Ana Sayfa / Yazarlar / Başbakan, Isparta ve Bediüzzaman / Prof. Dr. Himmet UÇ

Başbakan, Isparta ve Bediüzzaman / Prof. Dr. Himmet UÇ

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Sayın Başbakanımız Isparta’daydı. Öğleden sonra hükümet meydanında onu bekledim. Bir kurşun dökmesi İstiklal Marşı bir kenara itilmiş, eskimiş, okunmaz hale gelmiş, onun yanında Mehmet Akif Çeşmesi; yürekler acısı durumda mermerleri eskimiş, bakımsızlıktan o güzelim sanat eseri köhneleşmiş, ülkede kültür ihtilalı yapan irade yıllardır onu bakımsızlıktan mezbeleye çevirmiş. Daha önceki dönemde bir vali yardımcısına onun içler acısı durumunu söyledim, beyefendinin onu yaptırmayı karihası kaldırmadı; ne yapalım din, milliyet ve kültür dengesini kuramayan Müslümanlık. Bu dengeyi kuramamak, cumhurbaşkanı öldürmeye giden dindarlığın üstünde bir kağıt kaporta durduğu adamlar.

Diyarbakır’da Yahya Kemal’i anmayı kendine yediremeyen rektör, şimdi kendine yedirsin, gördüklerini. Kimlik krizi hepimizin ihmalidir; kimsin, nesin, hangi ülkedesin, hangi tarihi şartlarla buralara geldin, sen kimlerin canı kanı hesabına kazanılmış bir hürriyeti tepe tepe kullanıyorsun. Tarihi, sanatsal, dini, milli, sanat ve estetik dilimini bilmeyen insanlar ne garip değil mi?

Başbakan, toplumsal bir evet seferberliği için ısparta’daydı. Siyasi tarihten, siyasilerden bu memleketin artık eski demokrasi telakkileriyle gidemeyeceğini anlattı. Başbakanların, bakanların adi bir suçlu gibi idam sehpalarında heba olmaması için bu milli irade evet mitinginde hassasiyetlerini dile getirdi. Isparta’nın medarı iftiharı Süleyman Demirel’i andı, o gariban da altı defa gitmiş gelmiş, demokrasi üstü zevatın ihtiraslarından çok çekmişti.

Bediüzzaman Kur’an’ların meydanlarda yakıldığı, ezanların sustuğu bir dönemde eserleri ile dinin istiklalini ilan etti. Dinin hürriyetini korudu. Herşeye rağmen o ceberut devirde Barla’da dünyanın en büyük tevhid ve edebiyat metinlerinin yazdı, bugün dünyaya okutturuyor.

Ak Parti il başkanı Bediüzzaman’ı andı. Öyle ya Dostoyevski Rus edebiyatının medarı iftiharı, bütün dünyada okunuyor. Onu ilk defa tanıyan bir büyük yazar, “nişanlımla tanıştığım günden daha mutluydum” diyor. Ayet ül Kübra, Karamazof Kardeşler’den binlerce defa insanlığın ve evreni anlamandıramayan materyalist dünyada tevhidin bayrağıdır. Hugo Fransız edebiyatının medarı iftiharı, Dickens İngiliz edebiyatının iftihar kültü, Ispata Bediüzzaman’ı anmak ve yüceltmek için mecbur, çünkü onun mekanı yıllırca sürgünde yaşadağı Barla ısparta’da. Ama Isparta’da benim bulunduğum edebiyat bölümünde bu büyük mütefekkir, Türk toplumunun ve İslam dünyasının medarı iftiharı, hakaretlere maruz kalıyor, ben de bundan hissemi alıyorum.

Sayın Başbakan “o büyük insan gördüğü zulümlere rağmen milletine devletine ihanet etmedi, bir menfi tavır ve söz söylemedi. Otuz yıl zulüm gören bir insan çatısı altında yaşadığı devlete ihanet etmedi, devleti güçlendiren ve devletlerin mayası olan dini pekiştirdi, ve devleti ayakta tuttu. Roma‘yı kuran Römüs ve Romülüs bir din icad ettiler, çünkü saçma da olsa bir Olimpos dağı tanrıların mekanı idi, ama ihtiyaçtı, “Beşerin böyle dalaletleri var putunu kendi yapar kendi tapar” Ama suyu arayan ördek yavrusu gibi insan illa bir şeye tapacak, çünkü onun fizyolojisi ve psikolojisi bir Tanrıyı arıyor, sen reelini veremezsen o irreelini alır ona tapar.

Sayın Başbakan Bediüzzaman’a olan bu toplumun ve ısparta’nın vefa borcunu ödedi, onun mekanının cennet olmasını dua ile istedi, binlerce sağol varol. Kulağınıza küpe olsun, sadece fikir ve tefekkür adamı olan Bediüzzaman’ı değersizleştiren adamlar.. Isparta ve Üniversitesi Londra, Sen Petersburg, Paris, Dublin‘den neden geri kalır, neden Bediüzzaman’ı anmaz? Çünkü onu anlama basireti olmayan insanlar var.

Dünya kimseye kalmaz, bugünler gelir geçer yarın; “neden yapmadık” diye elinizi dizinine vurursunuz, İbicioğlu Bediüzzaman’ı anmamakta direndi, ama tokadını yedi, o nankörlüğü yemez. Hem de ne var ki orta yerde eceli ile ölmüş mezarı bile kendine çok görülmüş bir adamı bu üniversitede anmamak…

Bediüzzaman evinin önüneki cadde yürekler acısı, bir yağmur yağınca geçilmez oralardan. Sayın Belediye başkanı, sen Bediüzzaman şehrindesin ona göre, o Türklerin ve Kürtlerin medarı iftiharı bir adam, sadece Türklerin iftihar ettiği insan olmak bir şey getirmez, çünkü artık bu bir realite; Bediüzzaman yüz yıldır Türk ve Kürtlerin arasındaki en sağlam ittihad ve istinad köprüsüdür. Diyarbakır Bediüzzaman’ı anlamadı, ne hale geldi üniversitesi ve zevatı. Anlamayanlar devam etsin, ama “sen sabret zaman sabretmez“ diyor bir Arap atasözü, Süleyman Nazif işgal istanbul’unda söylemiş bu sözü.

Bediüzzaman’ı andığı için onu sevenleri mutlu etti Başbakanımız, sağolsun var olsun.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri Günümüzün hayat hızı ve anlayış tarzının getirdiği şeyler İslam’ın evrensel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Nursi Said’in Şeyh Said’e Cevabı / Prof. Dr. Orhan KÜÇÜK

Eserlerinde farklı yerlerde ehl-i imanın duasını, gönlünü alarak savaşta muzaffer olanların Batı meşrepli tavırlara meyil …

Kapat