Baba Öğütleri

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

1- İnsanın bildiği bilmediğine nisbeten hiç derecesindedir.
2- insanlarin en årifi hissiyatını belli etmiyendir.
3-Nefsine galebe edenden başka kimse hâkim sayılamaz
4- Hakîm fiili kavline, kavli fikrine uyan adamdır.
5- Kendi kabahatlerini gören adam başkalarının kabahatlerini görmeğe vakit bulamaz.
6- Masarifini varidati nisbetinde tutamıyan adamın serveti muvakkattir.
7- Hasis olan zengin, bir altun kâsenin içinde yatan fareye benzer.
8- Fakr u tevazu idareyi ve tevazu ile idare ise hüsnü ahlâkı mucip olur. Halbuki zenginlik kibir ve israfı, sefahet ve sûi ahlâkı intac eder.
9- Fikrini saklayamıyan bir adam istihkâmsız kasabaya benzer.
10- Âkıl bildiğini söylemez, deli söylediğini bilmez.
11- İtâba müstahak olmak bir kabahattır. Tahammül edememek ondan büyük bir kabahattir.
12- Zekâvet bir meş’ale-i Rahmaniyyedir ki ziyası yalnız eşyanın sathını değil, belki içini dahi tenvir eder.
13- İnsanların en kuvvetlisi kendini zaptetmeğe muktedir olandır.
14- Saadet kibir ve ihmali mucip olur.
15- Âlem kurulalı hiç bir kadın sükûtundan hakkını kaybetmemiştir.
16- Kadınların kılıcı lisanlarıdır. Bunun için paslanmağa bırakmazlar.
17- Peşin akça ile az alış veriş, veresiye çok ahz ü itâdan iyidir.
18- Dağ bürkân (volkan) doğurur; bürkân dağı yırtar. Ağaç kurdu besler; Kurt ağacı çürütür. İnsan efkâr hâsıl eder; efkâr insanı bin türlü felákete ve nihayet verem döşeğine düşürür.
19- Hasta olmadan kendini tabibe baktır.
20- Zehirden ölenler pek az olduğu halde, herkes zehirden korkar. Sefahet her gün binlerle adamı helâk ettiği halde herkes sefahate meyleder.
21- Herkes kendi nefsini düşünür. Yalnız ehl-i dil olan herkesi düşünür.
22- Millet, devlet binasının temelidir. Temel ne kadar muhkem olursa bina o kadar dayanır.
23- Bir işe başlayıp da sebat etmemek, bir kuyu kazmağa başlayıp da iki üç kulaç kazdıktan sonra bırakmaya benzer. İnsan yüz yerden ikişer üçer kulaç kazsa bir damla su çıkaramaz. Lâkin bir yerden beş on kulaç kazarsa elbette çıkarır.
24- Bir işe başlayıp da muvaffak olmadığın vakit me’yus olma. Çünkü birinci teşebbüste muvaffakiyet hâsıl olmazsa, ikincisinde ve nihayet üçüncüsünde elbette olur.
25- Dostun şamarından korkma! Düşmanın nüvâzişinden (okşama) kork!
26- Muârızını haklı görürsen teslim ol, haksız görürsen sükût et.
27- Her fikirde hata, her harekette kaza olabilir. Efkâr zaman ile tashih olunur; harekât tecrübe ile.
28- Sabah evinden çıkarken akşam tabutla avdet etmenin muhtemel olduğuou hatırına getiren pek nadir kazaya uğrar.
29- Âlemde ruhlu, ruhsuz her ne varsa cümlesi insana düşmandır. Akıllı adam hiç kimseye, hiç bir şeye emniyet etmiyerek daima tedbirli davranır.
30- İnsanın muhtaç olduğu şeyler yemek, içmek, giyinmek gibi cüz’i şeylerdir Bu kadar servetler ise gösteriş yolunda sarf olunuyor.
31- Fena arabaya koşulmuş bir at ne
yapabilir! 
32- İnsanı insan eden başlıca dört şeydir: İlim, sabır, kanaat ve hakkaniyet.
33- Su: haddi zâtında saftır. Birtakım madenler ve sair şeylerin karışmasiyle acı ve mekruh olur. İnsan sâlih yaratılmıştır. Birtakım a’raz ve ahlâk-ı fâside arızaları kendisini fâsık eyler.
34- İnsan çok yaşamasını ister de ihtiyar olmasını istemez.
35- Müdâhene (dalkavukluk, riya) insan avlamak için bir tuzaktır.
36- Kalburun delikleri arasından göremiyen gürür.
37- Hile hiç bir vakit doğruluğa galebe edemez, Dar yol dolaşır, dolaşır yine caddeye çıkar.
38- Her işin sonu başlangıcından iyidir. 
39- Kızının terbiyesini ihmal eden bir peder kendi arını ve damadının harabiyetini mucip olur.
40- Erkeklerdeki nüfuz kadınlarda olaydı, àlem harap olurdu. Erkeklerdeki hüner ve marifet kadınlarda olsaydı, bütün ålem mesut olurdu. Terakki etmek isteyen cemiyet kadınların nüfuzunu keser, terbiyelerini tervic eder.
41- Âlemi idare eden ne kuvvettir, ne kanundur. Ancak ahlâk ve terbiyedir.
