Vehbi KARA |
Altı Ayda Devr-i Âlem
1872 yılında Jules Verne’in yazdığı bir macera romanına benzeyen “Altı Ayda Altı Kıta” isimli bir yazı dizisi yayınlanmış daha sonra bu dizi aynı isimle kitaplaştırılmıştı. Gerçi bu roman değil bir hatıra kitabı idi ve insanı maceralı bir dünya yolculuğuna değil tefekkür denizine çıkarmaktaydı. Fakat okunduğunda Jules Verne’in verdiği zevk kadar hoşunuza gideceğine eminim. Her iki özetlemeye çalışayım.
80 Günde Devri Alem Romanının kahramanı Phileas Fogg, kimsenin hakkında hiçbir şey bilmediği zengin ve kibar bir İngiliz beyefendisidir. Son derece düzenli bir hayat sürmesi, titiz ve dakik yaşayan biri olmasıyla ünlüdür. Birgün, üyesi olduğu “Londra Bilim Kulübü”nde, gerçekleştirilmesi imkânsız gibi görünen bir konuda, servetini ortaya koyarak iddiaya girer: Dünyanın çevresini 80 günde dolaşacaktır, hem de hava yolu kullanmaksızın, önceden hiçbir ayarlama ve planlama yapmaksızın.
Fogg, tek bir gecikme ya da tek bir aksilik sonucu her şeyini kaybetmesine neden olacak bu imkânsız yolculuğa yardımcısı eşliğinde koyulur. Ama türlü zorluklarla karşılaşacak, yolculukları sırasında değişik ülkelere uğrayacak, kimi zaman fil sırtında, kimi zaman tren ya da gemiyle yolculuk edeceklerdir. İddia sonucu giriştikleri bu yolculuk zaman zaman da heyecan dolu bir kaçışa dönüşecektir çünkü peşlerine bir kadını yakalamak isteyen insanlar düşer. Ayrıca bir polis hafiyesinden kaçmaktadır. Çünkü bu polis Phileas Fogg’ un bir bankayı soyduğuna inanmaktadır. Ama sonra bunun yanlış olduğu ortaya çıkar. Böylelikle 80 günde bu yolculuğu bitirmiştir. Fakat bitiremediğini sanarak evde durmuştur. Ama yardımcısı sayesinde saat farkını anlayıp zenginliğine zenginlik katmıştır. Seksen Günde Devr-i Âlem, dünyada okunma rekoru kırmış bir kitaptır. Kitabın diğer adı 80 Günlük Dünya Gezisidir.
Jules Verne’in kitabının ilk baskısında yer alan haritada gezinin güzergâhı resimde gösterilmiştir.
Altı Ayda Altı kıta kitabını ise ben değil de değerli asker arkadaşım Ahmet Özdemir anlatsın. Bakın neler söylemiş:
Çok güzel bir dünyada yaşadığımızı kabul edelim. Herkes yaşadığı dünyanın güzelliklerini elbette görmek ister. Şüphesiz her yerin, her mevsimin ayrı bir güzelliği vardır. Cenâb-ı Hak, Kur’ân-ı Kerim’de, “Haydi çevir gözünü: En küçük bir kusur görüyor musun?” buyurmaktadır.
Bir âyette de şöyle buyurulmaktadır: “Göklerin ve yerin yaratılmasında, gecenin ve gündüzün değişmesinde, insanlara faydalı şeylerle denizde akıp giden gemilerde, Allah’ın gökten su indirip onunla yeryüzünü ölümden sonra diriltmesinde, her türlü canlıyı yeryüzüne yaymasında, rüzgârları sevk etmesinde ve gökle yer arasında Allah’ın emrine boynun eğmiş bulutlarda, aklını kullanan bir topluluk için Allah’ın varlık ve birliğine, kudret ve rahmetine işaret eden nice deliller vardır. (Bakara Sûresi, 164)”
Gezen insanların tefekkür dünyası daha çok gelişiyor. Atalarımız “Çok yaşayan mı, çok gezen mi bilir?” demişler. Sorunun cevabını da “Çok gezen bilir” diye vermişler. Allah bazı varlıkların rızkını ayağına getirirken, bazılarını da rızkının arkasından koştururmuş. Bazı insanların rızkı ayağının dibine gelirken, bazıları da rızıklarının ayağına gidermiş. Dünyada bir koşuşturmacanın sürüp gittiğini görürüz. Dışarıdan bakıldığında hayatın bir mücadele olduğu zannedilir. Hâlbuki hayat bir mücadele değil, bir yardımlaşmadır. Genellikle toprak bitkilerin, bitkiler hayvanların, hayvanlar da insanların imdadına koşar veya koşturulur. Dünyada nereye baksak bir nizam ve intizam görürüz; ne bir fazla, ne bir eksik vardır.
