Ana Sayfa / KASTAMONU / İz Bırakanlarımız / Abanalı Veliyüddin Efendi

Abanalı Veliyüddin Efendi

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

OSMANLI DEVLETİNDE PADİŞAH HUZURUNDA YAPILAN TEFSİR DERSLERİNE KATILAN ABANALI BİR MÜDERRİS: VELİYÜDDİN EFENDİ

Arş. Gör. Ersin ÇELİK
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi, İlahiyat Fakültesi

Abanalı Veliyüddin Efendi

Veliyüddin Efendi, XIX. yüzyılda Abana-Bozkurt bölgesinin ilmiye sınıfından yetişmiş en önemli şahsiyeti olmasına rağmen, maalesef bugün onun hakkında sahip olduğumuz bilgiler son derece kısıtlıdır. O gün için Abana nahiyesine bağlı bir köy statüsünde olan Bozkurt‘tan Osmanlı sarayına uzanan Veliyüddin Efendi‘nin hikayesinin böylesine yakın geçmişte bu kadar örtülü kalması, ilim adına, geçmişe vefa anlamında daha atılacak çok adımımızın olduğunu bizlere hatırlatmaktadır. Biz onun hayatı ile ilgili bilgileri Bozkurt Belediyesi tarafından hazırlanan “Bozkurt” isimli kitaptan almakla birlikte bu bilgilerin Veliyüddin Efendi‘nin torunun oğlu
olan Selim Ünal Bey‘le yaptığımız görüşmeyle de teyit ettik.

Veliyüddin Efendi‘nin torunu Mehmet Ünal‘ın oğlu olan 1926 doğumlu Selim Ünal Bey‘in de teyit ettiği “Bozkurt” isimli eserde verilen bilgiler şu şekildedir:

1220/1805-06 tarihinde doğan Veliyüddin Efendi, İstanbul‘da medrese eğitimi aldıktan sonra saraya alınmış, 1275/1859 ile 1297/1880 yılları arasında 21 yıl şehzadelere hocalık yapmıştır. Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid Hân‘ın hocasıdır. 1297/1880 senesinde padişah tarafından Mekke kadılığına tayin edilmiş, bunun üzerine yaşlılığını ileri sürerek bu görevden affını istemiştir. Padişahın uygun görmesi üzerine 71 kuruş mükafaat ve 600 kuruş aylık ile ilmiye sınıfından emekliye ayrıldıktan sonra, 55 yaşında Bozkurt‘a dönen Veliyüddin Efendi, burada evlenmiş ve bu evlilikten 9 çocuğu meydana gelmiştir. Veliyüddin Efendi‘nin eşi ise Emine Hanım‘dır. Bozkurt‘ta uzun sure hocalık yapan Veliyüddin Efendi, uzun ve sağlıklı bir ömür yaşamıştır. (Canbaz, 2010, 81) 1325/1908 yılında 105 yaşında vefat etmiştir.

Bozkurt Belediye teşkilatının kurulmasına öncülük eden ve bu teşkilatın ilk başkanı olan Hoca Mustafa Göksel, Veliyüddin Efendi‘nin oğludur.

“Bozkurt” isimli bu eserde verilen bilgilerin Selim Ünal Bey‘den alındığını, bizzat kitabın hazırlanması işini organize eden eski Belediye Başkanı Engin Canbaz Bey ifade ettiler. Ancak Selim Ünal Bey‘in aile büyüklerinden şifahen aktardığı bu bilgilerde bazı çelişkiler bulunmaktadır.

1220/1805‘te doğduğu ifade edilen Veliyüddin Efendi‘nin 55 yaşında emekli olup Bozkurt‘a döndüğü varsaydığımızda 1860 yılında Bozkurt‘a dönmüş olması gerekir ki bunun kronolojiye aykırı olduğu görülmektedir. Çünkü Veliyüddin Efendi, 1859-1860 yıllarında Huzur derslerine katılmaya başlamış ve bu görevine 21 yıl boyunca 1880 senesine kadar devam etmiştir.

