Sosyal medyada, muhtemelen Kaymakamlık Sosyal Yardımlaşma Vakfı elemanları’nın sorularını cevaplayan, onların ev yapma tekliflerini, maaş tekliflerini geri çeviren, hesabından, vebalinden korktuğu için devletin hiç bir şeyini almak istemeyen, “ben kendime bakarın” diyen bir teyzemizin görüntüleri dolaşıyor.
Görüntüleri izleyen bazılarımız bu kadına gülerek bakıyor ve muhtemelen “deli” diyor olabilir.
Doğrudur.
Akıllılarımızın
kasa-kese doldurma yarışında olduğu,
Akıllıların,
devletin malı deniz diyerek devlet, millet malından ne kopartabilirse kar saydığı bir dönemde
Haramdan korkana elbet deli derler.
Otuz-kırk sene öncesine kadar bizim insanımızın çoğu böyle düşünürdü.
Bizim insanımız işte böyle asil idi,
Bizim insanımız mertti,
Alın terini yer, başkasının eline, emeğine göz dikmezdi, başkasına muhtaç olmayı, başka ellere muhtaç olmayı ölüme eş değer ar bilir, zül sayardı.
1993 yılında yanan bir köyde ekmek ve gıda yardımı yapan Kızılay ekiplerinin yanına gitmekten utanan insanlar gördüm.
Aldıkları ekmekleri başı öne eğik, ağır bir mahcubiyetle çoluk çocuğuna götüren şerefli babalar gördüm ve şahit olduğum o sahneleri ölene kadar unutamam.
Bizim insanımız helal ve haramı bilirdi.
Bilmek ne kelime, haramdan ölümüne korkar, helalinden kazanıp helalinden yemeyi hayat gayelerinden biri kabul ederlerdi.
Bizim insanımız Allah’ı cc, ahireti, hesabı bilirdi, inanırdı, korkardı..
Bizim insanınız devleti-milleti kazansın diye kendisi kaybetmeye razıydı.
Bizim insanımız mihnet yükünün altına girmekten ölümden korkar gibi korkardı.
Bizim insanımız hürdü, özgürdü. Özgürlüğün ilk şartının başkasına muhtaç olmamak, başkasından almamak, başkasına mahkum ve muhtaç olmamak olduğunu bilirdi..
Bizim insanımız alarak mutlu olan asalaklardan değil, vererek mutlu olan asillerden idi..
Bizim insanımız cebi fakir olsa da gönlü zengin insanlardı.
Bizim insanımız veren elin alan elden üstün olduğu dersini almış, ruhuna yazmış insanlardı.
“Bizim atalarımız, ana babalarımız çok deliymişler, çok deliydiler..”
Akıllandık.
“Maymun gözünü açtı..” diye düşünen, maymun gibi, maymun iştahlı nesiller yetiştiriyoruz artık.
Ama sakın korkmayın,
Maymunlaşmayan,
İzzetini, şerefini, haysiyetini, asaletini kaybetmeyen,
Kaybeymediği gibi bunu çocuklarına bırakabileceği en değerli miras bilen “insanlık delilerimiz” hiç de az değil..
İmandır o cevher ki ilahi ne büyüktür
İmansız olan paslı yürek sinede yüktür..
Dünyada ve ahirette insana değer katan, güzelleştiren, izzetli ve şerefli kılan, mutlu kılan, doyuma erdiren her güzelliğin kaynağı iman ve imandan gelen güzel ahlak..
Batı kültürü yazık ki insanı dünyevileştiriyor.
Dünyevi mutluluğu önceliyor.
Batı felsefesinin bulaştığı herkes önce ve özellikle dünya rahatını, konforunu, lüksü, hazzı hedefleyerek yaşamaya meylediyor, meylettiriliyor.
Süte katılan su gibi, zehir gibi, bizim İslâm ahlakıyla yoğrulmuş değerlerimize, nesillerimize batı felsefesi ne kadar bulaşmışsa ahlaki kalitemiz o oranda düştü- düşüyor.
Toplumumuzdaki ahlaki zaaf ve çöküntünün asıl nedeni;
Müslümanım diyoruz ama Materyalizm, Makyavelizm, Kapitalizm, Komünizm’in olmayan ahlaklarıyla terbiye ediliyoruz..
O yüzden toplumda yaşanan çöküntünün nedeni bizde, bizim kadim kültürümüzde, iman ve ahlakımızda değil,
insanımıza ve nesillerimize kendi kültürünü değil batı felsefe ve dinlerinin ahlakını pompalayan sistemlerde, izm ve ideolojilerde.
Hasılı evet hastalanıyoruz birilerinin zan ve iddia ettikleri gibi mikrop içimizde değil, dinimizde depil, töremizde değil, hacıda değil, hocada değil.
Mikrop dışardan geliyor. Mikrop Batı’dan geliyor.
- Var mıyız? - 1 Eylül 2024
- Yetim Yeter - 15 Ağustos 2024
- Meta’nın Esiri mi Oluyoruz.. - 2 Ağustos 2024
- Nerde Çokluk… - 24 Temmuz 2024
- Kurban Kesmek mi, Kurban Olmak mı? - 16 Haziran 2024
- Türk’ün En Büyük Düşmanı - 9 Haziran 2024
- Maarif Modeli Üzerine - 29 Nisan 2024
- Kendini Gizle Dinini Değil.. - 24 Mart 2024
- Köy Hocası Deyip Geçmeyin - 10 Aralık 2023
- Boykot Silahtır - 1 Kasım 2023