ve bu istidadların da a’zamî şekilde inkişafını irade etmiş ki; bu müstesna zâtı, İslâmiyet ağacının son asırlara uzanan ve binler dal budak salan Risale-i Nur şahs-ı manevîsi itibariyle bütün hakaikte “üstad-ı küll” hükmüne getirmiş ve topyekûn İslâmiyet hakikatlarının bir aks-i nurunu ve tecellisini Risale-i Nur şahs-ı manevîsinde dercederek, ehl-i hakikat ve kemali hayretle baktırmış ve böylece risalet-i Ahmediye ve hakikat-i Muhammediyenin câmi’ bir âyinesi olan Risale-i Nur ile Said Nursî, “bir Said” olarak çürümüş, erimiş; fakat manen “bütün âlem-i İslâm olarak” tevellüd etmiş, beka bulmuştur. Ve tâ kıyamete kadar Risale-i Nur bâki kalacak ve daima tekemmül edecektir.
Tarihçe-i Hayat – 168

Milletleri, kavimleri içine alan, zihniyet ve telakkileri değiştiren, asr-ı hazırın cereyanları, bu zâtı Kur’an ve iman davasındaki yolundan çevirememişti. O, ruhundaki şecaat-i imaniye ile kat’î inanıyordu ki, dava ettiği hakikat bir gün milletçe benimsenecek; “bir Said, binler belki yüzbinler Said” olacak. İnsanlık câmiasında neşrettiği hakaik-i imaniyenin fütuhatı ve inkişafı başlayacak.. ve âfâk-ı İslâmı saran zulmet bulutları Kur’andan eline verilen bu meş’ale-i hidayetle dağıtılacak.. ölmeye yüz tutmuş zannedilen iman ruhu yeniden canlanacak.. canlara can katacak.. manen ölmeye yüz tutan millet-i İslâmiyeyi ihya edecek.. âleme efendi olan İslâmiyetin -biiznillah- cihana efendiliğinin maddî manevî mübeşşiri olacaktı.
Tarihçe-i Hayat – 675

Zaten benim vazifem bitmek üzeredir.
Risale-i Nur hususan mecmuaları, her bir nüshası, Said’e karşı hüsn-ü zannınızın fevkinde onun vazifesini görebilir ve görüyor. Ve Nur şakirdlerinin “haslardan her bir fedakârı”, o Said’in vazifesini mükemmel görebilir. İnşâallah ileride tam görecekler. Bir Said içinizde noksan olmakla, yüzer manevî Said olan mecmualar ve “binler maddî Saidler,” içinizde hâlis ve mükemmel o vazifeyi görebilirler ve görüyorlar. Bu hakikate binaen, benim şahsıma ve başıma gelen hâdiselere çok ehemmiyet vermeyiniz. Yalnız çok dua ediniz; zaaf ve ihtiyarlık ve ziyade teessüratıma, bence makbuliyetleri şüphesiz olan dualarınızla yardım ediniz.
Emirdağ1[Y] – 180

Size hayatımda vefattan sonra elinize geçecek manevî malımı ve hukukumu size vermeye ve مُوتُوا قَبْلَ اَنْ تَمُوتُوا sırrına binaen, ölümden evvel sizi bilfiil vâris yapmaya dair bir Nur şakirdi sordu ki:

“Hikmet nedir? Sizi daha çok zaman aramızda görmek istiyoruz. İnşâallah öyle kalacaksınız.”

Ben de dedim ki: Eğer vefattan sonra bu hakiki ve hakikatli vârislerin eline bu malım geçse dünya malı gibi bir derece taksim olur; derecesine göre her birisi maldan bir kısmına hakiki mâlik olur, umumuna mâlik olamaz.

Fakat ölümden evvel vârislere verilse emval-i uhrevî gibi her birisi umum o mala, o nur lambasına derecesine göre mâlik sayılır; “her birisi küçük birer Said” olur; bir nöbetçi yerine, “binler nöbetçiler” olur. Said’in irsiyette yalnız binden bir hisse sahibi bir Nurcu olmaz, belki tam bir genç Said olur.
Emirdağ1[Y] – 216

İşte bu hakikate binaen, şimdi 10 Milyon Nur Talebesi, mânen 10 Milyon Said, 10 Milyon Hulusi, 10 Milyon Hüsrev, 10 Milyon Mehmet Feyzi, 10 Milyon Tahiri, …. 10 Milyon Hüsnü gibi Nur’lardaki Esasata sahip ve muhafız çıkarak, Tahkiki İmanı ve Marifetullah Nurlarını neşretmeye devam edeceklerdir.

Üstad Bediüzzaman Hazretlerinin “vâris, vekil, nâşir, hizmetkâr” Talebesi Hüsnü Bayramoğlu Ağabeye Cenab-ı Hak gani gani rahmet eylesin. Resulullah s.a.v. Efendimize ve Üstadımıza, Âlem-i Berzah ve Cennet’te komşu eylesin…

İttihad Yayıncılık
www.ittihad.com.tr


.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Ahiret Hesabına, Hakiki Bir Dosta, Bir Kardeşe Sahip Olmak

AHİRET HESABINA, HAKİKİ BİR DOSTA, BİR KARDEŞE SAHİP OLMAK … -Hüsnü Ağabeyimizin Hatıratına…- Sübhan olan …

Kapat