Çok basit ve kolay! Tek kelime! Bölünün.
Biz birleşelim siz bölünün diyorlar.
Tek ve büyük güç olmak gayretindeler.
ABD 50 devletin birleşmesiyle bir güç oldu.
Avrupa Birliği 27 devletin birleşmesiyle bir güç oldu.
Rusya Topluluğu, Birleşik Krallık hepsi birleşir güç olur.
Biz ne yapalım. Biz de ayrılalım, bölünelim.
İslam ülkelerinin bölünmesi için içerden ve dışardan var güçleriyle çalışıyorlar.
Biz birleşelim siz bölünün. Rica ediyorlar. İsteklerinden asla vazgeçmiyorlar.
Hem de çok cömertler. 50 bin tır silahımız Kürtlere feda olsun diyorlar. Bu silahları kime kullanacaklarını öğretiyorlar, yetiştiriyorlar.
Baba evladına yapmaz bu kadar masrafı harcamayı.
Irak, Suriye, Yemen, Libya bölündü.
Üçe, dörde, ikiye bölebildikleri kadar bölüyorlar.
Zaten Kuveyt, Katar, BAE, Suud vs daha önceden parça parça olmuşlar.
Birleşik Arap Emirlikleri var.
Duyan da bunları koca koca devletlerin birliği sanır.
Şaka gibi, fıkra gibi, ağır bir hakaret gibi.
İslam dünyasının hali ortada!
Geriye İran ve Türkiye kaldı.
İran zaten kendi adamları
Aslında bugün bölünmeyen tek ülke Türkiye kaldı.
Batı altıparmağı ile içimize sızmış. Göğsümüzden altıparmağı ile kalbimizi çıkarmaya uğraşıyor.
Dünyada 23 Arap ülkesinin toplam nüfusu 2021 yılında 407,5 milyon kişi oldu.
Dünyadaki Türk nüfusu 203 milyon oldu.
Batı, Arapları 23’e bölerken kendileri birleşti.
Türkleri yedi devlete bölerek gücünü zayıflattı.
Bunun yanında kendileri tarih boyunca birlik oldular.
Haçlı seferleri sırasında nasıl birleştilerse şimdi de öyle beraberce mücadele ediyorlar. Yunanistan’ın etrafında nasıl da bir araya geliyorlar.
Siyasi duruşumuz ülke menfaatleri doğrultusunda olmalı.
Mahşerde sadece namazdan, oruçtan sorulmayacak.
Ehli kitaba karşı duruşumuz, Allah’a yakın olana yakınlığımız ve uzak olana uzaklığımız da sorulacak.
Batının “Biz birleşmiş devletler olalım, siz bölünmüş devletler olun.” isteğini severek kabullenen bir topluluk var içimizde. Avrupalı, Amerikalı dostlarını üzmüyorlar.
Hatta onların “Aferin” demesini gaye edinecek kadar alçalanları görüyoruz.
Abdullah Öztürk
Doğu ve Batı
Doğu ağlar, batı yer.
Ağlamak kaderidir doğunun bütün zamanlarda,
Batıdan gelir zulüm, saldırmak ve yağmalamakla,
Batı yer pisletir dünyayı, doğu ağlar temizler kıtaları.
Gözleri buğuludur doğunun dokunsan ağlayacak,
Batının gözleri aç kurt gibi kıpırdasan saldıracak.
Bir el uzanır doğudan sarılır, kuşatır, ısıtır insanlığı,
Batıdan çıkan ağız saldırır, parçalar, ısırır insanları.
Doğunun gözyaşlarıdır dünyayı temizleyen,
Acıları ve zahmetleridir kıyameti önleyen.
Yeryüzünü kirleten batının yiyip çıkardıkları,
Dünyayı yaşanmaz kılan zulüm ve hırsları.
Doğuda doğdu insan,
Batıya gönderdi evladını,
Zulümle döndü batıdan,
Yabancılaşınca, batı koydu adını.
Elinde silahı, kılıcı ve mavzeri,
Doğunun kucağına dönüp geldi,
Yattığı kucağa oturdu sapladı hançeri,
Akan kanı içip güçlendi ve kibirlendi.
Mal bulmuş mağribi gibi saldırdı,
Gözü dönmüş kurt gibi hırslandı,
Saldırdıkça daha da güçlendi,
Güçlendikçe daha da saldırdı.
Batının insanı kendini evrimleşmiş zanneden goril,
Doğunun insanı gorilin hor görüp aşağıladığı insan,
Heyhat doğu ile batı arasında uzaklık ne kadar?
Doğu ile batı arasındaki uzaklık kadar.
Abdullah Öztürk
Allah razı olsun çok güzel bir yazı