Ana Sayfa / Yazarlar / Banka Promosyonlarıyla Hayır Olmaz mı?

Banka Promosyonlarıyla Hayır Olmaz mı?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Banka Promosyonlarıyla Hayır Olmaz mı?

Yaklaşık onbeş-yirmi yıldır banka promosyonları diye bir gündemimiz var..

Çalışanların ve sendikaların bir kısmı sadece promosyon konusunun miktarıyla ilgilenirlerken pek çok kişi de promosyonların dini hükmünü dert ediniyor, ısrarla hocalara, ilahiyatçılara, Diyanet’e promosyonun dinî hükmünü soruyorlar.

İslam hukukçuları, ilahiyatçılar konu hakkında uzlaşabilmiş, net bir fetva verebilmiş değiller.
Çok azınlık olmakla birlikte hediyedir, dolayısıyla caizdir diyenler var..

Rüşvet kapsamında değerlendirerek caiz ve helal değildir diyenler var..
Faiz kapsamında değerlendirenler, faiz gelirlerinden elde edildiği için caiz değildir, haramdır diyenler var.

Henüz “cizye” olarak değerlendiren olmadı ama belki ileride o şekilde değerlendirip caizdir diyenler de çıkabilir..

Diyanet İşleri Başkanlığımızın en yüksek fetva mercii olan Din İşleri Yüksek Kurulu, promosyon için özetle “şüphelidir, şüpheli şeylerden kaçınmak gerektir. Promosyonları kendi ihtiyaclarınız için kullanmayın, ihtiyacı olan yerlere harcayın..” dedi ya da ben öyle anladım..

Promosyonun dinen sakıncalı ve sıkıntılı olduğunu söyleyen hocalarımız;
Promosyon paralarını bankalarda bırakmayın, alın ama kendiniz, aile efradınız için kullanmayın.
İhtiyacı olan kişilere, yardım ve hayır kurumlarına verin..
Bundan da hayır beklemeyin, sevap beklemeyin diyorlar..

Nedeni de şu;
Helal olmayan, helal kazanılmayan para ile hayır yapılmaz.
Dolayısıyle o parayı dağıtarak zekat ve sadaka vermiş olunmaz, zekat ve sadaka sevabı alınamaz, umulamaz..

Ancak!..
Mesele burada bitecek, bitirilecek bir mesele değil.
Meselenin asıl önemli boyutu, çok büyük hayır ve sevap kazandıracak bir vechesi daha var ve yazık ki o veche üzerinde duran, onu vurgulayan yok..

Bediüzzaman Hz.lerilerinin konuya ışık tutacak, içimizi ısıtacak, yolumuzu aydınlatacak, bizleri sevindirecek bir yorum ve bakış açıları var.
Kastamonu Lahikası adlı eserlerinde diyorlar ki;
“..Hem, takva içinde bir nevî amel-i sâlih var. Çünkü, bir haramın terki vâciptir.
Bir vacibi işlemek, çok sünnetlere mukabil sevabı var.
Takva; böyle zamanlarda, binler günahın tehacümünde, birtek içtinab, az bir amelle yüzer günah terkinde, yüzer vâcip işlenmiş oluyor..”

Bediüzzaman Hazretleri bu zamanda amel-i salihin yani sevaplı nafile amellerin yerini takvanın yani günahlardan kaçınmanın aldığını ve günah işlemeyerek de salih amel işlemiş olunacağını, büyük sevaplar kazanılacağını söyleyerek, insanları ve talebelerini takvaya yani günahlardan kaçmaya davet ve teşvik ediyor.

Mecelle’deki “Def’-i şer celb-i nef’a râcihtir..” Bir diğer ifadesiyle “Def’-i mefâsid, celb-i menâfîden evlâdır” yani kötü, zararlı şeyleri defetmek, onlardan korunmak, menfaatli seyleri elde etmekten önceliklidir, önce gelir kaidesince insana, topluma, müslümana zarar verecek maddi ve manevi tehlikeli şeyleri terketmek demek olan takva, bu zamanda salih amelin önüne geçmiş.
Az bir takva çok salih amelin yerini tutar bir vaziyete gelmiştir..

İslam hukukçularına göre de haramı terk etmek farz,
tahrimen mekruhu terk etmek vacip, mekruhu terk etmek de sünnettir..

Bu hükümden hareketle onlarca, yüzlerce sünnet işleyerek kazanılamayacak sevap ve mükafat, hiç bir iş yapmadan yani sadece haram veya tahrimen mekruh bir kötülüğü terkederek kazanılabilir..

Öyle ise; haramlığı ya da tahrimen mekruhluğu hususunda çok ciddi şüphelerin olduğu promosyon parasını ihtiyacı da varken kendisi ve çoluk çocuğu için kullanmamak o parayı harcayarak girilmesi muhtemel yüzlerce vebale, günaha girmemek çok büyük kârdır.
Onca parayı keyfince harcamak elindeyken dağıtmak büyük bir mertliktir, yiğitliktir, din gayretidir, iman göstergesidir.

Azımsanmayacak meblağlara ulaşan bu paraları, ihtiyaçları da varken sırf
Allah rızası için, din gayretiyle elinin tersiyle iten, kullanmayan, bu şüpheli işi terk edenler onlarca, yüzlerce belki binlerce sünnet-nafile ibadet sevabı kazanabilirler, kazanmaktadırlar, kazanacaklardır inşaallah..

Orhan SALCI

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
İttihad-ı Muhammedî’nin Tarifi Budur ki…

İTTİHAD-I MUHAMMEDÎ ’nin (ﷺ) tarifi budur ki: “Şarktan garba,  cenuptan şimale uzanan bir silsile-i nuranî …

Kapat