Ana Sayfa / Zehra SALKIMTAŞ

Zehra SALKIMTAŞ

Addas Olmak

Parçalanmış hayatlar. Hakikati göstermeyen aynalar. Birbirimize nispet ettiğimiz mutluluklar. Yarım saate bir kala dediğimiz telaşlar. Radon gazı yayıp bizi mutsuz eden beton binalar. Seyircisi olduğumuz hayatlar. İçeride kalıp içimizde hissettiğimiz tüm garip gurbetler. İşte tüm bu cümleler zihnimi inhisar altına almışken gurbet ve garip kelimelerinin kardeşliği sürüklüyor kalemimi sayfalara umarsızca.  …

Devamını Oku »

İsabet Eden Musibet

Zor zamanlar zor günler. Tarif edemediğimiz acılar ve duygular. Sınanmadığımız derdin müdavimi değiliz artık. Çalkalanıyor dört bir yan. Her yerde farklı bir musibetin çığlığı. Yaşamak ne zor kalbi olana diyen Zarifoğlu’nun sesi yankılanıyor şimdi duvarlarda. Sahi bir kalbimiz var mıydı? Umarsızca devam ettiğimiz şu hayatta olduğundan şüphe ettiğimiz bir et …

Devamını Oku »

Kimin Hayratı?

     Bir cuma sabahına uyandı İcabiye nine. Eski dinçliği olmasa da bir gayret kalktı abdest aldı. Namaza durmadan “Eyüp Efendi” diye seslendi. “Sabahın hayrolsun, ezan okundu” dedi. Kuşların cıvıltısı, horozların ötüşü eşlik etti tüm bunlara. İcabiye nine evinin önündeki sedire oturdu Eyüp Efendisi de yanına..      İcabiye nine uzun süren …

Devamını Oku »

Üç Aylık “Âhiret Pazarına” Doğru

Yağmur yağıyor. Evet yanlış görmüyorum. Rahmet süzülüyor semadan. Nasıl da sâkin ve telaşsız. Gökyüzü rahmeti fısıldayarak aydınlanıyor her sabah. Seher vaktindeki çiseltiler ruhuma dokunuyor. Geceleri gözlerimi kaldırıyorum semaya yıldızları sayamıyorum. Farklı bir hava-i nesim var, sokaklarda dolaşıyorum. Bir lahzada görüyorum belki önümden geçenleri. Doğruluyorum yerimden meçhule giden ayaklarımla mesafeler kat …

Devamını Oku »

Yol ve Yolcu

“O’na yaklaşmaya yol arayın.” Maide, 35 Yol nedir? Bir gösterge mi? Yoksa bir vasıta mı? Bir ulaşım aracının geçtiği bir menzil mi? Ya da bir kurtuluş mu? Belki de bir çare… Şimdi size birçok lügat manası çıkarabilirim. Hatta başka dillerde başka dünyalarda ne manaya geldiklerini taharri edebilirim. İşte insanoğlunun önüne …

Devamını Oku »

Ey Ümit!

İnsan bir sözün başında çoğu zaman, sonuna varamıyor. Hani düğüm düğüm olur ya boğazın. Hani gözlerin dolar da yanağından süzülemez. Haykıramadığın cümleler olur zihninde. İşte öyle bir hal. Bu kadar üzüleceğini insan gerçekten tahmin edemiyor. Mücadele ettiği dakikalara acıyor. Hanı şu olmasaydı diyor kadere imanı unutarak. Duymuyor denilen çoğu şeyi, …

Devamını Oku »

Dağ Leylağı

Bir sabah kalkıyorum şükrünü eda edemediğim dakikaların kazasını yapmadan farzı yerine getirmenin yükümlülüğü ile seccade başında teşekkür etmeye duruyorum. Dua ile yola koyuluyorum. Yanımda küçük bir deftere kaydettiğim kazaların yapılmaması da üzse de kaydetmenin huzuru ile koşuyorum yeni sabahlara. Gün ortasında güneşin ihtişamından gözümü açamıyorum. Adımladığım toprağın zemininde hayat bulmuyor …

Devamını Oku »