Ana Sayfa / Yazarlar / Artık Savaşlar Diplomatlıkla Kazanılıyor

Artık Savaşlar Diplomatlıkla Kazanılıyor

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Hükümetimizin Suriye politikasını çok beğeniyor ve destekliyorum. Özellikle diplomatik alanda yapılan işler ve elde edilen başarılar çoktur ve önemlidir. 

Diplomatların tıkandığı noktalarda Cumhurbaşkanı Erdoğan devreye girerek özellikle devlet başkanları ile geliştirdiği ikili ilişkiler sayesinde çok büyük başarılar kazanmamıza sebep olmuştur. Diplomasi masasında elde ettiğimiz kazanımlar sayesinde askerlerimiz tereyağından kıl çeker gibi operasyonlar yaptılar. Ordumuz ve ÖSO güçleri ortaklaşa olarak ve çok az kayıpla icraat yaparak Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı operasyonlarını ve İdlip’te kontrol noktası kurma becerisini gösterdiler.

Konuyu biraz açarsak daha iyi anlaşılacağını düşünüyorum zira bazı gerzekler özellikle Esed rejimi ile anlaşma yapılmasını isteyerek elde ettiğimiz bütün kazanımları toptan çöpe atmak istiyorlar. Rusya’nın bir kukladan farksız olan Esed’e yaptıkları gözler önünde iken görmemek akla ziyan bir durumdur. Bu zalim ve ahlaksız Esed’le anlaşma yapmak ahmaklıktan başka bir şey değildir. 

Suriye’ye giden Putin’in yanına bile yaklaşamayan hatta bir Rus askerinin eliyle iteklemesi sonucu aşağılanan bir Baas diktatörü ile hiç anlaşma yapılır mı? Esed’le anlaşmayı defalarca isteyen eski generallere ve karanlık oda yazarlarına her ne söz söylense azdır. Bu gafiller Esed’den kaçarak ülkemize sığınan 4 milyon Suriye’liden habersiz olduğu gibi hala Mehmetçikle omuz omuza rejim askerleri ile savaşan Özgür Suriye ordusundan (ÖSO) habersizdir.

Bu gerzekler şimdi de ABD ile savaşmak istemeye başladılar. Buna bazı yazarlar da katıldı. Neymiş ordumuz bir an önce Suriye’ye girerek operasyon yapmalıymış. Fakat olası bir ABD çatışmasında meydana gelebilecek tehlikeli durumu idrak etme kapasitesinden yoksun bu insanlara bazı gerçekleri izah etmek gerekiyor. Öncelikle yaşadığımız olaylardan ders çıkarmalarını öğütleyerek başlayalım…

İkinci Suriye Operasyonu yani Afrin bölgesinin PKK’dan temizlenmesi esnasında Rusya ile anlaşma yapılmıştı. Ruslar Tel Rıfat bölgesine girilmemesi karşılığında uçuş yasağını kaldırdılar. Bu sayede ÖSO ile koordineli olarak Afrin bölgesi terör örgütünden temizlendi. Fakat diplomatların Tel Rıfat’ta Ruslara verdiği sözden dolayı bir çıban başı olarak kalan bu bölgeden hala Azez’e saldırılar yapılmaktadır. Ruslarla yeni bir anlaşma yapma zorunluluğumuz bulunmaktadır.

Kısaca şunu söylemek istiyorum. Harekat yapılacağını açıkça deklere ettikten sonra özellikle çatışma riski taşıyan Rusya ve ABD gibi ülkelerle diplomatik anlaşma zemini bulunması gerekiyor. Aksi takdirde bu ülke askerlerinin ölümü ile sonuçlanacak bir operasyon ülkemize çok pahalıya patlayacaktır. Bu durumu yaşadığım bir örnekten yola çıkarak izah edeyim.

Bundan yıllarca önce Adriyatik denizinde bir yük gemisi ile seyir yapıyordum. Bu esnada Kosava savaşı devam ediyordu. ABD ve NATO birlikleri Sırbistan’ı havadan vurarak mağlup ettiler. Sırbistan, öylesine ağır bir yenilgiyi kabul etti ki; bugün dahi düşünülmesi gerekiyor. Kosava’dan askerlerini çektiği yetmiyormuş gibi devlet başkanı olan Miloseviç’i yargılanmak üzere vermek zorunda kaldılar. Sonunda Sırbistan Devlet Başkanı Miloseviç hapishanede öldü.