Ayrıca şehzadelere hoca olarak saraya alındığı ve Sultan Abdülaziz ve Sultan II. Abdülhamid Hân‘ın hocası olduğu yönünde verilen bilgileri de teyit etme imkanı bulamadık. Şifahen aktarılan
bu bilgilerin Veliyüddin Efendi‘nin 21 yıl Huzur derslerine katılması olarak kabul etmek daha doğrudur. Zira araştırmalarımızda Sultan II. Abdülhamid‘in hocaları arasında da Veliyüddin Efendi ismine rastlayamadık. (Sabuncu, TY, 6-7‘den Yılmaz, 2013, 26)

Yine aynı eserde Veliyüddin Efendi‘nin Bozkurt‘a döndükten sonra evlendiği ve dokuz çocuğu olduğu zikredilmektedir. Bozkurt‘ta ilk belediye teşkilatını kuran ve başkanlığını yapan Veliyüddin Efendi‘nin oğlu Hoca Mustafa Göksel’in nüfustaki bilgilere göre 1873 yılında doğduğu görülmektedir. Dolayısıyla Veliyüddin Efendi‘nin Bozkurt‘a kesin olarak dönüş yapmadan önce evlendiği ve çocuklarının olduğu anlaşılmaktadır. Zira Veliyüddin Efendi 1880 yılında Halep kadılığına tayin edilmiş ve bu görevden affını isteyerek Bozkurt‘a kesin dönüş yapmıştır.

Bu eserde dikkatimizi çeken diğer bir husus ise Veliyüddin Efendi‘nin kadı olarak nereye tayin edildiği hususundaki bilgidir. Eserde Selim Ünal Bey‘in de teyit ettiği üzere Veliyüddin Efendi‘nin Mekke kadılığına tayin edildiği ifade edilmiştir. Ancak biz bu bilginin de sözlü olarak aktarılan diğer bilgiler gibi tahrife uğradığını düşünüyoruz. Çünkü Huzur derslerine katılan defterlerden Ebül-Ula Mardin‘in aktardığına gore Veliyüddin Efendi Halep mevleviyetine kadı olarak tayin edilmiştir. (Mardin, 1956, 140) Ancak bu kadılığa yaşlılığını mazeret göstererek gitmediği anlaşılmaktadır.

Veliyüddin Efendi‘nin ismi Osmanlı kaynaklarında Abanalı olarak geçmektedir. 1973 tarihli Kastamonu İl Yıllığı‘nda yayınlanan R.1285/M.1869 tarihli Salnâme‘de Bozkurt yöresinin İnebolu kazasının Abana nahiyesine bağlandığı görülmektedir. (Komite, 1973, s. 320) Yörenin idari olarak Abana‘ya bağlı olması sebebiyle kaynaklara ismi Abanalı Veliyüddin Efendi olarak geçmiştir. Veliyüddin Efendi‘nin oğlu Hoca Mustafa Göksel‘in 1873 yılı Bozkurt (Pazaryeri)‘un Bahçe Mahallesi nüfusuna kayıtlı olması da bunu teyit etmektedir. Bütün araştırmalarımıza rağmen Bozkurt‘ta Veliyüddin Efendi‘nin kabrini bulamadık. Veliyüddin Efendi‘nin torunu Mehmet Ünal‘ın oğlu Selim Bey, kendisiyle yaptığımız görüşmede dedesinin kabrinin ilçede zamanla artan yapılaşma esnasında kaybolduğunu ifade etmektedir.

Selim Ünal Bey‘in ifadelerine göre Veliyüddin Efendi‘nin müstear isimle yazdığı bir kitabı bulunmaktadır. Selim Bey bu eseri, kitap sevdalısı Çatalzeytinli işadamı Şevket Demirci‘nin hususi kütüphanesinde gördüğünü ifade etmektedir. Ne var ki Şevket Demirci’nin 2009 yılında ahirete irtihal etmesi ile geride bıraktığı binlerce eser, yapılmakta olan bir kütüphaneye nakledilme aşamasında olduğu için bu kitaba ulaşma imkanımız olmadı. Ancak söz konusu kütüphaneye kitaplar taşınıp tasnifi yapıldıktan sonra bu kitabın Veliyüddin Efendi‘ye aidiyeti ve mahiyeti hakkında bir araştırma yapmanın mümkün olabileceğini düşünüyoruz.

Veliyüddin Efendi‟nin Huzur Dersleri Serüveni

Veliyüddin Efendi, Sultan Abdülmecîd Han döneminde ibtidâ-i dâhil derecesinde iken 1275/1859 tarihinde Huzur derslerine iştirak etmeye başlamıştır. İlk iştirak ettiği derste on birinci muhatap olarak bulunan Veliyüddin Efendi, ilk olarak altıncı oturuma iştirak etmiştir. Zamanla terfi ederek birinci oturuma kadar yükselen Veliyüddin Efendi‘nin Huzur dersleri macereası, 1859-1880 tarihleri arasında 21 yıl sürmüştür. Aşağıdaki tabloda Veliyüddin Efendi‘nin Huzur derslerine hangi tarihte, hangi rütbe ve hangi görevle katıldığı detaylı bir şekilde gösterilmiştir.


