Ahmed Nazif ÇELEBİ’nin Denizli Müdafaası

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bediüzzaman’ın vârislerinden Kastamonulu Ahmed Nazîf Çelebi’nin müdâfaasıdır. 

بِاسْمِه۪ سُبْحَانَهُ 

İnebolulu Ahmed Nazîf Çelebi’nin müdâfaasıdır.

Muhterem hey’et-i hâkime!

İddiâ makamının hakkımdaki isnâdâtı, evvel-âhir aleyhimde şiddet ve ehemmiyetini gerçi muhâfaza etmekte ve müddeî-i umûmîlik yüksek vazîfesini hak ve adâlet terâzisiyle ölçmek şöyle dursun, sırf tek bir cebheden ve açık ve zâhir olan adâlet terâzisinin bir kefesine bizi koymak sûretiyle ölçmek vazîfe-i asliyesi olan haklarımızı gözetmeyerek, haksız ve delilsiz ve kanunlarda yeri olmayan en ufak sebebler ile büyük bir cürüm delili mâhiyetini gösterip tecziyemi istemesi üzerine, bu talebin yerinde olmadığını şöylece isbat ederim:

1- Otuz beş-kırk sene evvel ilk mekteb tahsîlim sıralarında herkes gibi bendeniz de Bedîüzzaman’ı gazetelerin uzun uzadıya sütunlarla yazılarıyla sitâyişkâr neşriyâtlarından ismen ve gıyâben tanıdığımı ilk ve son ifadelerimde arz ettiğim halde, bu ifademi makam-ı iddiâ, “Kırk seneden beri tanıdığını i‘tirâf etmiş.” şeklinde hilâf-ı hakîkat iddiâda bulunması… 

2- Risâle-i Nûr’dan dînî bir-iki eseri okumak, bir-iki ahbâba ve akrabasından birine kendi istekleriyle verilmesi İslâmiyet’in şiârından iken; ve hususuyla hiçbir sûretle mahremiyeti dahi bulun­mayan ve sırf dînî ve uhrevî olan ve kısm-ı küllîsi Arabî ibâreli âyet-i kerîme ve salavât duâlarından ibâret bulunan ve bir kısmı Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâm’ın mu‘cizâtlarından bahseden ve ne zamanımızla ve ne de dünyamızla hiç de alâkası bulunmayan birkaç dînî ve uhrevî eserin, arkasını dünyaya ve cebhesini kabristana çevirmiş bir adamın elinde bulunmasıyla ne bir cem‘iyet ve ne de bir tarîkat ve hatta bir teşvik mâhiyetinde olamayacağı gibi; bunlar, yüksek bir ilim ve mütehassıs hey’et tarafından tedkîk ve tahlîl ettirilip, böyle bir maksadın bulun­madığı ve ma‘sûmiyetimiz tamamen ve resmen belirtildiği halde, makam-ı iddiânın bunları hiç nazara almayıp ve artık kıymet-i kānûniyesi kalmamış olan eski ehl-i vukuf raporlarına göre ısrarla talebde bulunması 

3- “Risâle-i Nûr ve ondan ders alan biz şâkirdleri, değil dünya siyasetlerine, belki bütün dünyaya karşı da Risâle-i Nûr’u âlet edemeyiz… ilh…” yazılı ve bize sürülmek istenilen menfûr cürüm lekelerini ortadan kaldıran bir hakîkî müdâfaasına dâir kaleme alınmış Salâhaddin Çelebi’nin şahsına ve dosyasına mahsûs bir yazısını, benim şah­sıma âitmiş gibi hilâf olarak aleyhimde cürüm delili göstermesi… 

4-İnebolu’nun yazlık umûmî bir mesîresi olan ve İslâm Tepesi eteklerinde ve belediye hududu dâhilinde Âvâre Mahallesi civarında ma‘rûf Câmi‘ Suyu menbaında umum arasında bir ta‘tîl günü birkaç arkadaşım­la tenezzühe gittiğimi bir cürüm delili göstermek; ve kanuna uydurmak kasdıyla “İslâm Dağı” şeklinde göstermesi, acaba cem‘iyetçilik olur mu? Veyahud bir cürüm sayılır mı? Tertemiz nâsiyemize böyle çirkin isnâdâtla bir leke sürülmesi muvâfık-ı adâlet midir? 

