Bediüzzman ve Kelimeler
Bediüzzaman bir kelime seçme kullanma konusunda çok yüksek ve ulaşılmaz bir yazar. Müellf. Mesela şu cümlede kısa bir paragrafta kullandığı kelimelere bak, bu kelimeler düşünülerek bulunacak değil, zihinde bir anda beliren kelimeler, düşünmeye kalsa çok zaman alır. “Makam-ı irşadda beyanat-ıKur’aniye o derecce müessir ve rakiktir, ve o derece munis ve şefiktir ki; şevk ile ruhu, zevk ile kalbi, aklı merakla ve gözü yaşla doldurur” Bir kelamın tesirini on kelime ile anlatıyor, her kelime de farklı bir hali ifade ediyor. Muhayyile çok zengin, ve süratli, zihin çok uzak yerlerden kelimeleri toplayacak kadar meharetli.
Çok anlamasak da şu cümlenin çok kısa paragrafın kurulması büyük bir bilgiyi ihatayı, kelime bilgisini ifade kudretini ortaya koyar. Bu cümleyi o kurmuş o kullanır. “İşte şu hurufun bu zikrinde harikulade bir vaziyet-i muntazama ile o münasebet-i hafiye ile ve o güzel intizam ve o dakik ve ince nazm ve insicam ile iki kere iki dört eder derecede gösterir ki. beşer fikrinin haddi değil ki şunu yapabilsin. Tesadüf ise muhaldir ki ona karışsın. işte şu vaziyet-i hurufdaki intizam-ı acib ve nizam-ı garip, selaset ve fesahat-ı lafziyeye medar olduğu gibi daha gizli lçok hikmetleri bulunabilir.” On üç terkib ve kelime kullanılmış. Ne ayetin metnini ne de harflerdeki vaziyet gizli münasebetler, güzel intizam. Dakik ve ince nazm ve insicam, vaziyet-i huruf, intizam-ı acib, nizam-ı garip selâset ve fesahat-ı nazmiye. Bir satırlık bir ayetteki harika fesahat-ı ifade için otuz yedi harfin birbirleriyle olan ilişkilerini dizilişteki sanatı yani fesahatı anlatıyor, insan zekası bu yirmi yedi harfin ses değerlerini biçimlerini birbiriyle nasıl mukayese edebilir. Çok olağan üstü bir insanla karşı karşıyız. Garibüz zaman denilmiş, ya ne deselerdi. Uyan ey entelektüeller hocalar. Vakit geçmeden….
Şem’a ki Mevlâ yaka üflemekle sönmez
Bedbaht bir nesiliz meallerle nasıl gireriz bu anlam okyanusuna.
“Evet Kur’an Güneşten güneş için bahsetmiyor. Belki onu ışıklandıran Zat için bahsediyor. Hem güneşin insana lüzumsuz olan mahiyetinden bahsetmiyor. Belki güneşin vazifesinden bahsediyor ki sanat-ı Rabbaniyenin intizamına bir zemberek ve Hilkat-ı Rabbaniyenin nizamına bir merkez hem Nakkaş-ı ezelinin gece gündüz ipleriyle dokuduğu eşyadaki sanat-ı Rabbaniyenin insicamına bir mekik vazifesini yapıyor.”
Estetikle uğraştığınmda Osmanlı lügatleri uyum benzerlik ve benzer kelimeler kullanıyorlar. Sonra İngilizce sözlüğe baktım armoni kelimesi insicamı karşılıyor. Armoni farklı notaların bir arada bir ses üretip musiki parçası meydana getirmesine deniyor. Nasıl musiki uzmanı piyanonun tuşlarına farklı yerlere basıyor, ortaya büyük bir piyano müsiği çıkıyor. Burda güneşi armonik olarak kullanıyor Bediüzzaman güneş sayısız varlıklar olaylar gerek havada suda değişik canlıların ihtiyacını onlara taşıyor, buna Bediüzzaman mekik diyor nasıl mekik gidip geliyor bir, bin parçayı dokuyorsa güneşte bu sayısız varlıklar arasında hepsinin yapısına uygun gidiyor geliyor işte bu benzer değil farklı nesne olayları birbiriyle irtibatlı yapan insicamdır Allah’tır. Kainat bir musiki meclisidir.
Tuğlalardan ev yapmak kolay çünkü güçlüğü yok ama insan yüzünde farklı beş duyudan ortaya güzeliği çıkarmak ve insanları aşık etmek insicamdır. Yoksa yüzümüz hücre tuğlalarından olsaydı karikatürlere benzerdik. Allah’ın sanatında farklı nesnelerden güzellik dokumak aklı beşerin ihata edeceği bir şey değil.insanda 208 kemik var diğer azaları saysan duyguları eklesen bin şey çıkar ortaya onları insan vücudunda saat gibi işleyen ve güzelliğine hayran eden Allah’ın insicamıdır. Güneşi zemberek, merkez ve mekik olarak ifade ediyor. Bunların üçü de mana denizi. Bunları üniversite kürsüsünde izah etmeliydim, kabir ha yakın ha uzak, ne yapayım cenneti, bu cennet bahislerder uzak yaşayanlar var ken. Bu manalardan habersiz i indeyken habersiz adamlar üç kelimelerle ifade edilen bir adamdan, kâğıttaki görüntüsünden kaçar ve Türkiye kurtulur.
Yükselmeyen düşer, ya terakki ya intihat…
- On Dokuzuncu Söz Üzerine - 26 Eylül 2023
- Bir Gece Şiiri - 22 Eylül 2023
- Bülbül Şiiri / Mehmet Akif ERSOY - 11 Eylül 2023
- Hizmet Rehberinden – 2 - 3 Eylül 2023
- Malazgirt Savaşı ve Türk – Kürt Kardeşliği - 26 Ağustos 2023
- Hizmet Rehberinden - 24 Ağustos 2023
- Hikmet-i Amme, Umumî Hikmet - 17 Ağustos 2023
- Güzellik ve Peygamber - 13 Ağustos 2023
- Güzel ve Estetik Yorumlar - 11 Ağustos 2023
- Bakmak, Görmek ve Göstermek - 9 Ağustos 2023