Veliyüddin Efendi‘nin ilmî durumunun ve Huzur derslerinde aldığı görevlerin daha iyi anlaşılabilmesi için Osmanlı‘da medreselerden ve müderrislik derecelerinden kısaca bahsetmek faydalı olacaktır.

Osmanlıda medreselerin derecelerini göstermek için birbirleriyle farklı gibi görünen aslında aynı şeyi ifade eden, üç farklı isimlendirmenin olduğu bilinmektedir. Bunlardan birincisi Hâşiye-i Tecrîd, Hâşiye-i Miftâh ve Hâşiye-i Telvîh medreseleri gibi okunan kitaplara göre isimlendirmedir. İkincisi, yirmili, otuzlu, kırklı, ellili ve altmışlı gibi müderrise ödenen günlük ücrete göre yapılan isimlendirmedir. Bir diğeri ise hâriç, dâhil, Sahn ve Süleymâniye gibi medreselerin statüleri baz alınarak yapılan isimlendirmedir. (İpşirli, 2003, s. 327-333)

XVIII. yüzyıldan itibaren giderek iki hâriç (ibtida-i hâriç, hareket-i hâriç), iki dahil (ibtidâ-i dâhil, hareket-i dâhil), iki Sahn (mûsıle-i Sahn , Sahn-ı Semân), iki altmışlı (ibtidâ-i altmışlı, hareket-i altmışlı), üç Süleymaniye (mûsıle-i Süleymâniyye, hâmise-i Süleymâniye; Süleymâniye) ve bir dârülhadîs (dârülhadîs-i Süleymâniye) dereceleri oluşmuştur. Bu sistem Osmanlı Devletinin sonuna kadar böyle devam etmiştir. Osmanlı medrese sisteminde Mûsıle-i Süleymaniye ile üst tarafında bulunanlara kibâr-i müderrisîn denilir ki bunlar mevleviyet kadılıkları için hazır durumda olmuş olanlardır. Alt taraftakiler de kendi aralarında iki sınıftır. Zira mülâzemet günlerinde yani her hafta Perşembe günleri müderrisler şeyhülislâm ile görüşmeğe gittiklerinde Sahn-ı Seman ile ondan yukarıda olanlar husûsi bir odada oturur, mûsıle-i sahn ile daha aşağı rütbede olanlar sofada beklerler ve heyetçe tertip üzere şeyhülislâmın huzuruna girerlerdi. Müderrislerin başı dârülhadis müderrisi idi. (Paşa, 1884, s. 87-90)

Tabloda verilen bilgilere göre Veliyüddîn Efendi‘nin Huzur derslerine katıldığı tarihlerde bulunduğu rütbeler, medreselerin statüsü üzerinden isimlendirilmiştir. Buna göre Veliyüddin Efendi, Abdülmecîd Han döneminde ibtidâ-i dâhil derecesinde iken 1275/1859 tarihinde VI. oturumla Huzur derslerine iştirak etmeye başlamıştır. Üç sene sonra 1862 yılında hareket-i dâhil medresesi müderrisi olarak Huzur derslerine katılmıştır. 1864 yılında Mûsıle-i Sahn medresesine terfi ederken Huzur derslerinde ise VI. oturumdan V. Oturuma terfi ettiği görülmektedir. 1864‘ten 1870‘e kadar altı yıl mûsıla-i sahn rütbesinde kalan Veliyüddin Efendi, 1867 Ramazan ayında Huzur derslerinin IV. oturumuna, 1868‘te III. oturumuna terfi etmiş, 1869 senesinde III. oturumda baş muhatap sıfatıyla bulunmuştur. 1870 yılında Hareket-i Altmışlı rütbesine terfi etmiş, o Ramazan‘da Huzur derslerinin III. oturumunda baş muhatap sıfatıyla bulunmuştur.

1871 senesinde Mûsıle-i Süleymaniye rütbesine terfi ederek kibâr-i müderrisîn/büyük müderrisler sınıfına dâhil olan Veliyüddin Efendi‘nin Huzur derslerinde de II. oturuma terfi ettiği görülmektedir. İki yıl bu rütbede kalan Veliyüddin Efendi, 1872‘de Hâmise-i Süleymâniye rütbesine layık görülmüştür. 1875 yılında Huzur derslerinde I. oturuma yükselen Veliyüddin Efendi‘nin, 1889 tarihine kadar Hâmise-i Süleymaniye rütbesinde olduğu görülmektedir.

