Ana Sayfa / Yazarlar / Allah’ı Güzel İsimleri ile Anmak Gerekir / Vehbi KARA

Allah’ı Güzel İsimleri ile Anmak Gerekir / Vehbi KARA

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Allah’ı Güzel İsimleri ile Anmak Gerekir

Rabbimizin güzel isimleri yerine insani zafiyetleri ifade eden sıfatları kullanmak son zamanlarda moda oldu. Hâlbuki böyle ifadeler bir Müslümana yakışmadığı gibi Cenab-ı Allah’ın izzetine karşı bir davranış şekli olduğundan kişiyi mesul eder. Allah korusun…

 “Allah’ın emeği” ve ”Allah tependen baksın” gibi cümleler insanlara has bir isimlendirme haşa Cenab-ı Allah’a acziyet isnat etmektir. Çünkü Allah, kudret sahibidir, Kadir-i Zülcelaldir. Her şeye gücü yeter. Ol deyince olur. Zamandan ve mekândan münezzehtir. Hiçbir kusur ona arız olamaz. Sübhanallah işte bu gibi manaları ifade etmektedir.

Esma-ı hüsnadan bir ismi Hakim’dir. Hikmetle iş görür. Anlamını tam olarak bilemesek dahi şunu söyleyebiliriz: yaptığı işlerde hikmet ve güzellik vardır. Allah, Âlim’dir. Sonsuz ilim sahibidir. Allah’ı anmak veya ifade etmek lüzumu doğduğunda onun güzel isimlerini kullanmak boynumuzun borcu olmalıdır.

Sübhanallah dediğimiz zaman Allah’ı her türlü noksaniyetten münezzeh olduğunu ifade ederiz. Hiçbir kusur ona arız olamaz… Peki, dindar insanları alaya alıp onları küçümseyen bazı ilahiyatçı profesörler niçin bu ifadeleri kullanıyor? Esma-i Hüsna dururken haşa “Allah’ın emeği” gibi acziyet ifade eden isim, sıfat ve fiilleri niçin kullanıyorlar? Esma-i Hüsna’yı bilmiyorlar mı?

Elcevap: Elbette biliyorlar, Lakin İslam âlimlerini, asfiya ve velileri inkâr ettiklerinden, onların kitaplarına müracaat etmeyi enaniyetlerine sığdıramadıklarından bu hatayı yapıyorlar. 

Bunun sebebi olsa olsa Hristiyanlık dininden gelen “velediyet” akidesidir. Yani Hristiyanlar haşa Allah’a oğul isnat ettikleri için tarif ederken insanlara ait fiil ve sıfatları kullanıyorlar. Haşa Allah’ın oğlu isimlendirdikleri Hz. İsa’yı insani fiilleri ile tahayyül ettiklerinden, Haşa Allah’ı da insan benzeri bir varlık olarak görüyorlar. (İstemeyerek de olsa bazı olumsuz manaları kullanmaktan ben de rahatsızım lakin konunun önemine binaen bunları söylemek lüzumu var. Bu yüzden çok “haşa” kelimesi yazılıyor)

Başta M. İslamoğlu teologlar sahih hadisleri, kıyas-ı fukahayı ve icmayı ümmeti inkar etmekte kendi batıl fikirlerini saf insanlara cerbeze ve demagoji yaparak yutturmaktadır. Bu papaz kılıklı teologlar, Hristiyan felsefesi ile çok fazla ilgilendikleri ve onların etkisinde kaldıkları için bu derece fena işlere tevessül ediyorlar.

Niyetim kimseyi küçümsemek alaya almak ve din dışına atmak olmadığı bilakis Müslümanlara sevgi ve şefkatle yaklaşmak olduğu için yine bu mühim hakikati beyan lüzumu doğmuştur. Bize yakışan Kuran’daki gibi Esma-i Hüsna’yı kullanmaktır. Allah’ın güzel isimleri ile ilgili olan:

Haşr Şuresi 24 Ayetinin Türkçe Okunuşu: Huvallâhul hâlikul bâriûl musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ard(ardı) ve huvel azîzul hakîm(hakîmu). Ayetin Türkçe Meali: O Allah ki; Yaratan’dır, Bâri’dir (yokken var eden), Musavvir’dir (şekil verendir), güzel isimler O’nundur. Göklerde ve yerde olanlar O’nu tespih eder. Ve O; Azîz’dir (yücedir), Hakîm’dir (hüküm ve hikmet sahibidir).

Allah’ı andığımızda O’nu esma-i hüsna ile analım. Haşa acziyet isnat eden isim, sıfat ve fiillerden sakınalım… Kur’an-ı Kerim’de, Allah’ın güzel isimlerinin geçtiği Sureleri hatırlatarak yazıma son vermek istiyorum. Burada Kuran’da geçen isimler yer almaktadır. Bu isimler baş taraflarına “kulu” anlamına gelen “Abdu” kelimesi ile birlikte Müslüman ismi olarakkullanıldığı gibi yalın olarak da kullanılmaktadır.

Burada bir defa yazıldıktan sonra tekrar yazılmamıştır, aksi takdirde sayfalarca yazmak icap ederdi…

Fatiha Suresi: Allah ismi (Fâtiha: 1/1), er-Rab ismi Fâtiha: 1/1), er-Rahmân ve er-Rahîm ismi Fâtiha: 1/2), el-Mâlik ismi Fâtiha: 1/3).

