Adalet Olsa
Iraklı bir mülteci vardı..
İlk geldiği zamanlar evlerinde ve üzerlerinde hiç bir şeyleri yoktu ama nasılsın diye sorduğumuzda canı gönülden elhamdülillah diyorlardı.
Aradan bir kaç ay geçtikten sonra bir gün bana geldi, yardım kuruluşlarının haksızlık yaptıklarını, adaletli davranmadıklarını hatta zulmettiklerini söylemeye başladı..
Neden diye sorduğumda, bazı mültecilere veriyorlar, bazılarına vermiyorlar, bazılarına çok veriyorlar, bazılarına az veriyorlar, zenginlere veriyorlar benim gibi fakirlere vermiyorlar vs dedi..
Yardım kuruluşlarının hangi şartlarda çalıştıklarını, neler yaptıklarını, neler yapamadıklarını vs yakinen bildiğim için
Adama kızdım ve dedim ki;
sizin hakkınız Irak’ta.. Git hakkını oradan al, adaleti oradan iste..
Burada kimsenin sana iyilik yapma görevi yok, kimsenin sana iyilik, yardım borcu yok..
Adamlar üzerlerine vazife olmadığı halde sırf Allah rızası için, merhametli oldukları için ellerinden geldiğince gece gündüz iyilik yapmaya çalışıyorlar..
Kendilerine, çocuklarına, dostlarına ayiracaklari zamanlarını fakir fukaranın derdine derman olmak için harcıyorlar.
Yapmasalar kimse neden yapmadın demez, diyemez.
İyilik yapınca borçlu mu oluyorlar?
Elinde o gün o imkan varmıştır ona yardım etmiştir, senin istediğin gün elinde hiç bir şey yokmuştur, verememiştir.
Yarın da sana verir.
Bu adamlar devlet değil ki şehirdeki binlerce fakire, mülteciye her ay düzenli maaş versinler, düzenli yardım etsinler..
Öncelikle şunu bilmelisin ki iyilik ve ihsanda hak ve adalet aranılamaz, iyilik eden eksik yaptı diye sorgulanamaz, yargılanamaz, eleştirilemez.
Yaptığı kadarına şükredilir, teşekkür edilir..
O mülteci dersini aldı mı, ikna oldu mu bilmiyorum..
Ama yazık ki son yıllarda millet olarak Iraklı o mülteciden, piyasadaki dilenciden farksız hale geldiğimizi görüyorum.
Sürekli devletten birşeyler istiyoruz.
Devlet ne verse yetinmemiyor, teşekkür edemiyor, daha fazla ne alabiliriz diye çabalamaya, çıpınmaya başlıyoruz..
Acaba bir eksik var mıydı, birine eksik verdi mi, kime eksik verdi, ona verdi bana vermedi mi, acaba daha fazla bir şeyler isteseydim alabilir mıydım vs diye deli gibi araştırıyoruz, kosusturuyoruz, küçücük bir eksik, hata bulsak feryad figan eleştiriyoruz.
Bu benim hakkım mıdır, bu bana helal midir diye düşünmeyi tamamen terkettik.
Bunu düşünceni, sorgulayanı hain görüyoruz, ajan gibi görüyoruz en masum haliyle saf-salak görüyoruz.
Hiç olmayan, hiç alamayan var mı diye düşünemiyoruz..
Benim de devlete, millete karşı vazifelerim var mıdır, vazifelerimi yerine getiriyor muyum, bunca nimeti, ikramı hakediyor muyum diye sormuyor, nefsimizi sorgulamıyoruz..
Devlet bir kesime yönelik bir çalışma, düzenleme, iyileştirme yapar yapmaz diğer kesimlerin onlara verdiniz bize vermediniz, adalet yok diye feryad etmesi adalet arzusundan falan değil, menfaat arzusundan.
Adaleti menfaate maske yapıyoruz.
Belki hakiki adalet olsa elimizde olanı da devletin geri alması gerekir.
Ama biz o adaleti elbette istemeyiz..
Her nimetin aynı zamanda bir vebal ve sorumluluk getirdiğini, dünyada olmasa bile ahiret hesabının olacağını hiç hesaba katmıyoruz..
Karnımız doydukca gözümüz acıkıyor..
Cebinizdeki varlık arttıkça ruhumuzdaki darlık artıyor.
Yokluğun, darlğın sıkıntılarını unuttuk şimdi varlığın sıkıntısını çekiyoruz..
Devlet bütün vatandaşları deprem bölgesine gönderip oraları gezdirmeli, on gün, on beş gün oralarda hizmet ettirmeli..
Milletin ruhunda oluşmaya başlayan kara deliği doldurmak için devleti versek doyuramayız..
Ve bu kara delik devleti, milleti, milli manevi değerleri hatta dünya ve ahiret saadetimizi tümden yutmaya hazırlanıyor..
- Var mıyız? - 1 Eylül 2024
- Yetim Yeter - 15 Ağustos 2024
- Meta’nın Esiri mi Oluyoruz.. - 2 Ağustos 2024
- Nerde Çokluk… - 24 Temmuz 2024
- Kurban Kesmek mi, Kurban Olmak mı? - 16 Haziran 2024
- Türk’ün En Büyük Düşmanı - 9 Haziran 2024
- Maarif Modeli Üzerine - 29 Nisan 2024
- Kendini Gizle Dinini Değil.. - 24 Mart 2024
- Köy Hocası Deyip Geçmeyin - 10 Aralık 2023
- Boykot Silahtır - 1 Kasım 2023
Gönlüne, kalemine sağlık değerli Orhan hocam.
Allah cc razı olsun