42- Ahlâkı düzgün bedevi bir kavim, ahlakı bozuk bir cemiyetten bin kat a’lâdır.
43- Âlemde muhabbet ve hüsnü itilâftan (uyuşma, anlaşma) büyük saadet yoktur.
44- Bir adamın şefkatini, mürüvvetini, velhasıl merdane bir hareketini veyahut insaniyete bir hizmetini gördüğümüzde
teessürden dökdüğümüz göz yaşı kadar âlemde tatlı birşey olamaz.
45- Hekim memleketinin her âdetine tâbi olmaz. Âdat-ı kabîhayı hemşerilerinden bile izâle etmeğe çalışır.
46- Dünya yağmur altında rüzgâra karşı bir meydandır. Bu meydanda gayret ve idrâk şem’ini muhafaza edip sondürmeyen adam hakikaten hekimdir.
47- Âkıl ve işinde sabit olan adam ne kadar felâketlere müptelâ olsa yine akıl ve gayretine halel gelmez. Ateş altüst olmakla alevine birşey olmaz.
48- Fakir(lik) ve hakaret korkusu ve zenginlik ile şöhret tamaı insanı kör ederek hakikati görmesine mani olur.
49- Aç adam yemeğin kusurunu göremez. Garazkâr ve menfaatperest olan adam hakkı haksız(lık)dan fark edemez.
50- Hain, kimseden kovulmadığı halde tilki gibi kaçar. Doğru adam, âlem etrafını alsa yine arslan gibi kemâl-i temkinle durup yerinden oynamaz.
51- Her kadının saçından bir kılını, atlı 20 beygirden ziyade kuvveti vardır.
52- Bir kadının sadeliği bütün âlemin kadınlarında bulunan mücevherattan kıymetlidir.
53- Bir evin temeli çürük ise yine bir vakit dayanabilir. Lâkin içinde bulunan kadınlar beyninde muhabbet olmazsa yıkılır.
54- İnsan yalnız kendi fikrinde
bulunanlara âkıl diyebilir.
55- İhtiyarlar gençlerin, zâlimler, âdillerin, hainler, şehitlerin mezarı yanından geçmemelidir. Çünkü onların toprağı bunların yer yüzünde vücudunu çekemez.
56- Yılana rahmeden insanlara zulüm etmiş olur.
57- Çin hükemasından biri diyor ki: Hükûmet memuriyetinde bulunan bir adam ıslahatı sevinerek ve mücazatı teessüf ederek emretmelidir.
58- Hak olup olmadığını bilmediğin şeye karışma.
59- Sevdiğin adamın hiç bir kusuru olmaz. Sevmemeğe başla da bak ne kadar kabahatleri var.
60- Medih insanın tuttuğu yoldan geri dönmesinin ve muahaze ise yolunu iyi tahkik ederek devam etmesini mucip olur.
61- Kemâle ermemiş bir ümmete hürriyet-i tâmme vermek dört aylık çocuğu validesinin karnından düşürmeğe benzer.
62- Çok va’dedenin vaadine emniyet olunmaz.
63- Bir şeyin veyahut bir adamın hem lehinde, hem aleyhinde bulunan adama emniyet etmemeli.
64- Kocasına hiyanet eden bir kadının dostuna sâdık olması mümkün mü?
65- Gürültüsü işidilip unu görülmeyen bir değirmen neye yarar?
66- Eritmek istemediğin yağı ateşe yanaştırma.
67- Halka iyilik etmek için vakit bekliyorsan hiç bir vakit etmiyeceksin.
68- Fukaraya merhamet, muavenet et, lâkin fakrü zarûretlerinin sebebini sorma. Çünkü ihtimal ki sebebini anlarsan merhamet etmezsin.
69- Düşman ve garezkârın kalbinde seni yakmak üzere bir ateş yanıyor. O ateşi daha ziyade parlatmağa bakma; iyilikle söndürmeğe çalış.
70- Bu âlemde alınan şey gaybolur. Verilen şey öbür âlemde alınır.
71- Memnun olan adama diken gül görünür. Mahzun bulunan adam için gül ile diken beyninde (arasında) hiç bir fark yoktur. Her şeyde bir hüzün, bir keder görür. Hiç bir şeyden hoşlanamaz.
72- Muhabbet ve ittifakla yenen kuru ekmek, kin ve muhalefetle olunan ziyafetlerden iyidir.
73- Az servetle cemiyet, hazır gáilelerle karışık büyük zenginlikten iyidir.
74- Saadet kendisini aramıyanlara gider.
75- Herkes hekim olsaydı âlem harap olurdu.
76- Keçiyi okşamalı, sonra sağmalı.

Hazırlayan: A. Alaeddin Abbasi

Ehli Sünnet Gazetesi, 1947

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Tövbenin İlk Adımı ve Aşamaları

Tevbenin ve Allah’a yönelmenin başlangıcı   Ebu Cafer Muhammed b. Musa ile aramızda şöyle bir …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Mustafa Efendiler

MUSTAFA EFENDİ (Gökçeağaçlı) İmam Mahmut Efendi'nin oğlu olup 1274 senesinde Taşköprü'nün Gökçeağaç nahiyesinde doğmuştur. İlk …

Kapat