Ana Sayfa / Yazarlar / Arka Safta Bir Çocuk / Yunus MÜREBBİ

Arka Safta Bir Çocuk / Yunus MÜREBBİ

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

K Ü R S Ü

Yunus MÜREBBİ

ARKA SAFTA BİR ÇOCUK

Bu yıl, Ramazan ayının tamamını memleketimde geçirdim… Anacağımın dizi dibinde…

Çocukluğuma geri döndüm bazı günlerde…

Gençliğimi yaşadım Aşıklar Köprüsü ışıklarının suya yansıyan yakamoz nüsveddelerinde…

Ama en çok,

Kulaksızlar Camii’nde kıldığım teravih namazları ile mest oldum…

Bizim çocukluğumuzda da Ramazan ayı yaz mevsimlerine denk geliyordu…

Orucu kuyruğundan şöyle bir asılıp bırakıverirdik ama teravihleri hiç kaçırmazdık…

Kulaksızlar Camii tıklım tıklım dolardı… Caminin içi, son cemaat mahalli derken bahçeye şilteler, kilimler serilirdi… İlk günlerdeki coşku ve heyecan biraz durulduğunda ve iftar davetleri sebebiyle kadrolu cemaatten izin kağıdı imzalatanlar gelmediğinde caminin içinde yer bulabilirdik…

Caminin içi dediysem, şimdi ayakkabılıklarla bölünmüş olan kısımlar…

Çocukluğumun teravihleri ile ilgili aklımda kalan, daha doğrusu aklımdan hiç çıkmayan birkaç görüntü mevcut…

Öncelikle Dursun Hoca’nın “Kezban” ile namaz kıldırması! Şaşırdınız mı? Şaşırmayın… Resmiyette emekli ama gönüllerde hala Azdavay’ın saygın bir imamı olan Dursun Hocamızın teravih namazlarında okuduğu “Rahman Suresi” ayetlerinin “febieyyi alai rabbiküma tükezziban” ayetlerinden esinlenen bir isimlendirme…

Biz çocukluğumda Kezban Suresi derdik… Varsa bir sakıncası, Mevlam affeder inşallah çocukluğumuza verip…

Sonra hınca hınç dolu bir cami… İç mekanda ahşap parmaklıklarla çevrili müezzin mahfili ve son cemaat mahfili yerine geçen kısımda namaz kılabilmek ayrıcalıktı… Herkes sıkış sıkış saf tutarken, ahşap parmaklıklı bölmedeki cemaat sanki imtiyazlı bir sınıf gibi dururdu… Burada namaz kılmayı çok severdim…

Ve teravih boyunca arka saflardan eksilmeyen kikirdemeler, fısıldaşmalar, patırtılar…

Çoğu zaman bu çetenin bir üyesi olsam da, rahmetli babam ile birlikte caminin iç mekanına girdiğimde, büyükler gibi uslu uslu namazımı bitirmek zorunda kalırdım… Ama aklım hep son saftaki arkadaşlarımda olurdu…

Bu yıl da teravih namazlarımın çoğunluğunu Kulaksızlar Camii’nde kıldım…

Cami cemaati dört safı geçtiğinde “kalabalık” oldu diyorduk!

Bir zamanlar bahçesine kilim serilerek kılınan teravihler şimdi bir avuç cemaatle hasret gideriyor…

Arka saflarda yaramazlık yapan, kikirdeyen, fısıldaşan çocuklar da yok… Çünkü artık arka saflar yok!

…..

Bugün Kadir Gecesi…

Bin aydan daha hayırlı bir gecede 83 yıllık bir bonus fırsatı bizi bekliyor…

Hiç değilse bu gece çocukluğumun Kulaksızlar Camii’ne girmeyi çok ister gönül…

Tıklım tıklım dolu bir iç mekan, bahçeye taşmış bir cemaat ve gülüşen çocuklar…

Unutmayın!


Eğer arka saflarda yaramazlık yapan çocuklardan mahrum kalmaya başlamışsa camiler, tehlike çanları çalıyor demektir!

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
Neyin Bayramı / Eyyup AKSOY

Eyyup AKSOY NEYİN BAYRAMI? İslam ümmeti orucunu tuttu. Allah, tüm eksikleri ile kabul eder inşallah. …

Kapat