İşin ilginç tarafı; savaşta tek bir piyade askeri dahi kullanılmamıştı. Güdümlü mermiler ve savaş uçakları, Sırbistan’ın önemli tesislerini vurarak Sırpları dize getirmişti. Tam bir teknoloji savaşı yaşanmıştı. Öyle ki sivil kullanıma da açık olan GPS (Küresel Konumlama Sistemi) kapatılmış gemi seyrimizi radar ve eski haritalardan yararlanarak yapmak zorunda kalmıştık. Çünkü ABD, kumandası kendi elinde olan GPS sisteminin fişini çekerek birçok cihazı kullanılamaz hale getirmişti. 

Kıssadan hisse olarak şu hususu rahatlıkla söyleyebiliriz ki ABD ile yaşanacak bir sıcak çatışma ülkemize çok pahalıya patlayacaktır. Bu nedenle diplomasiye öncelik tanımalı ve yapılacak operasyonu acele etmeden ABD ile uzlaşarak gerçekleştirme zorunluluğu bulunmaktadır.

Bunları söylerken ABD politikalarını ve özellikle de Münbiç’te yaptıkları gibi Türkiye’yi oyaladıkları gerçeğini göz ardı etmiyoruz. Gavur gavurluğunu daima yapar. Bunda şüphe yoktur. Burada söz konusu edilen mantıklı ve akılcı çözümler üretmektir. Acele ile yapılacak ve çatışma riski doğuracak bir operasyondan kaçınmalıyız. 

ABD ile müşterek bir operasyon yapılması ülke menfaatlerimiz açısından çok önemlidir. Bizim için önemli olan ABD’ye ders vermek değil; PKK’nın Suriye’den çıkarılmasıdır. Eğer ABD boyunun ölçüsünü alacaksa varsın gitsin başka ülkelerle savaşsın. Bizim maksadımız üzüm yemektir, bağcıyı yani ABD’yi dövmeye çalışmak doğru bir hareket tarzı değildir.

ABD ile anlaşmamız gerektiğini ve bunun önemini anlamak için uzağa gitmeden Irak’ta yürütülen Pençe Operasyonuna bakmak dahi yeterlidir. PKK’yı karadan da kuşatarak tamamen ortadan kaldırabilmek için uçuş yasağı kaldırılmış ve uçaklarımız terör inlerini vurma imkânına kavuşmuştur. Bu noktadan itibaren PKK’yı yok etmek için artık geri dönülmesi imkânsız bir yere gelinmiştir. 

Sonu Kandil’e uzanacak operasyonlar halen devam etmektedir. ABD ile belirli bir oranda koordineli şekilde; savaş uçaklarımız terör hedeflerini vurabilmektedirler. Buna mukabil son yıllarda oldukça gelişmiş olan Rusya ilişkilerimiz İdlip yüzünden neredeyse kırılma noktasına gelmiş çetin bir hal almıştır. Rus uçakları ve Esed Rejim güçleri Çatışmasızlık bölgesi denilen topraklara Kurban bayramı boyunca da saldırılarına devam etmiştir. Yetmedi Han Şeyhun şehrine kadar ilerlemiş Türkiye’nin kontrol noktasını kuşatabilecek kadar ilerlemeye devam etmişlerdir. Ruslar ve İran güçleri ne yazık ki anlaşmalara uymamakta ısrar etmektedirler.

İşte böylesine hassas bir dönemde ABD ile çatışmaya girmek ve bunu istemek; hiç akıllıca olmasa gerektir. Madem Trump 20 mil yani 37 km kadar derinlemesine bölgeye girmemizi kabul etmiştir o halde amacımıza çok uygun böyle bir anlaşmayı sürdürmek çok daha akıllıcadır. Irak’da ve İdlip’te sıcak çatışmaların hala devam ettiği bir zamanda yeni bir cephe açmak yerine ABD ile müşterek bir operasyon ülkemiz menfaatlerine gayet uygundur.

Evet, artık savaşlar diplomatlıkla kazanılmaktadır. Ülkeler arasında dostluk ve düşmanlık kalmamıştır. Sadece çıkar ve menfaat söz konusu olup verilen sözler çok çabuk unutulabilmektedir. Şimdi bu yazımdan sonra kalkıp yanlış anlamalara da girmemek gerekiyor. ABD gavurunun ne mal olduğunu bir çok insandan daha iyi biliyorum. Bunu bizzat yaşayarak öğrendim ve yazılarımda paylaştım. Maksadım ülkemizin ve Suriye’li Müslüman kardeşlerimizin menfaatlerini korumak için doğru düşünmeyi öğretmektir, vesselam…

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Mutlak Hakikat ve Nübüvvet / Peygamberlik Kurumu

Hikâyede bir yaver-i ekremden bahsedilmiş ve denilmiş ki: Kör olmayan herkes onun nişanlarını görmekle anlar …

Kapat