Ana Sayfa / KASTAMONU / Kastamonu Bilgi-Belge / Anılarda Kalan Bir Zafer

Anılarda Kalan Bir Zafer

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

ANILARDA KALAN BİR ZAFER

Kût’ul Amâre Zaferinin 107. Yıldönümünü kutladık. 2019’da Kastamonu Üniversitesi Yakınçağ Tarihi bölümü mezunlarından Mücahit Zafer Ağ’ın, orijinal belgelerin ışığında “Kastamonu’da İngiliz Esirler ( 1916 – 1917 )” adlı yüksek lisans tezi bize bu konuda pekçok değerli bilgiler veriyor. (Danışmanı Prof.Dr. Cevdet Yakupoğlu)

Tezden alıntılar:

İngilizler esirler 56 günlük bir yolculuktan sonra Kastamonu’ya ulaşıyorlar. Bu yolculuğun bir kısmı tren ve nehir yoluyla, büyük kısmı da at ve kağnı arabaları ile gerçekleşiyor. Kastamonu’dan başka Konya, Ankara, Çankırı, Ankara, Yozgat, Çankırı, İzmit ve Bursa önemli üserâ garnizonlarındandır.

Aralarında bir generalin de bulunduğu çoğu yüksek rütbeli 200 esirin bir bölümü Rum Mektebi’nde (Kırk Odalı Konak) bir bölümü de Honsalar Mahallesi’nde Rum Teb’amıza ait binalarda konuk ediliyorlar. Sırasıyla Tevfik, Şerif, Fettah ve Sami beyler Üserâ Kampı komutanlığı yapmışlardır.

Esirlerin her türlü gıda ve kültürel ihtiyaçları karşılanmıştır. Mahallede tahsis edilen bir odayı şapel (küçük kilise) olarak kullanmışlardır. Kırk Odalı Konak’ta kısa zamanda 2000 kitaplık bir kütüphane oluşturmuşlar. Mektuplaşma ve gazete ihtiyacı konusunda sıkıntıları yoktur .

Kamp masrafları ABD İstanbul Konsolosluğu tarafından Osmanlı Bankası’na aktarılıyor, oradan Kızılay’a havale ediliyordu. İngilizle gittikleri her yer gibi Kastamonu’ya da futbolu getirmişler, boks turnuvası düzenlemişlerdi. İstanbul’dan ençok sipariş ettikleri şeyler kitap ve futbol topudur. Hatta Kastamonu İdadisi talebeleri ile futbol maçı da yapmışlardır.

Belirli günlerde Kastamonu’yu gezmelerine müsade ediliyordu. Hatta onları dervişlerin gösterilerini izlemek için bir tekkeye götürmüşler (Muhtemelen Rufâi Dergâhı olan Molla Said Camisi). Dervişlerin yanaklarından şiş sokmaları, cam kırıklarını yemelerini hayretle izlemiştir. (“Biz her türlü çileye katlanırız, acı hissetmeyiz” mesajını vermek istemişler belki de.)

Esirlerin içinde biri var ki Kastamonu anılarının yazarı Sir Leonard Woolle’dir. (“From Kastamuni To Kodes) Woolley aynı zamanda Sümer arkeoloijsi konusunda uzman ve İngiliz istihbaratı ajanıdır. Diğer subayların da kendi alanlarında özel eğitilmiş oldukları anlaşılıyor.

Esirler iki defa kaçmaya teşebbüs etmiş, bir bölümü yakalansa da Woolleyin’de bulunduğu bir bölümü başarılı olmuştur. Maalesef firarlarda parayla elde edilen yerli işbirlikçilerin payı büyüktür . Eserde bütün detayları verilmiş. Üzülmemek elde değil. Geri kalan esirler Çankırı’ya gönderilmiş, 1917 nihayetinde bütün esir kampları kapatılmıştır.

Başta Halil Kut Paşa olmak üzere zaferin mimarlarını saygı ve rahmetle anıyoruz.

