ADALET SARAYI
“İşçinin alnının teri kurumadan ücretini verin.”
Hadis-i Şerif, K. Sitte Muhtasarı, İbrahim Canan: 17/304
“Eğri ok, doğru yol almaz.”
Hz. Mevlâna
“Evinizin eşiğini temizlemeden komşunuzun damındaki karlardan şikâyet etmeyiniz.”
Konfüçyüs
“Dünyayı idare edenler, dirilerden çok ölülerdir.”
James Howel
“Allah, uçamayan kuşa alçacık dal verir.”
Atasözü
TESELLİ
Hz. Süleyman’ın oğlu ölmüştü. O, buna çok üzülür. İki melek, davacı insan şeklinde yanına gelirler.
Meleklerden biri:
– Bu adam davarı ile ekinimi bastı, bundan davacıyım.
Diğeri:
– Ben koyun sürüsüyle yolda gidiyordum. Yolum tarlaya uğradı, yani bu adam yolu tarlasına katmış, mecburdum geçmeye.
Süleyman peygamber:
– Yolun, gelip geçene ait olduğunu, herkesin bu yoldan geçmek zorunda olduğunu bilmiyor muydun? Neden yolu ektin, der.
Davacı ise şöyle cevap verir:
– O hâlde sen, dünyanın bir ahiret yolu olduğunu bilmiyor musun? Elbette gelen bu yoldan geçecek. Oğlunun ölümüne neden bu kadar üzülüyorsun?
Hz. Süleyman, hatasını anlayarak tövbe eder.
TİLKİNİN TAKSİMİ
Hz. Mevlâna’nın bir öyküsü bu: Aslan, kurt ve tilki birlikte ava çıkarlar. Bir geyik, koyun ve bir de horoz avlarlar.
Aslan, kurda seslenir:
– Şimdi bunları adaletle paylaştırıp sohbetlerimize tat ver bakalım.
Kurt, aklınca bir taksim yapar:
– Ey cihan şahı, avcıların sultanı, der. Bundan kolay ne var. Geyik sizin, koyun benim, horoz da şu zavallı tilkinindir.
Aslan, gök gürlemesini andıran bir sesle kükrer. Kurdu kan revan içinde yere serer. Sonra da tilkiye dönüp şöyle haykırır:
– Tez sen üleştir.
Tilki de fikrini söyler:
– Ey yiğitler ülkesinin tek hükümdarı! Koyun sabah kahvaltınız, geyik öğle yemeğiniz, horoz ise siz sultanımızın çerezidir.
Aslan, bu paylaştırmayı beğenmiştir. Mutluluğunu şöyle ifade eder:
– Aferin sana, bu adaletli (!) taksimi kimden öğrendin?
Tilki, her zamanki gibi uyanıktır:
– Şu yerde yatan kurt kardeşten öğrendim.
En zor zamanlarda bile tehlikelerden kurtulmanın bir yolu vardır. Ne dersiniz?
AĞACIN ŞAHİTLİĞİ
Adam, hacca gidiyordu. Yanındaki bin altınını, birisine bıraktı. Hacdan döndüğünde parasını geri istedi. Öbürü inkâr etti:
– Hayır, sen bana para mara bırakmadın.
Hacı, mahkemeye müracaat etti. Bir ağacın altında parayı verdiğini söyledi. Başka şahidi yoktu. Hâkim, hacıya dedi ki:
– Git bana o ağaçtan bir dal getir. Olur ya belki şahitlik eder. Hacı gitti. Hâkim de kendi kendine bir kitap okumaya başladı. Aradan epeyce zaman geçmişti ki hâkim başını kaldırıp dedi ki:
– Nerede kaldı bu adam?
Suçlu, dalgınlıkla şöyle dedi:
– Hâkim bey, ancak gelir; ağaç uzaktadır.
Hâkim gülümsedi:
– Gördün mü ağaç şahitlik etti!
KİTAPLARIN ÖCÜ
ABD yüksek mahkemesi hâkimlerinden John Marshall, emekli olduktan sonra kendini okumaya verir. Yaşlı hâkim, kitaplığının üst rafındaki bir kitabı almak için merdivene çıkar. Heyecanla kitabı çeker. Tam o sırada bütün kitaplar üstüne gelir. Merdiven devrilir. Hâkim yerdedir…
Gürültüyü duyan uşak koşarak gelir. Bir de ne görsün, yaşlı kurt, kitapların altında kalmış ve katıla katıla gülmekte…
– Aman efendim, der uşak. Geçmiş olsun, ne oldu size böyle?
Emekli hâkim hâlâ gülmektedir:
– Bunun böyle olacağı belliydi, der. Ben yıllarca kanunları çiğnedim, şimdi de kanunlar benden öç aldı!
Mahir DUMAN
- Mal – Mülk - 6 Haziran 2024
- Kulluk - 19 Mayıs 2024
- Konuşma - 16 Nisan 2024
- Kitap - 4 Nisan 2024
- Kibir – Tevazu - 21 Mart 2024
- Kardeşlik – Yardımlaşma - 9 Mart 2024
- Kahramanlık – Korkaklık - 21 Şubat 2024
- Kadın – Erkek Dünyası - 12 Şubat 2024
- Bir Adım Öteye… - 1 Şubat 2024
- İnsan Olmak - 27 Ocak 2024