Ana Sayfa / İLİM - KÜLTÜR – SANAT – FİKRİYAT / Kelimeler & Kavramlar / Allah’ın Birliği İçin Kullanılan Ehad ve Vâhid Arasındaki Fark Nedir?

Allah’ın Birliği İçin Kullanılan Ehad ve Vâhid Arasındaki Fark Nedir?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

“Tektir” diye mana verilen “Ehad” kelimesi, “birlik” anla­mına gelen vahd veya vahdet kökünden türetilmiş bir isimdir (Ebû Hayyân, VIII, 528). Sıfat olarak Allah’a nispet edildiğinde O’nun birliğini, tekliğini ve eşsizliği­ni ifade eder.

İhlas  sûresinde doğrudan doğruya, Beled sûresinde (90/7) ise, dolaylı ola­rak Allah’a nispet edilmiştir. Bu anlamıyla tenzihi veya selbî (Allah’ın ne olmadı­ğını belirten) sıfatlan da içerir. Nitekim devamındaki âyetler de bu mânadaki bir­liği vurgular. Bu sebeple “ehad” sıfatının bazı istisnalar dışında Allah’tan başka­sına nispet edilemeyeceği düşünülmüştür. Aynı kökten gelen “vâhid” ise “bölün­mesi ve sayısının artması mümkün olmayan bir, tek, yegâne varlık” anlamında Al­lah’ın sıfatı olmakla birlikte Allah’tan başka varlıkların sayısal anlamda birliğini ifade etmek için de kullanılmaktadır.

Türkçe’de de “bir” (vâhid) ile “tek” (ehad) arasında fark vardır. “Bir”, genellikle “aynı türden birçok varlığın biri” anlamında da kullanılır. “Tek” ise “türdeşi olmayan, zâtında ve sıfatlarında eşi benzeri olmayan tek varlık” mânasına gelir. İşte Allah, bu anlamda bîrdir, tektir. Allahın “biliğinir/tekliğini” anlatmaya yönelik nazil olan İhlas suresinden “Ehad” ifadesinin kullanılması bu yönden önemlidir.

Ahad ile vâhid sıfatlan arasındaki diğer farklar ise şöyle açıklanmıştır:

– Ahad, Allah’ın zâtı ba­kımından, vâhid ise sıfatları bakımından bir olduğunu gösterir. 

– “Vâhid” kelimesi, müsbet (isbat) için, “ehad” kelimesi ise, menfî (nefy) için kullanılır. Allahtan başka ilahların varlığını nefyetmektedir.

– Allah Tealâ’nın zatı ve hakikatında tek, terkibin bütün çeşitlerinden münezzeh olduğunu beyan ederken, “Allah’tır, bir tektir.” sözü ile de çokluğun bütün çeşitlerinden tenzih edilmektedir.

– Âyet-i kerîmedeki Allah lâfzı Cenâb-ı Hakk’ın zâtına işaret etmekte, Ehad ise, O’nun birliğini ifade etmektedir. Burada şunu belirtmek gerekir, Ehad ism-i şerifi “adet olarak” bir demek olmayıp, “yegâne birdir”“tek birdir”“şeriksiz birdir”, “kendinden başkası hep mahlûk olan” manasına gelir. Yâni O’ndan başka bütün birler adet olarak birdirler, mahlûkturlar, mümkindirler.

– Cenâb-ı Hakkın zâtının bir olduğunu, kudsî mahiyetinin hiçbir mahiyete benzemediğini, mekândan ve zamandan, cisimden ve cisme ait bütün özelliklerden münezzeh olduğunu ifade eder.

– Ehadiyet zâtın birliğidir, Vahidiyet  se sıfatta ortaklığı red içindir.

[Kaynaklar: Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir, Akçağ Yayınları: 23/560; Diyanet Tefsiri, Kur’an Yolu:V/690-691; EL-VÂHİD (EL-EHAD)]


Sorularla İslamiyet

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Hisbe, İhtisab – Hisbe Teşkilâtı ve Muhtesib

Hisbe ( الحسبة ) Arapça’da “hesap etmek, saymak; yeterli olmak” anlamlarındaki hasb (hisâb) kökünden türeyen ihtisâb …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hayatımızın Bileği Taşı; Zorluklar

Hayatımızın Bileği Taşı; Zorluklar “Zorluklar hayatımızın bileği taşıdır; onlara sürtüne sürtüne keskinleşiriz.” (Gassion) İnsan, güzel …

Kapat