Ana Sayfa / Yazarlar / Ayet Berkenar Mucizesi

Ayet Berkenar Mucizesi

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Ayet Berkenar Mucizesi

 

Kayışzade Osman Nuri Burdur’lu (v. 1894)

Ayet Berkenar mucizesini ortaya çıkarıyor.

Satır ve Sahife ayarlamasını Kur’an’a göre yapıyor.

Kur’an’ın standartını yine Kur’an’dan tesbit ediyor.

Sahife ve ayet tevafuku ortaya çıkıyor.

Harika bir mucize ile karşılaşıyor.

İnsanların yapamayacağı ve onları aciz bırakan harika bir mucizeyi gözler önüne seriyor.

En uzun ayet olan Bakara Suresinin 282. Mudayene Ayetini bir sahife olarak belirliyor. Buna göre 15 satır olarak belirliyor.

En kısa olan Kevser suresini bir satır olarak belirliyor.

Bu şekilde yazdığı Kur’an’da her sahife bir ayetle başlıyor. Yine her sahife bir ayetle bitiyor. Ayetin yarısı bir sahifede diğer yarısı sonraki sahifede olmuyor. Bütün Kur’an’da bu düzen ve tevafuk, hiçbir zorlama olmadan, istisnasız tahakkuk ediyor. Hafız Osman tarafından yazılan bu Kur’an tasnifi, bugünkü Mushaflarda da aynı şekilde yer alıyor.

Bir kimse yirmi üç sene boyunca cümleler kursun ve bunlar sıralı olmadan kitabın değişik sahifelerine yerleşsin. Sonra bu kitabın 604 sahifesinin tamamında cümleler sahifenin sonunda sonlansın. Diğer sahifeye geçmesin, yarım kalmasın. Bu özellik dünyada sadece bir kitapta var.

Böyle bir tanzimi kimse yapamaz. İnsanlık aciz kalır.

O halde bu bir mucizedir.

Vahyedilen ayetler, hadiseler üzerine geldiği halde, yirmi üç senede tamamlanan bu ayetler Kur’an’daki yerini alınca mahfi bir güzellik kitaba yerleşmiş oldu. Fakat kimse bunun farkına varamadı. Kayışzade Hafız Osman hattı ile bu harika olay gün yüzüne çıkmış oldu.

Hafız Osman Nuri’nin vefatından kırk sene sonra Bediüzzaman bu mucizeyi daha harika bir boyuta taşıdı.

Allah lafızları ve Esma ve bazı kelimeler alt alta hizalı olarak tevafuk etti.

Bu hakikat, insaflı dinsizi imana getirir.

 

Kur’an’ın Aydınlığı

 

*Allahu Teala (c.c.) şöyle buyuruyor: “O zikri (Kur’an’ı) biz indirdik ve O’nun koruyucusu da elbette biziz.” (Hicr: 9.)

 

*Değişmeme mucizesi iki boyutludur.

Birincisi: Nüzul sırasında değişmedi.

Kitabın yazarı zaman içinde yazdıklarını değiştirir.

Kendi yazdığını eksik bulur, ekler veya düzeltir, siler.

Kur’an 23 senede nazil oldu.

Bu süre içinde ayetlerde değişiklik olmadı.

Aynı geldiği gibi namazlarda okundu.

İkincisi: Mushaf haline geldikten sonra da değişmedi.

Çoğaltılarak ve hafızalara yazılarak günümüze kadar korundu.

İlahi vaad gerçekleşti.

*O zamanda toplumun kabul ettiği yanlış bilgilerin hiçbirinin Kur’an’da yer almaması onun hakikatine delildir.

Aynı şekilde Tevrat ve İncil’deki hataların ve tahrifatın Kur’an’a girmemesi yine onun hakikatine delildir.

 

*Kur’an’ın ele aldığı konuların bugün dahi güncelliğini koruması onun hakikatinin delilidir.

 

*Kur’an’ın getirdiği ölçülerin ve ilkelerin bugün dahi geçerli olması onun hakikatinin delilidir.

 

*Kur’an’ın vaad ettiği güzelliklerin bugün dahi insanları cezbetmesi onun hakikatinin delilidir.

 

*Kur’an’ın tehdit ettiği insanların bugün dahi bu tehdid ile sarsılıyor olması onun hakikatinin delilidir.

 

*Kur’an’ın talim buyurduğu duaların ve zikirlerin bugün dahi huşu içinde okunması onun hakikatinin delilidir.

 

*İnsanlar bu kitabı okuyup ölüme korkusuzca gidiyorsa bu onun sıradan bir kitap olmadığını gösterir.

 

Kur’an’da İnsanın Yaratılışı

 

Kur’an-ı Kerim’de İnsan suresinin birinci ayetinde geçen ifadenin insanın evrimine delil olacağını söyleyenlerin bu iddiaları asılsız bir yakıştırmadan ibarettir.

Allahu Teala (c.c.) şöyle buyuruyor: “İnsanın üzerinden, henüz kendisinin anılan bir şey olmadığı uzun bir süre geçmedi mi?” (İnsan: 1.)

Gerçek şudur ki, insan cennette yaratıldı ve dünyaya gönderildi. Bunun dışında zorlayıcı tevillere itibar edilmez. Adem (a.s.) ve Havva dünyanın cennete bakan tarafına indirildi veya çok boyutlu alemden, üç boyutlu bu aleme gönderildi. Bu nokta ne sağdan gelir ne de soldan gelir. İblis de yeryüzüne sürüldüğünde iki elleri böğründe tehassur vaziyetinde dünyaya inmiş ve denizlerde tahtını kurmuştur. Bu hadiseler Allah’ın kudretiyle ve hikmetiyle açıklanır.

Ayete şöyle meal verilmiştir: “İnsanın üzerine uzun devirden bir hine geçti.” (İnsan: 1.)

Müfessirler bu ayet-i kerimedeki “hin” nazmını kırk seneyle tefsir etmişlerdir. İbn-i Abbas “hin” nazmını altı ayla tefsir etmiştir. (İ. Abidin 8. Cilt, 76. Sh.)

(Cevher İnci Altın isimli kitaptan)

Abdullah ÖZTÜRK

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Mevlid Kandili Hakkında

Mevlid Gecesi / Kandili Hakkında ! Bu yazıdan sonra alttaki başlıkları tıklayarak diğer yazılara da …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Gençlik, En Kuvvetli Bir Vesile-i Ticaret…

GENÇLİK, EN KUVVETLİ BİR VESİLE-İ TİCARET  VE GÜZEL VE ŞİRİN BİR VASITA-İ HAYRATTIR!..    “İhtiyarlığın …

Kapat