Ahmed Hicrî Efendi (Tosya; d.1292/1875-ö.1338/1920)
Kastamonu âlim ve şairlerinden Ahmed Hicrî Efendi, babası Hasan Rüşdi Efendi’nin Tosya’da müderris bulunduğu 1875 yılında burada doğmuştur. Rüşdi Efendi, Devrekâni’nin Çalkaya köyü Ali İmamoğulları’ndan Abdullah Efendi’dir.
Ahmed Hicrî Efendi iyi bir eğitim görmüştür. Kastamonu’da Atabey Medresesi Müderrisi İskilipli Ali Rıza ve bu zat ölünce de Semhiyye (Topçuoğlu) Medresesinde okuyup, Müderris Sırtlızade Ali Senaî Efendi’den icazet aldı. Tosyalı medrese arkadaşlarının daveti üzerine Tosya’ya gitti. Arkadaşlarının teklifi üzerine ve hocasının müsaadesi üzerine Tosya’ya yerleşti. Abdürrezzak Camii medresesinde tedrise, camide vaizliğe başladı. 1908 tarihinde ölen babasına bu tarihe kadar yardım etti ve bu tarihten sonra da müderrislik yaptı. İcazetnamede; sarf ve nahiv, mantık, meani, fıkıh ve usul-i fıkıh, hadis ve usul-i hadis, tefsir ve usul-i tefsir, kelâm, ferâiz, aruz, âdab, akliyyat ve nakliyyat, rivayet ve dirayet ilimlerinden icazetli olduğu yazılıdır. Hicrî, rüştiye mektebi hocalığında, bidayet mahkemesi, idare ve maarif meclisleri azalıklarında da bulunmuştur.
Hicri’nin bidayet mahkemesi, idare ve maarif meclisleri azalıklarında da bulunduğu anlaşılmaktadır. Duygulu, rindâne tavırlı, güler yüzlü bir kimse olarak tanınan Ahmed Hicrî Efendi, 2 Mart 1920’de vefat etmiş, Hıdırlık’ta Künbed’de babasının mezarı yanına defnedilmiştir.
Şair Hicri Arapça ile Farsça çok fasih konuştuğu, Türkçe vaazlarında da babasının talakat ve tesirinden üstün olduğu söyleniyor. Şair olarak, divan tarzında tertipli ve çeşitli şiirler yazmışsa da divanı 1918’de eviyle birlikte yanmıştır. Eldeki şiirleri vârisleri ile arkadaşlarından derlenebilmiş olanlardır. Hicrî’nin şiirlerini Hüseyin Sıtkı Köker toplayarak Şair Ahmet Hicrî adıyla 45 sayfa hâlinde yayımlamıştır.
Eserlerinden Örnekler
Kaplıyan eflâki her şeb dûd-i âhımdır benim
Bâis ancak ahıma baht-ı siyahımdır benim
Tâ’n kılma secde eylersem kaşi tuğraya ben
Kande görsem ol peri-rû kıble-gâhımdır benim
Reng-i ruhsârın sebih olsa hatadır goncaya
Sorsalar indimde ey gül, gül riyâhımdır benim
Zülf-âsâ dil perişan olda daim şâd olur
Pâymâl olmak yolunda, izz ü câhımdır benim
Bir muazzam Şehriyârın (Hicriya) meftunuyum
İftihar etsem aceb mi padişahımdır benim
Bir beyit
Arz-ı hâl eyleyelim sevgili cananımıza
Rahm eder belki görüp hâl-i perîşânımıza
Koşma
Bugün de gezerken kendi hâlimde
Aklımı başımdan aldı bir peri
Bir görüşde meftun oldum hüsnüne
Anın-çün gezerim böyle serseri
Aşk sevdâsı nedir bilmezdim evvel
Gönlüme takıldı bir acîb çengel
Her nerde olursa bulunur engel
Çekerim anınla tîg u teberi
Birkaç gün sohbeti oldu müyesser
Ne çâre ayrılık hükm-i mukadder
Sabr edip ölmemekdir Hicrî hüner
Sabr eyleyen dâ’im bulur zaferi
Velibeyoğlu, Veli Recai (1975).
Kaynaklar:
- Dr. Mehmet ARSLAN; Türk Edebiyatı isimler Sözlüğü
- TDV İslam Ansiklopedisi
- tosyalider.net
- biyografya.com
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024