Ana Sayfa / RİSALE-İ NUR & BEDİÜZZAMAN / Bediüzzaman ve Risaleler Hakkında Ne Dediler? / Ali Rıza Çöllüoğlu Hoca: Bediüzzaman ayağa kalktı, ağladı ve..

Ali Rıza Çöllüoğlu Hoca: Bediüzzaman ayağa kalktı, ağladı ve..

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Merhum Hafız Rıza Çöllüoğlu Hocaefendi, Üstad Bediüzzaman Said Nursi ile görüşmesini ve Risale-i Nur hizmetinin Türkiye toplumu üzerindeki etkilerini şöyle anlatıyor:

– Yuva hatibi Mehmet Ali Bilgin Hocaefendi ile birlikte Üstad Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerini Emirdağ’da ziyaret ettik. Odasında yatmak için bir ranzası vardı. Eğe tahtasından bir masa, üstünde bir Kur’an-ı Kerim bulunuyordu. Karşısında da bir portakal sandığı vardı. Kim gelirse oraya oturacaktı. Odada bir ibrik, bir de leğeni vardı.
 
Ben bir rüya görmüştüm. Peygamberimiz (sav) yüksekçe bir yerde oturuyordu. Bediüzzaman önde, onun arkasında Yuva hatibi Mehmet Ali Bilgin Hoca boyunları bükük ayakta duruyorlardı. Ben halimi Peygamberimize (sav) arz etmekte iken, Sevgili Peygamberimiz (sav) bana Bediüzzaman’ı işaret ederek
“Benim yeryüzünde vekilim budur, ona müracaat et.” dedi. Bu sözleri ile Üstad Bediüzzaman’ı işaret ediyordu.
 
Ben bu rüyamı anlatınca Üstad Bediüzzaman çok heyecanlandı. Ayağa kalktı, ağladı ve “Ben o değilim, Risale-i Nur’un manevi şahsiyetidir.” dedi. Beni kucakladı, alnımdan öptü ve “seni kardeşliğe kabul ediyorum” dedi.
 
Said’i Nursi’yi çok severim. Fakat hizmet edemedim. Çok kitaplarını okudum ve dini hizmet mesleğinde onun kitaplarından çok yararlandım.
 
Birgün rüyamda berrak bir suyu akar gördüm. “Bu su nereye gidiyor?” dedim. “Bediüzzaman’a gidiyor”dediler. Bediüzzaman büyük insandı. Saygıdeğer bir insandı. O her zaman bir ışıktır. Alabilirsen bir şeyler al.
 
Bu hatıranın perde arkasını, Mehmet MANDAL Ağabey, Ömer ÖZCAN Bey’e (Ağabeyler Anlatıyor -6) şöyle anlatıyor:

Rıza Çöllüoğlu Hoca Efendi’ye Resulullah’ın ihtarı

Meşhur Rıza Çöllüoğlu Hoca benim imamımdı. O zaman Rıza Hoca tarikatlara, cemaatlere falan pek sıcak bakmıyordu. Hatta bir gün dolapta, caminin dolabında sakladığımız teksir risaleleri görünce bana “Mehmet sen kendine acımıyorsun, ama bize de acımıyorsun, burası bir basılırsa…” dedi. Ben de, “Caminin anahtarları bende, hoca efendinin hiç haberi yok, kitaplar benim diye sahiplenirim” dedim.

Bir gün Hatip Hoca bana, “Rıza Çöllü Hoca risaleleri okumuyor mu?” dedi. “Okumuyor” dedim. “Yarın Cuma namazını kıldıktan sonra -hem yeni ev almış- kendisine söyle, hem hayırlı olsun diyelim, hem de ona risaleleri okumasını tavsiye edelim” dedi. Rıza Hoca geldi camiye, “Yarın Hatip Hoca ziyaretimize gelecek haberin olsun” dedim. “Aman iyi ki haber verdin, ben namazdan sonra çay filan hazırlayayım” dedi. Hatip Hoca geldi, Rıza Hoca elini öptü. Rıza Hoca Arapçadan bir ibareyi çözememişti, Hatip Hocaya onu gösterdi. Sohbet esnasında Hatip Hoca dedi ki: “Evladım Rıza, Allah sana bu kürsülerden resmi vaiz olarak bu Müslümanlara nasihat etmek nasip etmiş, cemaate faydalı olabilmen için Üstad Bediüzzaman’ın eserlerini oku, ondan istifade edersin, cemaate de istifade ettirirsin” dedi. Rıza Çöllü Hoca da “Efendim üstad-ı hakiki Kur’an’dır” dedi. Hatip Hoca; “Evladım üstad-ı hakiki Kur’an’dır, ama bizim Kur’an’ı hakkı layıkıyla anlayıp anlatan üstadlara ihtiyacımız var. Biz elli sene okusak böyle bir eser vücuda getirebilir miyiz? Biz bir şeyler öğrenince kendimizi olduk zannediyoruz…” gibi şeyler söyledi. Rıza Hoca, “ben öyle demek istemedim” diye tevil etti. Biz biraz daha sohbet ettikten sonra oradan ayrıldık…

