Ana Sayfa / Orhan SALCI (Sayfa 8)

Orhan SALCI

Hasadı olmayan mevsim?… (İmam-Hatipler ve Köy Enstitüleri üzerine) / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI Hasadı olmayan mevsim?… (İmam-Hatipler ve Köy Enstitüleri üzerine..) Her ne kadar gereğini yerine getirmekten aciz ve uzak kalıyor olsam da, “hiçbir ana-babanın evladından daha büyük, daha mühim bir derdi, işi, uğraşı olamaz, olamamalı” diye düşünürüm. Evlat devlet, evlat nimet, göz nuru, gönül sevinci.. …

Devamını Oku »

Efendim! / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI Efendim! Kalblerin zineti Sensin, Zineti kalbler Sendendir… “Var” diye bir şey; mana varsa, var varsa, varlık varsa, “Ol” “kaf-nun” tezgahında dokunan, “levlâke”nin sırrınca, hatrınadır Senin, nuru Sendendir. Var diyen, var duyan, var gören, var bilen, anlayan sayısınca hayır, nimet, ikram; vesilesi Sensin, …

Devamını Oku »

Gene “Sis” Gene” Siste Söyleniş” / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI GENE “SİS” GENE “SİSTE SÖYLENİŞ” (AKİF’İ ANLAMAYA DOĞRU) Lise son sınıfta edebiyat dersindeyiz. Hocamız, (Sare Aktaş, kulakları çınlasın)Tevfik Fikret’in “Sis” ve Yahya Kemal’in “Siste Söyleniş” şiirlerini ve bu şiirler üzerinden iki şair ve mütefekkirimizi değerlendirmemizi istemişti. Nedense o gün bütün sınıf sükutu …

Devamını Oku »

Mahzun bir ben değilim -2 / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI Mahzun bir ben değilim –2 B i r   g a r i p   k u l Lügatımızda, günlük konuşma dilimizde başka dillerden ve özellikle Arap dilinden geçmiş pekçok kelime vardır. Kökenini biliriz ya da bilmeyiz ama anlarız, kullanırız. Garip kelimesi …

Devamını Oku »

Mahzun Bir Ben Değilim -I / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI Mahzun Bir Ben Değilim -I Firakı, firaktaki hüznü, acıyı, anlatmak ve anlamak dil ehline, hâl ehline bir derece mümkün olsa da yürekteki yangını, nârı ve ızdırabı dile dökmekle tarif etmek; yetmiş kere zemzemle yıkandıktan sonra yeryüzüne ancak bir nebzesi gönderilmiş Cehennem ateşine …

Devamını Oku »

Yutkunarak doymak, yutkunanı duymak / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI Yutkunarak doymak, yutkunanı duymak İnsanız işte.. Konuşulduğunda dilden, susulduğunda halden anlarız, anlamalıyız. Bu bir kabul, hüsnü kabul, hüsnü niyet. İnsana yakışan hal, bu hal. “Arif olan anlar”. Peki, herbirimizin içinde bir “arif” olmalı, arif bir tarafımız olmalı değil mi? Bilemiyorum. Biliyorum aslında …

Devamını Oku »

“Dönüş Yolu Kastamonu’dan (da) Geçer / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI “Dönüş Yolu Kastamonu’dan (da) Geçer Yirminci yüzyıl, dünyamız ve  insanlık adına çok hızlı bir değişimin, başkalaşımın yaşandığı; ülkelerin,  millet ve medeniyetlerin kendilerini tarif ettikleri tüm değerleriyle birlikte altüst oldukları, başkalaştıkları,  savruldukları, bazılarının yok oldukları bir değişim ve dönüşümün yaşandığı yüzyıl oldu. 21. yüzyıl da değişim …

Devamını Oku »

Kastamonulunun Duası / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI Kastamonulunun Duası İlkokulu bitirdikten sonra, eğitim uğruna yolum gurbete düştü. Gittiğim şehirde dikkatimi en çok çeken şeylerden biri, cemaatle namaz kılındıktan sonra herkesin kendi duasını kendisinin yapıyor oluşuydu. Aradan yıllar geçti, kürkçü dükkanı misali memleketime döndüğümde, uzaklardan şehrimize gelen misafirlerimizin de en …