Bakara Sûresi: el-Muhît ismi (Bakara: 2/19), el-Kadîr ismi (Bakara: 2/20), el-Alîm ismi (Bakara: 2/32), el-Hâkim ismi (Bakara: 2/33), et-Tevvâb ismi (Bakara: 2/37), el-Bâriu ismi (Bakara: 2/54), el-Basîr ismi (Bakara: 2/96), el-Vâsi’ ismi (Bakara: 2/115), es-Semî’ ismi (Bakara: 2/127), el-Azîz ismi (Bakara: 2/129), er-Raûf ismi (Bakara: 2/143), eş-Şâkir ismi (Bakara: 2/158), İlah ismi (Bakara: 2/163), el-Vâhid ismi (Bakara: 2/162), el-Gafûr ismi (Bakara: 2/173), el-Garîb ismi (Bakara: 2/186), el-Hâkim ismi (Bakara: 2/225), el-Hayy ismi (Bakara: 2/255), el-Kayyûm ismi (Bakara: 2/255), el-Aliyy ismi (Bakara: 2/255), el-Azîm ismi (Bakara: 2/255), el-Ganiyy ismi (Bakara: 2/263), el-Veliyy ismi (Bakara: 2/257), el-Hamîd ismi (Bakara: 2/267), el-Habîr ismi (Bakara: 2/234), el-Bedîu (Bakara: 2/117)

Âl-i İmrân Sûresi: el-Vehhâb ismi (Âl-i İmrân: 3/8), en-Nâsır ismi (Âl-i İmrân: 3/150), el-Câmi’ ismi (Âl-i İmrân: 3/9).

Nisâ Sûresi: er-Rakîb ismi (Nisâ: 4/1), el-Hasîb ismi (Nisâ: 4/6), eş-Şehîd ismi (Nisâ: 4/33), el-Kebîr ismi (Nisâ: 4/34), en-Nasîr ismi (Nisâ: 4/45), el-Vekîl ismi (Nisâ: 4/81), el-Mukît ismi (Nisâ: 4/85), el-Afuvv ismi (Nisâ: 4/43).

En’âm Sûresi: el-Kâhir ismi (En’âm: 6/18), el-Latîf ismi (En’âm: 6/103), el-Hâsib ismi (En’âm: 6/62), el-Kâdir ismi (En’âm: 6/65), el-Hâkim ismi (En’âm: 6/73).

A’râf Sûresi: el-Fâtih ismi (A’râf: 7/89).

EnfâlSûresi: el-Kaviyy ismi (Enfâl: 8/52), el-Mevla ismi (Enfâl: 8/40).

TevbeSûresi: el-Âlim ismi (Tevbe: 97).

HûdSûresi: el-Hafîz ismi (Hûd: 11/57), el-Mucîb ismi (Hûd: 11/61), el-Mecîd ismi (Hûd: 11/73), el-Vedûd ismi (Hûd: 11/90).

YûsufSûresi: el-Müsteân ismi (Yûsuf: 12/18), el-Kahhâr ismi (Yûsuf: 12/39), el-Gâlib ismi (Yûsuf: 12/21).

Ra’dSûresi: el-Müteâlî ismi (Ra’d: 13/9), el-Vâli ismi (Ra’d: 13/11).

HicrSûresi: el-Hâfiz ismi (Hicr: 15/9), el-Vâris (Hicr: 15/23), el-Hallâk ismi (Hicr: 15/86).

KehfSûresi: el-Muktedir ismi (Kehf: 18/45).

Meryem Sûresi: el-Hafiyy ismi (Meryem: 19/47).

TâhâSûresi: el-Gaffâr ismi (Tâhâ: 20/82), el-Melik ismi (Tâhâ: 20/114), el-Hakk (Tâhâ: 20/114).

HacSûresi: el-Hâdî ismi (Hac: 22/54).

NûrSûresi: el-Mubîn ismi (Nûr: 24/25), en-Nûr ismi (Nûr: 24/35).

NemlSûresi: el-Kerîm ismi (Neml: 27/40).

Rûm Sûresi: el-Muhyî ismi (Rûm: 30/50).

Sebe’ Sûresi: el-Fettâh ismi (Sebe’: 34/26).

Fâtır Sûresi: el-Fâtır ismi (Fâtır: 35/1), eş-Şukûr ismi (Fâtır: 35/30).

Zümer Sûresi: el-Kâfî ismi (Zümer: 39/36).

Mü’minSûresi: el-Hâlık ismi (Mü’min: 40/62).

DuhânSûresi: el-Muntekim ismi (Duhân: 44/16).

ZâriyâtSûresi: er-Rezzâk ismi (Zâriyât: 51/58), el-Metîn ismi (Zâriyât: 51/58).

TûrSûresi: el-Berr ismi (Tûr: 52/28).

KamerSûresi: el-Melîk ismi (Kamer: 54/55).

RahmânSûresi: Zu’l-Celâli ve’l-İkrâm ismi (Rahmân: 55/27).

Hadîd Sûresi: el-Evvel, el-Âhir, ez-Zâhir, el-Bâtın isimleri (Hadîd: 57/3).

HaşrSûresi: el-Kuddûs, es-Selâm, el-Mü’min, el-Müheymin, el-Cebbâr, el-Mütekebbir, el-Musavvir isimleri (Haşr: 59/23).

A’lâSûresi: el-A’lâ ismi (A’lâ: 87/1).

Alak Sûresi: el-Ekrem ismi (Alak: 96/3).

İhlâsSûresi: el-Ahad ismi (İhlâs: 112/1), es-Samed ismi (İhlâs: 112/1)

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Kastamonu Deyip Geçmeyin / Gülenay PINARBAŞI

Kastamonu Deyip Geçmeyin Bu şehir başlıbaşına bir şaheser... Bütün sıkıntılara rağmen huzur içinde bir kurban …

Kapat