Ana Sayfa / Yazarlar / Bağları Koparmak

Bağları Koparmak

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bağları Koparmak

Bağlarımızla bağlanırız. Bağlandığımız şey ne kadar değerli ise bağlarımız da o kadar değerlidir. Mahrumiyetler kopmanın ardından gelir. Bağın kıymetini bilmeyecek durumda olanın elinden ipler kayarak veya koparak gider ve onu boşluğa bırakır.
İpe tutunarak düşmekten kurtulan bir adama yapılacak en büyük kötülük “ipi bırak” demek değildir. Zaten o ipi bırakmaz. Şeytan ona ipi bırak demez. Ona, başka iplerin de var olduğunu gösterir.
O adam diğer ipe elini uzatınca bir elini ipten çeker sonra diğer elini çekip iki eli ile başka iplere sarılır. Bakar ki bu iplerin fazla bir faydası yok. Pişman olur önceki ipe yönelir. O ip, bu ip derken ipe sapa gelmez bir adam olur.
Öyle bağlantılarımız var ki onların ipi yağlıdır. Dikkat edin. Kopmayın! Kopunca bir daha düğüm tutmuyor.
Kopmanın netice verdiği mahrumiyetler dünyada iken çoğu zaman hissedilmez. Farkına varmanın fayda vermediği zamanda farkına varır. Bu mesele kaderin bir sırrı ve hikmetidir. İhanet ve nankörlüğün karşılığı uzun bir zamana yayılmış bir ceza olarak karşısına çıkar.

Kibir

Kibir, topraktan yaratılan insana zıt olan bir haldir. İnsanın içinde saklayamadığı ve mutlaka dışına aksettirdiği ruhi bir araz ve ahlaki bir hastalıktır. Kibirli adamın kibri, fiillerinde, hallerinde, sözlerinde, fikirlerinde ve tavırlarında tezahür eder. Ruhun şekillenirken Cenab-ı Hakk’ın müsaadesi ile ona yön ver ve ruh haletini değiştir. Vücut dilini kullanan, dışa dönük tavırlar sergileyen biri olmak var. Fakat bunda kalb katılığı var, ene var, gurur var, kibir var. Acz ve fakrı tercih et. Bunda riya görünmüyor, ihlas hissediliyor. Kendini aciz ve fakir biliyorsun. Kalabalıklardan ve alkıştan kaç. İddian olmasın. Hiçim, yokum, kıymetsizim, de. Kral değilim de. Kral değilim diyene kimse kral çıplak diyemez.
Ebu Hureyre’den (r.a.) rivayetle, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “İzzet ve Celal sahibi olan Allah buyurdu ki: “Azamet ve Kibriya benim izar ve ridaımdır. (etekliğim ve gömleğim) Kim bunlardan birinde benimle yarışırsa onu cehenneme atarım.”” (Müslim, İbni Mace- Zühd, Ahmed b. Hanbel) (Ebu Davud- Libas 14. Cilt, 167. Sh.- Hadis No: 4090)
Sahih-i Müslim’de Ebu Hureyre’den rivayet olunan bir hadis-i şerifte Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ben üç şeye yemin ederim: Mal, sadaka vermekle eksilmez; bir başkasını affetmesi nedeniyle Cenab-ı Allah kulun izzetini fazlalaştırır, her kim Allah için tevazu gösterirse Allah onu yüceltir.” (İbn Kesir, El Bidaye Ve’n-Nihaye, Çağrı Yayınları 10. Cilt, 561. Sh.)

