Ana Sayfa / KASTAMONU / İz Bırakanlarımız / Ahmed Nadî Efendi

NÂDÎ, Ahmed Nadî Efendi

Divan şairi, tezkireci, devlet adamı

Kaynakların verdiği bilgiye göre Ahmed Nâdî Efendi Kastamonuludur. Sultan II. Mustafa zamanında ve daha sonra Şam defterdarlığı ve birkaç valiye divan efendiliği görevlerinde bulundu. Daha sonra

Ahmed Nadî Efendi

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

NÂDÎ, Ahmed Nadî Efendi

Divan şairi, tezkireci, devlet adamı

Kaynakların verdiği bilgiye göre Ahmed Nâdî Efendi Kastamonuludur. Sultan II. Mustafa zamanında ve daha sonra Şam defterdarlığı ve birkaç valiye divan efendiliği görevlerinde bulundu. Daha sonra

veya divan kâtipliği görevine atandı. Yazı yazmada ve inşa sanatında oldukça ilerledi. Şam defterdarı oldu. Mısısrda birkaç vezire divan efendisi oldu. Basra valisi Ahmet Paşa’nın kethüdalığı görevinde bulundu.1127 / 1715 yılında Arabacı Ali Paşa’ya baş tezkireci oldu. Sultan III. Ahmet zamanında 1127 / 1715 yılında Mehmet Paşa’nın büyük tezkirecisi oldu

Vefatı 1131 / 1717 ‘dir. Basrada medfundur. Tuhfe-i Hattatin  Urfalı olduğunu yazıyor. 

Nazmı “şiveengiz” ve “şiirini orinal manalarla süslemede hoş” tur.

Mısır’da Hz peygamber’in ayağını bastığı yeri zyaret ettiğinde şu beyti söyler:

Zâyirân-ı makdemün olmaz şefâatden beri  

Çünki sensin mahşerün çâpük-süvâr rehberi

Ayrıca  Tezkire-i Safayî’de Farsça iki gazeli kayıtlıdır. 

 

Eserlerinden Örnekler

Yazan keyfiyyet-i erbâb-ı aşkı hoşn-nümâ yazmış

Elinde sâgar-ı işret yanında dil-rübâ yazmış

 

Görüp çîn-i cebîninde mukavves kaşların resmin

Felek müjgânını sehm-i ciger-dûz-ı kazâ yazmış

 

Leb-i meygûnu vasfında görüp erbâb-ı dil-i nazm

Disünler Nâdî-i âşüfte şir-i dil-güşâ yazmış

 

***

 

La’line erbâb-ı hikmet mül demez de yâ ne der

Kâkül-i müşgînine sünbül demez de yâ ne der

 

Gülşen-i kûyunda yârin gûş edenler nâlemi

Nâdiyâ hoş-lehce bir bülbül demez de yâ ne der 

 

***

 

Ey perî gül-çîn-i bâg-ı vuslatın kmdür aceb

Bî-tekellüf nâil-i cemiyyetin kimdir aceb

 

Ey gül-i bâg-ı melâhat bülbül-i şeydâ gibi

Dâhil-i gülşen-serây-ı sohbetün kimdür aceb

 

Nâdiya bîmâr-ı aşk-ı bî-devâ oldun yine

Bâis-i derd-i dili bî-ileti kimdür aceb

Kaynakça

Çapan, Pervin (hzl.) (2005). Mustafa Safayî Efendi Tezkire-i Safayî. AKM Yay..Ankara. 645.

Ekinci, Ramazan(2013). Hâfız Hüseyin Ayvansarayî, Vefeyât-ı Ayvansarayî. İstanbul: Buhara Yay.

İnce, Adnan (2005). Tezkiretü’ş-Şuara – Salim Efendi..Ankara: AKM Yay.222.

Kurnaz, Cemal-Mustafa Tatcı (hzl.). (2001). Tuhfe-i Nâilî, Mehmet Nail Tuman. Ankara: Bizim Büro Yay.

Müstakîm-zâde Süleymân Sa’de’d-dîn (1928). Tuhfe-i Hattâtîn. İstanbul: İstanbul Devlet Matbaası. 

PROF. DR. İSMAİL HAKKI AKSOYAK-Türk Edebiyatı İsimler Sözlüğü

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Kastamonulu Şeyh Said Efendi

Şeyh Said Efendi (1834-1889) Şeyh Said Efendi uzun süren şeyhliği döneminde kendisini çevre halkına sevdirmiştir. …

Önceki yazıyı okuyun:
Muhteşem bir lisan okulu

Muhteşem bir lisan okulu Denizde bazen aralıksız olarak bir buçuk ay seyir yapmışımdır. Günlerce hatta haftalarca hiçbir kara parçasını görmediğimiz hatta gemi bile görmediğimiz zamanlar...

Kapat