Rıza Çöllü Hocaefendinin bir ameliyat meselesi vardı, korkuyordu ameliyat olmaktan. O gece rüyasında yine o sıkıntıyı yaşıyor. Rüyasında ona diyorlar ki: “Rıza Efendi ne üzülüp duruyorsun, şuraya gir, orada Resulullah Efendimiz var, sor bu sıkıntını” diyorlar. Ertesi günü bize anlatıyor Rıza Efendi: “Gittim mahkeme koridoru gibi bir yer. Üstad Hazretleri Resulullah Efendimizin sağında, Yuvalı Hatip Hoca da kapıda ayakta, üçü vardı içeride. ‘Yâ Resulullah benim böyle bir sıkıntım var’ dedim; Resulullah Efendimiz şahadet parmağını Bediüzzaman Hazretlerinin başının üstüne koydu, ‘Benim dünyada vekilim bu zattır, dünya ve ahiret müşkülleriniz için bu zata gideceksiniz’ dedi ve uyandım” dedi.

Ondan sonra Rıza Çöllü Hoca da evinde Ahmet Feyzi Ağabeyi misafir etti. Ahmet Feyzi Ağabey; Yuvalı Hatip Hoca, Rıza Çöllü Hoca, Astsubay Hüsameddin gibi sekiz on kişiyi alıp götürdü Isparta’ya. Hatip Hoca maaş alıp yemiyordu. Üstad’tan fetva almadıkça da yemem diyordu. Üçer üçer gelsinler demiş Üstad. Daha girer girmez Üstad “Kardeşim Hatip Hoca maaş al, helaldir” diyor.

Rıza Çöllü Hoca da, Resulullah’la beraber Üstad’ı gördüğü rüyayı anlatıyor. Üstad divandan böyle fırlayıp, “O gördüğün ben değilim, ben Resulullah’a o kadar layık bir insan değilim. O Risale-i Nur’un şahs-ı manevisidir, o ben değilim” diyor.(1) Rıza hoca “Üstad rüyayı böyle tevil etti” demişti bize. Ziyaretten geldiler.

Yuvalı Hatip Hoca 8 Mart 1958 tarihinde “Berat Gecesinde” vefat etmiştir. Mezarı Yuva Köyündedir.

Dipnot

(1) Aynı hadiseler, Kızılcahamam-Çamlıdere Eğitim ve Sosyal Yardımlaşma Vakfının çıkarmakta olduğu “ESYAV” dergisinin Kasım 2013 tarihli nüshasında Rıza Çöllüoğlu’nun kendi dilinden anlatılmaktadır

Hafız Rıza Çöllüoğlu Hocaefendi Kimdir?

Çöllüoğlu, 1928 yılında Kızılcahamam ilçesinin Korkmazlar köyünde dünyaya geldi. Köyünde hazıflığını tamamladıktan sonra İstanbul‘a giden Çöllüoğlu, burada yoğun dini eğitim aldı. Çöllüoğlu, İstanbul‘da Nuruosmaniye, Beyazıt ve Fatih camilerinde müzenlik yaptı. 1949‘da Ankara‘da Kağnıcıoğlu Camisi imam hatipliğine atanan Çöllüoğlu, 1976‘ya kadar Ankara‘da vaiz olarak görevini sürdürdü.

Emekli olan Rıza Çöllüoğlu, 1978 yılında Muradiye Eğitim ve Kültür Vakfı’nın kuruluşuna da öncülük etti.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

“Said Efendi Kadar Kur’an’ın Ruhuna Nüfuz Etmiş Bir Şahıs Tasavvur Edemem”

Mevlüd GÖNEN Hocaefendi anlatıyor: SAİD EFENDİ KADAR KUR’ANIN RUHUNA NÜFUZ ETMİŞ BİR ŞAHIS TASAVVUR EDEMEM …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Kastamonu’da Yabancı Öğrenciler ve 94 Yıl Önce Gelen Mektup / Mustafa Eski

Yabancı öğrenciler neden önemli? Üniversitelerimizde yabancı uyruklu öğrencilerin sayısı her geçen gün artıyor. Hangi üniversitede …

Kapat