Fotoğraflar

ANILARDA KALAN BİR ZAFER
Kût’ul Amâre Zaferinin 107. Yıldönümünü kutladık . 2019 ‘da Kastamonu Üniversitesi Yakıçağ Tarihi bölümü mezunlarından Mücahit Zafer Ağ’ın , orijinal belgelerin ışığında ” Kastamonu’da İngiliz Esirler ( 1916 – 1917 ) ” adlı yüksek lisans tezi bize bu konuda pekçok değerli bilgiler veriyor .( Danışmanı Prof.Dr . Cevdet Yakupoğlu )
Tezden alıntılar:
İngilizler esirler 56 günlük bir yolculuktan sonra Kastamonu’ya ulaşıyorlar . Bu yolculuğun bir kısmı tren ve nehir yoluyla , büyük kısmı da at ve kağnı arabaları ile gerçekleşiyor . Kastamonu’dan başka Konya , Ankara , Çankırı , Ankara , Yozgat , Çankırı ,İzmit ve Bursa önemli üserâ garnizonlarındandır .
Aralarında bir generalin de bulunduğu çoğu yüksek rütbeli 200 esirin bir bölümü Rum Mektebi’nde ( Kırk Odalı Konak ) bir bölümü de Honsalar Mahallesi’nde Rum Teb’amıza ait binalarda konuk ediliyorlar . Sırasıyla Tevfik , Şerif , Fettah ve Sami beyler Üserâ Kampı komutanlığı yapmışlardır .
Esirlerin her türlü gıda ve kültürel ihtiyaçları karşılanmıştır. Mahallede tahsis edilen bir odayı şapel ( küçük kilise ) olarak kullanmışlardır .Kırk Odalı Konak’ta kısa zamanda 2000 kitaplık bir kütüphane oluşturmuşlar . Mektuplaşma ve gazete ihtiyacı konusunda sıkıntıları yoktur .
Kamp masrafları ABD İstanbul Konsolosluğu tarafından Osmanlı Bankası ‘na aktarılıyor , oradan Kızılay’a havale ediliyordu . İngilizle gittikleri her yer gibi Kastamonu’ya da futbolu getirmişler , boks turnuvası düzenlemişlerdi. İstanbuldan ençok sipariş ettikleri şeyler kitap ve futbol topudur . Hatta Kastamonu İdadisi talebeleri ile futbol maçı da yapmışlardır .
Belirli günlerde Kastamonu’yu gezmelerine müsade ediliyordu . Hatta onları dervişlerin gösterilerini izlemek için bir tekkeye götürmüşler ( Muhtemelen Rufâi Dergâhı olan Molla Said Camisi ) . Dervişlerin yanaklarından şiş sokmaları , cam kırıklarını yemelerini hayretle izlemiştir. ( “Biz her türlü çileye katlanırız, acı hissetmeyiz ” mesajını vermek istemişler belki de )
Esirlerin içinde biri var ki Kastamonu anılarının yazarı Sir Leonard Woolley ‘dir . ( ” From Kastamuni To Kodes ) Woolley aynı zamanda Sümer arkeoloijsi konusunda uzman ve İngiliz istihbaratı ajanıdır . Diğer subayların da kendi alanlarında özel eğitilmiş oldukları anlaşılıyor .
Esirler iki defa kaçmaya teşebbüs etmiş , bir bölümü yakalansa da Woolleyin’de bulunduğu bir bölümü başarılı olmuştur . Maalesef firarlarda parayla elde edilen yerli işbirlikçilerin payı büyüktür . Eserde bütün detayları verilmiş . Üzülmemek elde değil . Geri kalan esirler Çankırı’ya gönderilmiş , 1917 nihayetinde bütün esir kampları kapatılmıştır .
Başta Halil Kut Paşa olmak üzere zaferin mimarlarını saygı ve rahmetle anıyoruz .
T. S
Futbol maçı sonrası

Esir subaylar tarafından yapılan bir resim: Sinan Bey Camii ve kale
Bir başka çizim: Kastamonu evleri
Tercümanlardan biri. İngilizlerin Napolyon lakabı taktıkları Ermeni mektebi muallimlerinden. Renkli bir kişilikmiş.
İngiliz casusu arkeolog Sir Leonard Woolley

Tuncay SAKALLIOĞLU 

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Bir Mârifet-i İlâhiye Dersi: Münâcât Risâlesi

BİR MARİFET-İ İLAHİYE DERSİ: MÜNACAT RİSALESİ Üçüncü Şuâ olan Münâcât Risalesi, aşağıda meali verilmiş âyetin …

Kapat