Ana Sayfa / Yazarlar / Bediüzzaman Said Nursi (Rh.a.)

Bediüzzaman Said Nursi (Rh.a.)

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Bediüzzaman Said Nursi (Rh.a.)

 

Ey felaket ve helaket asrının adamı Üstadım.

-Ahir zamanın müceddidi olan Üstadım.

-Acele ettim kışta geldim; sizler cennet âsâ bir baharda geleceksiniz şimdi ekilen nur tohumları zemininizde çiçek açacaktır. diyen Üstadım.

-Daha hayatta iken: “Benim mezarımın yerini birkaç talebemden başkası bilmeyecek.” diyen ve isteği aynen gerçekleşen Üstadım.

-Şark cephesinde Ruslarla kahramanca savaşan Üstadım.

-Rus Çarının dayısı karşısında ayağa kalkmayan Üstadım.

-Hurşit Paşa’ya karşı izzetli duruş sergileyen Üstadım.

-Mahkemenin berat kararının ardından “Zalimler için yaşasın cehennem.” diye haykıran Üstadım.

-Mahkemenin verdiği altı ay cezanın ardından “Bu ceza kız kaçırana ve at hırsızına verilir beni ya idam edin ya serbest bırakın.” diyerek kükreyen Üstadım.

-Mahkemeye 48 yamalı cübbe ile giden Üstadım.

-Münafıklar tarafından 21 defa zehirlenen Üstadım.

-Kendisini zehirleyenlere dahi beddua etmeyen Üstadım.

-Namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduttur diyen Üstadım.

-Asrın Deccallerine karşı en büyük mücahedeyi yapan Üstadım.

-Unutmak ve korkuyu hayatında hiç tanımayan Üstadım.

-Cevşeni ehl-i sünnete kazandıran Üstadım.

-Nurlarıyla Anadolu’yu nurlandıran Üstadım.

-Nurlarıyla kalbleri aydınlatan Üstadım.

-Nurlarıyla ruhları yıkayan Üstadım.

-İmanıyla batılı yıkan Üstadım.

-İlmiyle bu asrı irşad eden Üstadım.

-Ümmetin çocuklarını kurtarmak için çoluk çocuk sahibi olmayan Üstadım.

-Ümmetin ahiretini kurtarmak için dünyasını feda eden Üstadım.

-İslamın ruhu için ruhunu feda etmeye hazır olan Üstadım.

-Şeriatın bir hakikatine bin ruhu olsa feda etmeye hazır olan Üstadım.

-Risale-i Nurları yazmakla bu asrın şüpheci insanlarına tevhidi ve iman hakikatlerini iki kere iki dört eder katiyetinde isbat eden Üstadım.

Bir Cuma gecesinde nevm ile alem-i misale girdim. Biri geldi, dedi:

“Mukadderat-ı İslam için teşekkül eden bir meclis-i muhteşem seni istiyor.”

Gittim, gördüm ki, münevver, emsalini dünyada görmediğim, Selef-i Salihinden ve a’sarın meb’uslarından her asrın meb’usları içinde bulunur bir meclis gördüm. Hicab edip kapıda durdum. Onlardan bir zat dedi ki:

“Ey felaket, helaket asrının adamı, senin de reyin var. Fikrini beyan et!”

Ayakta durup dedim:

“Sorun, cevap vereyim.”

(Tarihçe-i Hayat, Birinci Kısım) (Sünuhat, Rü’yada Bir Hitabe)

