Ana Sayfa / AİLE & SAĞLIK / Aile / ABD’li kadınlar neden Müslüman oluyor? / Gülay Atasoy

ABD’li kadınlar neden Müslüman oluyor? / Gülay Atasoy

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

ABD’li kadınlar neden Müslüman oluyor? / Gülay Atasoy

Tüm dünyada tüketim çılgınlığı devam ediyor.

Özellikle kadın bu sektörün bulunmaz elamanı.

Daha doğrusu, acımasız kurbanı ve en büyük tüketim pazarı.

Kadının giyimi, bakımı, kreminden aksesuarına kadar her şeyi.

Milyarlarca kadını tüketim aracı olarak kullanmak. Ve sürekli onun hayatını formatlamak.

Hep yeni şeyler. Her yıl yenilenen kıyafetler, ayakkabılar çantalar, makyaj malzemeleri ve hatta diyetler.

Birileri sürekli onların kulağına fısıldıyor:

“Sen modern bir kadınsın. Modern kadın giyimine çok dikkat etmeli. Elindeki çantan, sırtındaki elbisen, saç rengin ve hatta saç tokana kadar modern olmalı…

Şöyle giyinirsen güzel olursun. Şu kremi kullanırsan genç kalırsın. Şu diyeti uygularsan zayıflarsın.”

Farklı olmak. Farklı giyinmek ve farklı gözükmek. Bakımlı ve alımlı olmak. Hep şöyle, şöyle, şöyle yapmak.

Tüketim dünyasının efendilerinin elleri hep onların omzunda: “Sağa dön, sola dön. Şöyle otur, şöyle kalk, şunu giy, şunu çıkar.”

Tabii bu durum tüketim ekonomisini körüklüyor. Onların cepleri dolarken; kadınlar çağın dışında kalmamak, bulunduğu topluma uyum sağlamak için ister istemez onların isteklerine boyun eğiyor.

Onlar arzu etseler de istedikleri gibi giyinemiyorlar. Giyinemezler de. Çünkü üzerlerinde öyle bir manevi baskı var ki, moda olmayan bir elbise veya ayakkabıyla bir yere girdiklerinde çevrenin garip bakışları altında manen eziliyorlar.

“Zaten iş hayatında da kadının bakımlı ve alımlı olması istenmiyor mu?

Bu sebeple aldığı paranın ekseriyetini kıyafet, aksesuar, saç ve makyaj malzemesine vermiyor mu?

Yani kadın, önce çalıştırılıp para kazandırılıyor, sonra da gönüllü olarak elinden alınıyor.

Ve kadın kendi gibi olma özgürlüğünü kaybediyor. Onlara sürekli nasıl olmaları gerektiğini birileri öneriyor..

Ama bazı kadınlar tüketim dünyasının esiri olmayı reddediyor.. Tüketim dünyasının kulu olmak yerine Rablerinin kulu olmayı tercih ediyor.

Tüketim dünyasının efendileri onları esir alamıyor. Onlar özgür kadınlar. Çünkü istedikleri gibi giyiniyorlar. İstedikleri kıyafetle geziyorlar.

Fakat onların o hali bu sektördeki efendilerin hiç de hoşuna gitmiyor. Öyleyse kendi emirleri altına girmeyen bu kadınlara “dur” demek gerekiyor. Gereği düşünülüyor ve karar veriliyor. “Kadın tesettüre girerse özgürlüğünü kaybeder.”

Özgürlüğünü kaybederek tüketim çılgınlığının emri altına giren kadınların durumlarını kamuflaj etmek için örtülü kadınların özgürlüklerini kaybettikleri söyleniyor.

Halbuki gerçek özgürlük örtünmek ve Allah’a kul olmaktır. Bu kadınlar başka insanları değil sadece Rablerini razı etmek için çalışıyor.

Peki gerçek özgür kadın hangisi?

Tek bir Rabbin emrine girip onu razı etmeye çalışan mı? Yoksa tüketim ekonomisinin efendilerini razı eden kadın mı?

İşte şimdilerde ABD’de her yıl yirmi bin kadın, tek bir Rabbin kulu olmanın mutluluğunu keşfederek Müslüman oluyor.

“Asıl mü’min hakkıyla hürdür. Kainatın yaratıcısına kul ve hizmetkar olan, halka boyun eğmeye tenezzül etmez. Demek, imana ne kadar kuvvet verilse hürriyet o kadar kuvvet bulur.” Sözüne imza atıyorlar.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI

SAATLER VE MANZARALAR Yahya Kemal BEYATLI   Sütunların Dibinde Duâ Edenler Ayasofya’da, ikindiden sonra, yerle …

Önceki yazıyı okuyun:
Alo! Evimde ölmek istiyorum. Elimi tutar mısın? / Esra Nuray Sezer

Alo! Evimde ölmek istiyorum. Elimi tutar mısın? Bir varmış, bir yokmuş. Eski zaman içinde, kalbur …

Kapat