Ana Sayfa / Yazarlar / Bediüzzaman Said Nursi Olayı – 2; İlim mi, ulaşılabilirlik mi? / Prof. Dr. Himmet UÇ

Bediüzzaman Said Nursi Olayı – 2; İlim mi, ulaşılabilirlik mi? / Prof. Dr. Himmet UÇ

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Eserin giriş bölümünde Şerif Mardin birçok önemli konuya temas eder. Bunlardan biri Bediüzzaman’ın kendine seçtiği üslub ve okuyuculardır. Şerif Mardin benim söylediğimi söylemiyor ama ben onun açıklamalarından bunu çıkarıyorum. Bediüzzaman neden Konyalı Vehbi Efendi, Seyyid Kutup, Elmalılı Hamdi Yazır benzerleri türünden bir tefsir yazmadı.

Bediüzzaman öyle bir uygulama yapmış ki şayet yukarıda adını zikrettiğimiz türünde tefsirler yazmış olsaydı, o tefsirler bugun toplu okumalar yapılmayan eserler, oldukça dinden haberdar kişiler bu sıralı tefsirleri okumaktalar, ulaşılabilirlik onlarda hangi planda, ama kaç kişinin okuduğu ve kamu oyunda eserlerin yer yer bahislerinin tartışıldığı ve konuşulduğu vaki değil. O eserlerin kıymeti kabiliyetini tartışmak konu değil büyük eserler, ama eserin insanlara ulaşabilmesi, üstelik Arapça bilmeyen, Kur’an kültüründen mahrum, belli bir dini lügatten uzak kişilere bir tefsir ne kadar ulaşabilir.

İslam tarihinde çok büyük alimler var, ama  onların eserlerinin topluma ulaşma hele bir köylüye, bir ortaokul öğrencisine, daha ileri kültür ve tahsil gruplarına ulaşma oranı nedir. Büyük alim olabilir, ama şayet eseri bir toplumun dini ihtiyaçlarını karşılamada anonimleşememişse onun büyük alimliği takdir edilir. Ama ya aç toplum nasıl tatmin olup Allah ile olan ilişkilerini düzene koyacak. Bizim halk şairleri ve mutasavvıflar yazdıkları eserlerde bu avama ulaşmayı düşünmüşler, saygın ve âlicenap insanlar.Benim annem Kara Davut’u okur ve arkadaşlarına da okur gücü oranında anlatırdı. Necat ül Müminin, Envar ül Aşikin, Muhammediye (Muhammed Destanı) Eşrefoğlu Rumi’nin Müzekkin Nüfus’u, Mebahis-i iman ve Mebahis-i Salat kitapları ve benzerleri. İşte bu insanların eserleri geceleri mum ışığında köy odalarında hikaye ve romantik dekorlu kitaplar insanlara okunur, o gri rengin tanrısal ortamında kullar ağlarlar, evlerini mutlu ve arınmış olarak dönerler.

İşte bir modernizmin yaftası ile o kitaplar birden köylünün elinden alınırsa, bu insanlar Rablerini nasıl tanısınlar, elli yıl savaşmış çoluğunu, çocuğunu, kocasını yadellerde şehit vermiş bu büyük millet nasıl Allah’ını tanısın, işte Bediüzzaman Küçük sözler ile her sınıf insana İslamın temel hakikatlerını argümanlarını anlatır,Bismillah “ ile kapıyı açar, ya eyyühennas u’budu ile ibadetin zaruretini anlatır, esselatüimadüddin“ der, namazı anlatır, ama ne harika bir örnekle. Onuncu Söz’de öldükten sonra dirilmeyi anlamayan bir adama bir roman modunda ahireti ve öldükten sonra dirilmeyi anlatır, eser cebe de girer, köy odasına da ,başka yerlere de  bütün topluma hitab eder. Nasıl düşünmüş Bediüzzaman değil mi, yaşasın değil mi, helal olsun değil mi? Bugün Bediüzzaman’a bakarak caka satan ülemacıklar, bu hakikatı nerden anlasınlar, bu zorunluğu nerden anlasınlar.