1296/1879 yılından itibaren resmî kayıtlarda rütbe ve ruûs derecesinin tasrihine dikkat edilmediği için 1296/1879 ve 1297/1880 senelerinde Veliyüddin Efendi‘nin Huzur Derslerine hangi rütbe ile iştirak ettiği bilinmemektedir. 1297/1880 yılı Ramazan‘ında Huzur derslerine son kez iştirak eden Veliyüddin Efendi, 1297/1880 yılında Halep mevleviyetine tayin edilmesi üzerine Huzur dersleri muhataplığı görevinden ayrılmıştır. (Mardin, 1956, s. 140)

Veliyüddin Efendi Bozkurt‘a döndükten sonra uzun bir süre yaşamış, hocalık yapmış ve 105 yaşında vefat etmiştir. Veliyüddin Efendi döndüğünde köy statüsünde olan Bozkurt‘a ölünceye kadar hizmet etmiş, onun yetiştirmiş olduğu evlatları da kendisinden sonra onun izinden giderek hem Bozkurt‘a hem de ülkemize faydalı hizmetlerde bulunmuşlardır. Bozkurt Belediye teşkilatını ilk defa oluşturan ve 1923-1932 yılları arasında başkanlığını yapan Hoca Mustafa Göksel, Veliyüddin Efendi‘nin oğludur. Yine Bilecik ve Tekirdağ valiliği yapan Hüseyin Kaşif Ünal da yine Veliyüddin Efendi‘nin torunudur.

Ancak ne hazindir ki bugün Veliyüddin Efendi‘nin Bozkurt‘ta bir tabelayla da olsa isminin yaşatılmaması bir yana Fâtiha okunacak bir mezar taşı dahi bulunmamaktadır. Şehrin tarihi açısından böylesi önemli bir şahsiyetin isminin yaşatılmasının, bizi biz yapan bu toprakların değerlerine bir vefa borcumuz olduğu unutulmamalıdır.

KAYNAKÇA
Albayrak, S. (1996). Son Devir Osmanlı Uleması (İlmiye Ricalinin Teracim-i Ahvâli) (Cilt II).İstanbul: İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür İşleri Daire Başkanlığı Yayınları.
Bozkurt, (2010)Canbaz, E. (org.). (N. Çetinkaya. Dü.) Asır Matbaa.
İpşirli, M. (2003). DĠA. Medrese (Osmanlı Dönemi) , 28 , 327-333. İstanbul: TDV.
Kara, Ö. (2013). İslam Geleneğinde Ümerâ Huzurundaki Toplantıların Osmanlıcası: Huzur Dersleri. B. g. vd. içinde, Osmanlı Toplumunda Kur’an Kültürü Ve Tefsir Çalışmaları-II (s. 299-369). İstanbul: İlim Yayma Vakfı Yayınları.
Kerman, Z. (2012) “Halit Ziya Uşaklıgil”. DİA. İstanbul: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.
Komite, (1973). Cumhuriyetin 50. Yılında Kastamonu 1973 İl Yıllığı, Ankara: Kastamonu Valiliği.
Mardin, E.-U. (1956). Huzur Dersleri (Cilt I). İstanbul: İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi Yayınları.
Pakalın, M. Z. (1971). Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü (Cilt I). Ġstanbul: Milli Eğitim Basımevi.
Paşa, A. C. (1884). Tarih-i Cevdet. İstanbul: Matbaa-i Âmire.
Yılmaz, Ömer Faruk, (2013) Sultan İkinci Abdülhamid Han’ın Aile Hayatı, İstanbul: Çamlıca Basım Yayın.
Tayyarzade, A. A. (1293). Tarih-i Ata (Cilt I). İstanbul: Yahya Efendi Matbaası.
Uşaklıgil, H. Z. (2003). Saray ve Ötesi. (N. Ö. Akın, Dü.) İstanbul: Özgür Yayınları.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Seyyid Hasan Efendi

Müftü es-Seyyid Hasan Efendi 1083/1673 yılında Kastamonu Müftüsü olarak görev yapan es-Seyyid Hasan Efendi, aynı …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
“Bu kalpleri dinlendirin ve onlar için hikmetli hoş sözler söyleyin”

Hz. Ali (ra): "Bu kalpleri dinlendirin ve onlar için hikmetli hoş sözler söyleyin..." Ahlakıyla, İslam’ı …

Kapat