Devamını Oku »

Sadakanın Def Ettiği İlk Bela “Merhametsizlik” / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI SADAKANIN DEFETTİĞİ İLK BELA “MERHAMETSİZLİK” Bediüzzaman hazretlerinin teşhisiyle “dünyevileşme hastalığı”nın tüm insanları, benliğimizin tüm noktalarını bir kanser tümörü gibi sardığı bir asırda yaşıyoruz. Dünyadan başka hiçbir derdimiz yok artık. Dünyalık sevdalarımızdan öte sevda kalmadı yüreklerimizde. Rabbimize en yakın olduğumuz anlarımızda, O’nunla tek …

Devamını Oku »

Üstad Bizi Duydu, Kurtulduk / Orhan SALCI

ÜSTAD BİZİ DUYDU, KURTULDUK… “… Yıllar önce, İstanbul Kapalıçarşı kuyumcu esnafının ileri gelenlerinden merhum Mustafa ŞAHİN; “Enis bey! Biz burada yediğimiz eti içimize sindirerek yiyemiyoruz. Siz memleketinizdeki temiz gıdalarla beslenmiş, yediği belli, nesli belli hayvanlar kesip bize et getirseniz, biz de gönül rahatlığıyla, koyunsa koyun, danaysa dana, ne eti yediğimizden …

Devamını Oku »

Hocaefendi, Suç İşliyorsunuz / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI Hocaefendi, Suç İşliyorsunuz Bundan yaklaşık on yıl önce bir muhterem hocamızla tanışmayı lutfetti Rabbim. Yaşı doksanlara dayanmış, nur yüzlü bir ihtiyar idi. Evinden camiye gelip gitmekte zorlanır, camiin dört basamaklı girişinde bazen sendeler, bazen namazın kıyamında duramayıp tahiyyata düştüğü olur; “Evlat, bu …

Devamını Oku »

Âcizim, Sahipsiz Değil / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI Âcizim, Sahipsiz Değil İnsan ruhu, insan hissiyatı, davranışlarına, fiillerine çok perdeler çekmekle /içinde yaşadığı gerçekliği/ örtmek, gizlemek, farklı göstermek meylinde olsa da; yine insan aklı, kalbi, ruhu, feraseti, basireti;(izn-i ve inayet-i İlâhî ile) çok kalın perdelerin, duvarların arkasını görebilecek, sezebilecek şekilde donatılmış …

Devamını Oku »

Ramazan’da Kaybedenlerden Olmak / Orhan SALCI

Ramazan’da Kaybedenlerden Olmak Ramazan girip çıktığı hâlde günahları affedilmeyenin burnu sürtülsün! Ana babasına veya ikisinden birine yetişip de Cennete girmeyenin burnu sürtülsün! Yanında anıldığım zaman bana salevat getirmeyenin burnu sürtülsün![Tirmizi] A R A L I K Orhan SALCI Risale-i Nur Külliyatı’nda beni en çok etkileyen derslerden biri “Rüyada Bir Hitabe” …

Devamını Oku »

Yemen’e Giden de Bir Gün Döner / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI Yemen’e Giden de Bir Gün Döner “Kullühüm tehte’t-türab” Geçtiğimiz günlerde Kastamonu’muzda sarıklı, cübbeli, bazılarının renkleri esmer, bazılarınınki siyah, dilleri başka bazı insanlar göründüler. İlk bakışta, hallerinden imanlı, ahlaklı, mütevazi insanlar oldukları ayan beyan belli oluyordu. Bazılarıyla tanıştık, Yemen den gelmişler. Bizim dedelerimizin …

Devamını Oku »

Bilgiyle Kirlenen Amellerimiz! / Orhan SALCI

A R A L I K Orhan SALCI Bilgiyle Kirlenen Amellerimiz! Bilgi, bilgili; malumat, malumat sahibi..Bu tabirler oldum olası bana hep soğuk geldiler, içim ısınmadı, sevemedim bir türlü. Ne zaman; “bu adam çok bilgili, çok malumat sahibi” gibi bir ifade duymuşsam görmüşsem, zihnimde hemen, evinin önüne tonlarca demiri, tuğlayı, çimentoyu …

Devamını Oku »