Alimler bir cihetten ikiye ayrılır. Dinde ve şeriatta söz sahibi olanlar ve söz sahibi olmayanlar. Dinde söz sahibi olanlar İslamı bir bütün olarak görebilen geniş nazarlı alimlerdir. İşte Bediüzzaman dinde söz sahibi olan alimlerindendi. Söz sahibi olmayanlar ancak okur, ezberler ve aktarır. Kuşun yavrusuna kay (kusmuk) vermesi gibi. Söz sahibi olanlar Hz. Ömer, Hz. Ali, Ebu Hanife ve Bediüzzaman gibi alimler. Onlar üretirler, içtihad ederler, dinin ruhuna aşinadırlar. Koyunun yavrusuna süt vermesi gibi ümmete ilim içirirler. Bediüzzaman’dan ilim şerbetini içen her bir talebe bir İslam fedaisi olur. Onun veraset-i nübüvvet iksiriyle aşılanan her bir talebe korkudan, endişeden, menfattan uzak Kur’an ve sünnete hizmet için sahabe mesleğini ve meşrebini ömürlerinin son demlerine kadar ve nefeslerinin sonuna kadar devam ettirirler. Eserleri yani Risale-i Nurlar ve eserinin eseri olan talebeleri bu asrı aydınlattılar ve insanların hidayetine vesile oldular. Onun iliminin etkisine ve gücüne yaşadığımız asır ve milyonlarca müslüman şahiddir.

Onun gayesi, insanların dünya ve ahiret hayatlarını kurtarmaktan ibaretti. “Başımdaki saçlarım adedince başım olsa, her gün biri kesilse, imana ve Kur’an’a feda olan bu baş, zındıkaya eğilmeyecektir.” demiştir. Tıpkı Hz. Peygamberin (s.a.v.): “Bir elime güneşi bir elime ayı verseniz ben bu davamdan vazgeçmem.” sözü gibi.

Birçok insanın tahammül edemeyeceği zulümler, tazyikler, hapisler, zehirlenmeler karşısında imanından gelen teslim ve tevekkül ile o kötü halleri kendi lehine çevirmiştir. 21 defa münafık memurlar tarafından zehirlendiği halde müsbet hareketten vazgeçmemiştir.

“Bizim vazifemiz müsbet harekettir, menfi hareket değildir. Rıza-yı İlahiyeye göre sırf hizmet-i imaniye yapmaktır. Bizler asayişi muhafazayı netice veren müsbet iman hizmeti içinde her bir sıkıntıya karşı sabırla, şükürle mükellefiz.” demiştir.

Kur’an hizmeti yolunda her türlü fedakarlığa katlanan bu büyük alim hizmetinin mahiyetini şöyle ifade eder:

Elde Kur’an gibi bir mucize-i baki varken,

Başka burhan aramak aklıma zaid görünür.

Elde Kur’an gibi bir burhan-ı hakikat varken,

Münkirleri ilzam için gönlüme sıklet mi gelir?

(25. Söz)

Bediüzzaman’ın abisi Molla Abdullah Hz. Ziyaeddin’e bağlı ehli tasavvuf bir zat idi ve Bediüzzman’ı ona mürid etmek için şeyhini şöyle övüyordu:

“Hazret-i Ziyaeddin bütün ulumu biliyor. Kainatta, kutb-u azam gibi her şeye ıttılaı (haberi olmak) var”

Bediüzzaman abisine cevaben:

“Sen mübalağa ediyorsun. Ben onu görsem, çok meselelerde onu ilzam edebilirim. Hem, sen benim kadar onu hakiki sevmiyorsun; çünkü kainattaki ulumları bilir bir kutb-u azam suretinde tahayyül ettiğin bir Ziyaeddin’i seviyorsun; yani, o ünvan ile bağlısın, muhabbet edersin. Eğer perde-i gayb açılsa, hakikati görünse, senin muhabbetin ya zail olur veyahut dörtten birisine iner. Fakat ben o zat-ı mübareki senin gibi pek ciddi severim, takdir ederim. Çünkü Sünnet-i Seniyye dairesinde, hakikat mesleğinde, ehl-i imana halis ve tesirli ve ehemmiyetli bir rehberdir. Şahsi makamı ne olursa olsun, bu hizmeti için ruhumu ona feda ederim. Perde açılsa ve hakiki makamı görünse, değil geri çekilmek, vazgeçmek, muhabbette noksan olmak; bilakis daha ziyade hürmet ve takdir ile bağlanırım. Demek ben hakiki bir Ziyaeddin’i, sen de hayali bir Ziyaeddin’i seversin.”