Sâniyen: Kendi dosyasına âit olmayan hakîkî bir müdâfaa şeklindeki bir yazı, cürüm delili olabilir mi? Kezâ hür bir vatandaşın herhangi umûmî bir mesire mahallinde ta‘tîl günü tenezzühte bulunması ve o mahalde şarkı söylemek, eğlence yapmak, gazete okumak memnû‘ olmadığı gibi, kitap ve mecmûa okunması da elbette memnû‘ değildir ve olamaz. Farz-ı muhâl okunmuş olsa dahi, madem bizden gizli bir teşekkül aranıyor, böyle umûmî bir mesîre mahallinde yüzlerle halkın içinde iki-üç kişinin kitap okuması ve cem‘iyet kurması gibi hiçbir gizli toplulu­ğun yeri olamaz ve imkânı da yoktur. Ve serâpâ yalandan ibâret olan ve aleyhimde cürüm delili aramakta ve suç göstermekte müsâbakaları görülen İnebolu Müddeî-i Umûmîsi ve zâbıtasının, ne derece şiddetle aleyhime hücum ettiklerini isbata kâfî gelecek olan ve ilişik bulunan İnebolu hapishânesinde tekrar başımıza belâlı işler çıkarmak istenirken tutulan zabıt varakasının da nazara alınmasını dilerim. Bu zabıt varakasının tutulmasını îcâb ettiren nokta, bizim buralara kadar uzun müddet süründürülmemize ve telâfîsi gayr-ı kābil zararlar görmemize sebeb olanların uydurdukları ve bazı alâkadârların tazyîk edilerek “Tevkîf etmeyeceğiz” va‘dleriyle aleyhimizde kasdî şâhid gösterilmesi gibi, kanun adamlarının kanunsuz hissiyâtlarına kapılarak keyfî hareketlerini göstermekte ve nihâyet bu yalanları yüksek mahkemenizin İnebolu’dan istinâbe sûretiyle dinlenen şâhidlerin ifadeleriyle sâbit olmuştur ki; iddiâ makamı, bu açık hakkımızı da nazara almayarak eski terânesinde ısrar etmesi ve ilk tevkîfimizle mahkemeye sevk edilmemize sebeb gösterilen ve hakîkatten çok uzak bulunan eski gayr-i ilmî ehl-i vukuf raporlarının yüksek mahkemenizin isâbetli ve adâletli kararlarıyla, Ankara’­da müteşekkil yüksek bir ilim ve mütehassıs ehl-i vukuf tarafından verilen ve hakîkati aydınlatan raporuyla, bir kıymet-i kānûniyesi kalmayan eski raporlara ısrarlı istinâdıyla aleyhimde cürüm delili göstermesi gibi hakîkatten çok uzak ve sırf keyfî ve indî denecek kadar sarîh ve gelişi güzel taleb ve iddiâlarının vârid ve yerinde olmadığından iddiâ makamının aleyhimdeki evvel ve âhir kanunî olmayan ve delilsiz bulu­nan mevhûm bütün iddiâlarının reddiyle, Ankara hey’et-i ilmiyesi tarafından verilen ve yüksek mahkeme huzurunun okuyup makam-ı iddiânın da kabûl edip i‘tirâz edemediği son hak ve hakîkati bâriz bir şekilde aydınlatan ve ma‘sûmiyetimi bütün vuzûhuyla isbat eden adâletli raporlarına göre incelenerek ma‘sûmiyet ve berâetime hüküm verilmesine; ve İnebolu zâbıtasınca üç kıt‘a zabıt varakasıyla tesbît edilen ve ekserîsi matbû‘ ve hiçbir sûretle mahrem olmayan dînî kitaplarımla hususî defter ve evrâklarımın ve maa -mahfaza bir aded yazı makinemin ve askerî selâhiyetle üzerimde bulundurduğum bir aded maa- teferruât ve mahfaza tabancamın iâdesine; ve kanunî bütün hak­larımın iâde ve muhâfazasına hüküm ve karar verilmesini, selâhiyetli yüksek mahkemenizin temiz vicdanlı âdil hâkimlerinden diliyoruz. 

Ahmed Nazîf Çelebi

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Kastamonu İnebolulu Son Şahitlerden Said Nur Çelebi

SAİD NUR ÇELEBİ Risale-i Nur hizmetkârlarından iki bahtiyar hanedanın silsilesi Said Nur Çelebi’de buluşuyor. İnebolulu …

Önceki yazıyı okuyun:
Enerji Politikası ve Türkiye Almanya Rusya İlişkileri / Vehbi KARA

Enerji Politikası ve Türkiye Almanya Rusya İlişkileri Türkiye’nin Şangay İşbirliği Örgütü ile ilişkilerini geliştirmeye yönelik çalışmaları dünya enerji politikalarını önemli ölçüde etkileyecektir. Bu konuda üst...

Kapat