Şerif Mardin bunu anlatır” Türkiye’de Osmanlı islam kültürünün epik şiirleri ile diğer ürünleri hep aynı çerçeveye oturan  hikayeleri yüzyıllardır nakleden aşıklar tarafınan köylere taşınmaktadır Said Nursi’nin etkisi böyle bir zemin üzerine oturdu. Said Nursi’nin kitaplarının yasak yayınlar listesinden çıkarıldığı 1950’lerden sonradır ki eserlerinin daha geniş bir okur kesimine ulaşmasından söz edilebilir. “15-16

Şerif Mardin okumanın yanında bir şeye dikkat çeker. Toplu okumanın tesirine “anlaşılma değil okuma uygulaması aracılığıyla  sürdürülen  h u ş u “dur. Bu huşu çok zaman anlamadan daha iyi hazırlayıcı ve yıkayıcı ve eriticidir.

Said Nursi geleneksel söylemi canlandırmıştır” Said Nursi’nin başarısının da kısmen geleneksel lehçeyi canlandırarak vaad ettiği yeniden demokratikleşme ye dayandığına inanıyorum”18

Yüzyıllardır söylediğimiz celal, cemal, kemal, subhanallah, elhamdülillah, allahuekber, ehad, samed, Rab, hamd gibi kelimeleri Bediüzzaman eserlerinde yeni yorumlarla tazelemiş ve yenilemiştir. Çünkü insanlar onların anlamları üzerinde düşünmeden yüzyıllardır kullanmakdadırlar. Yapılan bu yeniden yorumdur, batılı terimle rewiev. Reorganizi gibi. Tekrar tekrar okumak, manayı daha canlı tutar.

Bediüzzaman büyük alimdir, Kırkıncı Hoca ilk gençlik yıllarında onun İşaratül İ’caz isimli eserinin hocaları arasında tartışıldığını efsane yorumunu dillendirdiklerine şahit olur. O zaman henüz öğrencidir. Muhakematı ve diğer bazı eserleri onun fildişi kulede yalnız oturduğunu gösterir. Ama maksat o kulede insanlara ulaşamayan hakikatler değil, İşaratül İ’caz’ın, Muhakemat’ın yazıldığı ortamdan, Osmanlı’nın batışını, cumhuriyetin kuruluşunu ama, kültürün batıya dönük yönünü gören Bediüzzaman “Kur’anımız yeryüzünde cemaatsiz kalırsa cenneti de istemem“ diyor. Barla’ penceresesinden Türkiye’de yeni bir ülke ve yeni ahali vardır, onları kitabı mübinin hakikatlerine hazırlamak gerekir. Önemli olan cemaatsiz kalması düşünülen Kur’andır. Eserlerindeki farklı üslub ve teknikler bu istek üzerine şekillenir. Bediüzzaman Yunus gibi;

“ahdim odur şehre varam feryadü figan koparam” demiş. Kütüphane raflarında büyük eserler var ama, köylü Mehmet Ağa, çoban Avni, ortaokuldaki hasan, hakikata varmalı.işte Barla’da yazılan ve Sav’da bin kişinin yazdığı eserler yukardaki insanların imdadına koşar. Nasıl düşünmüş değil mi, ne kadar isabetli bir tercih, tasarım, planama, var mı köylü insanları matbaa gibi koşturmak dünya tarihinde, dua ile insanların eline o kitaplar varmış hala varıyor.Bu dünyanın en büyük kültür hareketi Şerif Mardin’in dikkatini çekmiş hiçbir ideolojik perspektiften değil, nasıl olur, bu nasıl yapılır, araştırmış. Adamların aklı almıyor, akıl yok ki alsın.Olayı dünyanın gözüne sokmuş. Çektiği bir vaka, olay olmuş, bunlar olayı değil, olayın aksini anlatanı yargılıyor, kuşe kağıtlara basılıp klasikler kütüphanesi diye rafları dolduran kitaplar da halkın cebine girseydi güzel olurdu, ama onlara o hızı veremeyenler düşünsün, bu bizim sorunumuz mu? Değil mi yani?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri

Manevi Buhranlar ve İman Hakikatleri Günümüzün hayat hızı ve anlayış tarzının getirdiği şeyler İslam’ın evrensel …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Fakirlik ve Az Gelişmişlikten Kurtulmanın Yolları / Vehbi KARA

Geçim yani maişet için geçerli ve tabii yol “san’attır, ziraattır, ticarettir”. Lakin milletimiz bu çok …

Kapat