(Kastamonu Lahikası)

İstanbul Hahambaşısı yahudi Karasso ile Bediüzzaman arasında Selanik’te cereyan eden bir konuşma sırasında, Karasso konuşmayı yarıda bırakarak dışarıya fırlamış ve arkadaşlarına, “Eğer yanında biraz daha kalsaydım, az kalsın beni de müslüman edecekti.” diyerek mağlubiyetini hayret ve telaşla izhar etmiştir. Karasso ki, Osmanlı İmparatorluğunu parçalamak için sinsi ve tertipli bir şekilde çalışan gizli bir teşkilata mensup olup, ortada fevkalade bir rol oynuyordu. Karasso’nun Bediüzzaman’ı ziyaret etmekten maksadı, onu kendi fikrine çevirmek ve meş’um gayesine alet etmek idi. Fakat heyhat!..

Nihayet menhus 31 Mart hadisesi meydana gelir. Şeriat isteyen ve o hadisede ismi karışan on beş kadar hoca idam edilir. Bediüzzaman, onlar mahkeme binasının bahçesinde asılı durdukları ve kendisi de pencereden onları gördüğü bir halde muhakeme olunur. Mahkeme reisi Hurşid Paşa sorar:

“Sen de şeriat istemişsin?”

Bediüzzaman cevap verir:

“Şeriatın bir hakikatine, bin ruhum olsa feda etmeye hazırım. Zira şeriat, sebeb-i saadet ve adalet-i mahz ve fazilettir. Fakat ihtilalcilerin isteyişi gibi değil!”

Bediüzzaman’ın divan-ı harpteki bu kahramanca müdafaası, o zaman iki defa tab edilip neşredilmiştir. O dehşetli mahkemeden idamını beklerken beraat etmiş ve mahkemeye teşekkür etmeyerek, yolda Bayezid’den tâ Sultanahmed’e kadar, arkasında kalabalık bir halk kitlesi mevcut olduğu halde, “Zalimler için yaşasın Cehennem! Zalimler için yaşasın Cehennem!” nidalarıyla ilerlemiştir.

(Tarihçe-i Hayat)

Hem eğer başımdaki saçlarım adedince başlarım bulunsa, her gün biri kesilse, hakikat-i Kur’aniyeye feda olan bu başı zındıkaya ve küfr-ü mutlaka eğmem ve bu hizmet-i imaniye ve nuriyeden vazgeçmem ve geçemem. (14. Şua)

 

*Abdülkadir Badıllı Mufassal Tarihçe- i Hayat’ta şöyle diyor: “Gözlerinin rengi mavi-yeşil ortasında bir renkteydi. Gözlerinin beyazı da, kırmızı damarcıklarla süslüydü.”

 (Bir Şahıs Bir Olay)

Abdulah ÖZTÜRK

Yazar : Abdullah ÖZTÜRK

1963 miladi ve 1383 hicri senesinde, Ankara’da dünyaya geldi.
Gazi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümünden mezun oldu.
Memleketi Şeyh Ali Semerkandi Hazretlerinin yaşadığı ve medfun olduğu Şeyhler beldesidir.
Huccet, Hulasa, Fıkhul Kebir, Fıkhul Evsat, Fıkhul Asgar, Hıristiyanlara Mektuplar, Yol, Bir Şahıs Bir Olay, Cevher İnci Altın, Suristan, Kalbimin Aydınlığı 40 Hadis, isimli eserlerin yazarı, halen ilmi araştırmalarını devam ettirmektedir.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Mevlid Kandili Hakkında

Mevlid Gecesi / Kandili Hakkında ! Bu yazıdan sonra alttaki başlıkları tıklayarak diğer yazılara da …

Yorumlar

  1. avatar

    Allah razı olsun abim

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Çapınız Yetmez

Çapınız Yetmez   Geçtiğimiz 23 Mart Bediüzzaman hz.lerinin 64. vefat yıldönümü idi.. Dine, devlete, millete …

Kapat