*Tevazu, sıradanlaşmadan sıradan olmak

Kin ve Nefret

Ehl-i dalalet olan şeytanın taraftarlarını ele veren özellikleri topluma kin ve nefret tohumları ekmeleridir.
Ehl-i hidayet olan Allah’ın taraftarlarının belirgin özellikleri topluma sevgi ve muhabbet tohumları ekmeleridir.
Bazen ehl-i dalalet muhabbetle yaklaşsa dahi sonradan husumete yönelir. Mahiyetleri belli olur.
Şia nefret üzerinde gider, harici nefret üzerinde gider, ehl-i salibin uzantıları nefret üzerinde gider. Ehl-i sünnet, i’tidale davet eder. Zalim Yezid’e dahi bedduayı gerekli görmez.

*En pis kin, birikmiş kindir.
Zira biriken kin, sakin görünen bir adamı, zalim bir canavara dönüştürür. Şiddetli düşmanlık yapan kininden dolayı hasım kesilir. Takıntı kindendir. Kötülükleri unutamamak kindendir. İnsanın derecesini, değerini, durumunu belirleyen şey kin tutmamasıdır.

*En kötü kin kontrollü kindir.
Zira kontrollü kin gülerken ısırır.
Köpeklerin ahlakı kontrollü kindir.
Sahibinden dayak yer,
Yoldan geçen adama saldırır.

Hasedçi Adam

Faziletin dostta gıptaya, düşmanda hasede dönüşür. Hased edenden uzak durulur. Zira düşmandır. Masum değildir.

*Kafir ile konuş belki hidayet nasib olur.
Münafık ile konuş belki insafa gelir.
Fasık ile konuş belki tevbe eder.
Hasedçi ile konuşma o iflah olmaz.
Onu nasıl ikna edeceksin?
Doğru yolda olman, doğru şeyler yapman onu insafa getirmiyor aksine nefretini artırıyor.
Şahsa takılıp kalmış ve aşamıyor.
Onun mutluluğu senin mahvolmana bağlı. O başka şeyle teselli olmaz. Hasedi ve hasedçiyi aşmak çok zordur. Hasid, kıskandığı adama dost değil düşmandır. Kalbi kapalıdır, muhabbet onda oluşmuyor.
Hased ettiği adam ölse, cehenneme gitse, imanlı mı imansız mı öldü, onu merak eder. Onu razı etmek imkansızdır.

*Hasedçinin zararı şahsa özeldir. Dolaylı olarak bütün cemaati kapsar. O en iyi, en başarılı olan müslümana takılır. Ona hased eder. Onun mahvolmasını ister.
Hastaneye katil, zorba, cani adamlar getirilir. Hepsi de tedavi edilir. Yaraları sarılır. Ayırım yapılmaz. Fakat bir adam hastanenin camlarını kırsa, tedavi ve ameliyat için kullanılan araçlara, cihazlara zarar verse, o adam hastaneden uzaklaştırılır. O mekanda katilden daha muzırdır.

*Mü’minin aşması gereken en mühim varta haseddir.
Sadece ben salih kul olayım.
Sadece ben güzel ibadet edeyim.
Sadece ben alim olayım.
Sadece ben güzel Kur’an okuyayım.
Bu demektir ki Allah’ın benden başka halis kulu olmasın.
Böyle bir niyet ise Allah’ın razı olacağı bir hal değildir.
Hasedçi adam, Allah’ı değil kendini seviyor.
Bencilliği ile İslam davasına hainlik yapmış oluyor.
Babası için: “Sadece ben yanında olayım başka kimse ona yakın olmasın, kardeşlerim etrafından dağılıp gitsin.” diyen evladın babasına sevgisi samimi olur mu?

*Hayatta kıskanılmaması geren şey mutluluktur. Düşmanın mutlu ise memnun olman gerekir. Çünkü o mutlu olsun ki şerri sana ulaşmasın.

(Cevher İnci Altın) Abdullah ÖZTÜRK 

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Yorumlar

  1. avatar

    Allah razı olsun hocam.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Güzellik Üzerine

Güzellik Üzerine "Güzelliğin standardı olur mu?" yazısı Yeni Şafak Gazetesinde 20 Haziran günü yayınlandı. Gökhan …

Kapat