Zamanımızda isimlerini ve sayılarını bilemeyeceğimiz kadar çok Evliya Çelebiler var. Bazıları hatıralarını anlatıyor, bazıları yazıyor. Biz de gitmiş, görmüş gibi oluyoruz. Eskiden bir Evliya Çelebi çıkmış, o günkü zor şartlarda dünyayı gezmiş, sonunda “Seyahatname”sini yazmış. Eseri günümüzde kaynak kitapları arasında yer alıyor. Çok gezen insanlara “Evliya Çelebi” diyoruz.
Sevgili kardeşim Vehbi Kara da Evliya Çelebi olmaya aday. Daha önce askerlik hatıralarının ağırlıklı olduğu “Bahriyede 15 yıl” adlı eseri yayınlanmıştı. Şimdi “Altı Ayda Altı Kıt’a” adlı bir nevi seyahat kitabı çıktı. Öncelikle kendisini tebrik ediyorum. Kitaba şöyle bir bakayım deyip elime aldım. Sonra bırakamadım. Kısa sürede bitirmişim.
Deniz yolculuğuna Çanakkale Boğazından başlayan yazarımız, Akdeniz’e ve Süveyş Kanalı üzerinden Kızıldeniz’e geçer. Buradan Hint Okyanusuna geçmek ister. Ama kolay olmaz. Çünkü denizcilerin korkulu rüyası korsanların saldırısı vardır. Karadeniz büyüklüğündeki Aden Körfezi’nde bugün koalisyon güçleri ile korsanlar cirit atmaktadır. Kaptan bin bir türlü güçlüklerle korsanlardan paçayı kurtarıp Pakistan’a demir atar. Buradan Güney Afrika Cumhuriyeti’ne, oradan da Arjantin’e ulaşır. Arjantin’den sonra sırasıyla Cebelitarık, İspanya ve Portekiz’e geçer. Buradan Amerika Birleşik Devletleri’ne, oradan da Panama Kanalı’na ve Pasifik Okyanusunu baştanbaşa geçerek önce Hawai Takımadalarına ve Çin’e ulaşır. Deniz yolculuğu burada biter, havadan Türkiye’ye döner. Böylece kutup bölgeleri hariç altı kıt’adaki yolculuğunu altı ayda tamamlar.
Sevgili Vehbi kitabında anlattığı gibi Türkiye’ye ara sıra uğruyor. Dünya böyledir işte. Dünyayı denizlerden gezdiği için olsa gerek, kitapta deniz ve denizcilikle ilgili bilgiler ağırlıklı yer tutuyor. Hayalen birlikte gezerken bazen bizi denizin ortasında durdurup bazı bilgilerin açıklamasını yapıyor, sonra denizden/okyanustan yolumuza devam ediyoruz. Hâlbuki ben karacıyım, bir ayağım karaya değmesi gerekir.
Kaptanımız “Vira Bismillah” deyip altı kıtayı altı ayda gezmiş. Sayfalarca hatıra, pek çok liman ve şehir sıralanmış. Gördüklerini duygu ve bilgileriyle harmanlamış. Ortaya bir solukta ve keyifle okunacak bir kitap çıkmış. Kitabın sayfaları arasında nice diyarlar bizi bekliyor.
- Kayıt Dışı Ekonomi ve Çözümleri Kitabı - 23 Ağustos 2020
- Hani Avrupa Ayağa Kalkacaktı? - 20 Ağustos 2020
- Şimdi Sıra Birinci Maddeye Geldi - 15 Ağustos 2020
- Yalancının Mumu 51 Senedir Yanıyor - 13 Ağustos 2020
- Kadına Şiddet Şapka İle Başladı - 11 Ağustos 2020
- Fuat Sezgin’in Arapçanın Üstünlüğüne Dair Görüşleri - 8 Ağustos 2020
- Necip Fazıl Kısakürek’i Farklı Gösteriyorlar - 3 Ağustos 2020
- Ölümü Unutmuş İnsanlara Bir İbret Dersi - 28 Temmuz 2020
- Kelam-ı Ezelî ve Hutbenin Arapça Okunması - 25 Temmuz 2020
- Böyle Anayasa Olmaz - 20 Temmuz 2020