Ana Sayfa / Yazarlar / Allah Vermezse Marketler Dolu! / Orhan Salcı

Allah Vermezse Marketler Dolu! / Orhan Salcı

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bir gül, bütün güllerle aynı kokar, 

Bir diken bütün dikenler gibi batar,  acıtır, kanatır, 

Bir portakalın tadı, bütün portakallarla aynıdır ya…

Her nefis, bütün nefisler gibidir..

İstekleri, arzuları, zaafları,  hırsları vb üç aşağı beş yukarı aynıdır..

***

Yaşayanları, anlatanları, şahit olanları halen hayatta olan bir olay anlatmak geldi içimden..

İki-üç sene önce, sevdiğim bir kardeşim iftar için kayınpederinin köyüne gider.

Mevsim yaz, köyde işler çok ve ağır,  günler uzun..

Köydeki insanların bazıları oruç tutarken, bazılarının ağır işleri,  sıcağı, günlerin uzunluğunu gerekçe göstererek oruç tutmadıklarını gören arkadaşım orada bulunan sevdiği insanları oruca teşvik etmek için bir şeyler söylemek ister ve “Allah için fedakarlık yapmaz, emrini tutmazsak,  O’ndan ne yüzle rızık isteriz?

Allah’ın bize borcu yok..

Allahın tarlasında, toprağında ekip biçtiklerimizi bahane ederek oruç tutmuyoruz. Allah yağmur vermezse,  mahsul vermezse ne yaparız?” gibi bir söz söyleyince orada bulunan köylülerden biri; “Allah vermezse marketler dolu” deyiverir..

***

Bir köylünün ağzından dökülen bu söz,  sadece o şahsa ait bir söz müdür?

Bence değil.

Aynı kokan gül, aynı acıtan diken gibi;

 aynı isyanı, aynı gafleti yaşayan tüm nefisler adına, belki bizim nefislerimiz adına da söylenmiş bir söz gibi duruyor bu söz..

Aczini, zafını, fakirliğini,  çaresizliğini  hissedemeyen, Allah’a duaya,  tevekküle, teslimiyete,  kulluğa,  duaya kendini  mecbur hissedemeyen insanın yani her birimizin nefislerimizin adına söylenmiş gibi..

Marketlerin doluluğu, devletten aldığımız maaş, sigortamız, sendikamız, dükkanımız, tezgahımız, bire on veren, sulak tarlalarımız, bağımız bahçemiz,

devletimizin ekonomik gücü, babamızın serveti, çevremizin genişliği vb.. gözlerimizi boyuyor..

Rızık Allah’tan diyoruz ama, haşa Rabbimiz olmasa da karnımız doyar sanıyoruz.

O yüzden şükre, teşekküre ihtiyaç duymuyoruz, mevid yemekleri dışında yediğimiz yemeklerde hamd ve dua etmeyi aklımıza getirmiyoruz. Dua da ne ola ki, ne gerek var ki?

Yağmur-kar yağmayınca da duaya ihtiyaç duymuyoruz.

Nasıl olsa marketler var..

Marketlerden alır, doyururuz karnımızı, çoluk çocuğumuzun karınlarını..

Allah vermezse, marketler sağolsun..

Nimeti Allah’tan bilmek de neyin nesi? Haşa..

Rabbim cümlemizi affetsin..

Nefislerimizi ıslah ve terbiye etmeyi nasibetsin..

Açlık, kıtlık, bela, musibet vermeden, lutfuyla keremiyle terbiye etsin inşaallah..

Kar görmeden geçen bir kış mevsiminde bir kez olsun rahmet duası etmiyor,  gündeme getirmiyor oluşumuz çok tuhaf gelmiyor mu size de?

****

Ülkemizde mülteciler var.

Bazılarıyla tanışıyor, konuşuyoruz.

Bir aileyle tanıştım.

Ülkelerinde evleri, arabaları,  bağları, bahçeleri, oğulları,  gelinleri, torunları..

Zengin bir aile..

Bir gün İran’ın eğitip Irak’a saldığı Haşdi Şabi militanları geliyor, bir oğlunu boğazlayarak öldürüyor,  dövüyor, kollarını, kafalarını kırıyor, arazileri ne, mallarına, mülklerine el koyup salıveriyorlar..

Şimdi burada sadakaya, zekata muhtaç bir aile..

***

Ağustos 1999 depremi…

Bir gece, yatağına zengin, refah ve huzur içinde giren insanlar, sabah herşeylerini kaybederek uyanmışlardı..

Hayat..

Varlıkla ve yoklukla imtihan..

Varlıklarla övünmeye, yokluklara yerinmeye değecek bir yer değil dünya..

Rabbim kendini unutturmasın.

Kendini bela ve musibetlerle hatırlatmasın, lütfuyla, ihsan ve ikramıyla nefislerimizi ıslah eylesin,  bizi bize, bizi nefislerimizin eline bırakmasın..

Amin..

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Kısaca; “zevâl ve fenâ”, “nefiy ve inkâr”, “naks ve kusur”, “idrak, şuur ve akıl”, “adem ve idam”, “kibir, gurur ve enaniyet”, “hevâ ve heves” kavramları

Risale-i Nurlarda lügat ve kelimeler çok zengin ve bolca kullanılmıştır. Risale-i Nurların edebi sahada temel …

Kapat