Ana Sayfa / Yazarlar / Bediüzzaman’ın Peygamberimizle ilgili romanı – 3 / Prof. Dr. Himmet UÇ

Bediüzzaman’ın Peygamberimizle ilgili romanı – 3 / Prof. Dr. Himmet UÇ

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Hikaye, roman ve tiyatroda en önemli iş olay seçimidir. Çünkü insan olaydır, olaydan etkilenir. Bediüzzaman On Dokuzuncu Mektup isimli eserinde hep insanı hayrete düşüren olayları, mucizeleri seçmiştir. Bu seçimi önündeki bir kitapdan değil hafızasından yapmıştır, bu da her aklın ve hafızanın yapabileceği bir intihab değildir. Peygamberimiz gelmeden önce birtakım olaylar onun geleceğini ifşa etmiştir, bunlara irhasat denilir. Bunlara Bediüzzaman harikalar der ve öyledir de. Peygamberimiz peygamberler tarihinin en önemli olayıdır. Bizim gün, ay, yıl dediğimiz sınırlı zamanla değil, üç büyük kitabın tarihine serpiştirilmiştir onun gelmesi ile ilgili haberler; olaylar. Tahminen bin yıllık bir süreyi içine alır belki daha fazla, bir de bunlara bazı peygamberlere gönderilen sahifeler ilave edilirse tarih büyür. Bütün dinler ve kitaplar O’nun gelmesine dizayn edilmiştir. O kitaplardan yüzyıllar sonra Kur’an da kitapların ümmetlerine peygamberimizi haber verir; “kitaplarınızda benim tasdikim ve evsafım vardır. Benim beyan ettiğim şeylerde kitaplarınız beni tasdik ediyor.” Nevi beşerin en büyük hadisesidir Peygamberimizin gelişi, gelecek oluşu. Yüzyıllara serpiştirilen bu haberleri yalanlayan çıkmadığı, onların doğruluğunun delilidir. Damarlarına dokunduruyor Kur’an. “Ya yanlışımı bulunuz veyahut sizinle mahvoluncaya kadar cihat edeceğim” diyor. Garaz ve ihmallere rağmen meşhur Hüseyin-i Cisri o kitaplardan yüz on dört işaret bulmuştur. Pek çok Yahudi ve Hristiyan, Nasara âlimleri kitaplarında peygamberimizin hakkında deliller olduğunu söylemişlerdir.  

Peygamberimiz henüz on iki yaşında iken Şam tarafına yapılan bir seyahatta Buhayra Rahip tarafından keşfedilir, Ebu Talib’ eder ki “sen dön Mekke’ye git, Yahudiler hasuddurlar, bunun evsafı Tevrat’ta vardır, hıyanet ederler.” Selman-ı Farisi ve Necaşi O’nun evsafını görmüş ve kabul etmişler. Bediüzzaman İncil ve Tevrat’tan ayetler nakleder, O’nun geleceğini tebşir eden.

Kitaplardan seçilen örnekler Bediüzzaman’ın hafızasının azametini  de ortaya koyar. Bütün ömrü Peygaberimizin davasına vakfedilmiş, onun uğruna büyük zulümleri yaşamış bir insandır Bediüzzaman, ahir zamanda bir nevi fetret sayılan asrımızda peygamber davasına gayreti sadace şu eserde ne kadar azametli bir görüntüdür.

Kitapların yanında asırlar içinde kâhinler, ârifler, ârifi billah olan bir kısım insanlar da peygamberimizin geleceğini haber vermişler. Bunların en meşhuru; nübüvvetin başlangıç yıllarında Peygamberimizin telaşını Hatice-i Kübra Varaka ibni Nevfel isimli akrabasına götürmüş o da Efemdimize “Telaş etme o hâlet vahiydir, sana müjde, intizar edilen Nebi sensin, İsa seninle müjde vermiş”

Kâhinler ve varlığı görünmeyen konuşan hatifler de O’ndan haber vermişlerdir. Hatta bazı taşlar ve kabirler üzerinde de Muhammedün Sâlihü’l-Emin isimleri görülmüş. Bediüzzaman ne kadar etraflı bir eser meydana getirmiş, muhiti ne kadar geniş, ne kadar büyük bir tasarım ile eserini vücuda getirilmiş. Peygamberimize bağlılığının eseridir, eserin muhiti ve tasarımı.

Bir de gelmesine yakın olaylar vardır, Bediüzzaman bunlara “velâdeti hengâmında” der. Veladeti esnasında peygamberimizin valideleri, onun yanında bulunan Osman ibni As’ın annesi hem Abdurrahman ibni Avf’ın annesi “veladeti anında biz öyle bir nur gördük ki, o nur maşrık ve mağribi bize aydınlattı” demişler. O gece putların çoğu baş aşağı düşmüş, Kisra’nın sarayının on dört şerefesi düşmüş. Bin yıldır yanan Mecusilerin ateşi de sönmüş. Allah nasıl her yerde hazır nazır, koca yeryüzü bir olayın tesiri ile başkalaşım geç iriyor. Ebrehe’nin fillerini de ebabil kuşları ile kaçırılmışlardır. Nerelerden nerelere uzanıyor iş. Allah habibinin kıblesi, mevlidi ve sevgili vatanını da kuşlarla korumuştur. Onun asker eksiği mi var. Hatice-i Kübra’nın hizmetçisi Meysere’nin gördüğü harikaları Hazreti Hatice’nin tahayyürle dinlemesi.

Bediüzzaman yaptığı işi, olması lazım geldiği gibi yapmış, yani Kur’an’da tekrar edilen bir kalıp var “bihakkın” hakkiyle yapmak. Burada mucizeleri bihakkın anlatmış, eksiksiz ve mükemmel. Talebeleri de yapılması lazım geldiği gibi yapmaları lazım gelmez mi?

Peygamberimizin en büyük mucizesi Kur’an’dan sonra kendi Z â t ı dır.

Onda içtima etmiştir ahlak-ı âliye. “Harbin dehşetlendiği vakit Biz ‘O’nun arkasına sığınıp  tahassun ediyorduk.” Hz Ali. O bütün ahlak-ı hamidede en yüksek ve yetişilemeyecek bir dereceye malik idi. Şeriat-ı kübrasının ne misli gelmiş ne de gelecek. Onun bir büyük mucizesi Şakk-ı Kamer’dir. “ikteraebissaate venşakkel kamer” ayeti ile Kur’an onu teyid ediyor. Hem semavat ahalisine Mirac mucize-i ekberini göstermiştir.

Miracı Kureyş’e haber verdiğinde onlan Beytül Makdis’i tarif etmesini istediler. Görmek başka tarif başka; ilk anda sıkılır, ama sonra Allah bir sinema levhası gibi Beytü’l-Makdis’i gösterir. O da tarif eder.

Peygamberimizin en büyük mucizesi Kur’an dır. Bediüzzaman Kur’an’ı yüz elli sahifede kırk mucize ile Kur’anın mucize olduğunu anlatır. Bediüzzaman bir yanında Mucizeler, bir Yanında Kur’an-ı Azimüşşan, davasının iki büyük kanadı, hem uçar hem uçurur.

Bediüzzaman Kur’an’ın belagatı muhataplarının hepsine göre geniş bir yelpazede sunulmuştur, bunu anlatır. Her sınıf insan fikrine, kabiliyetine, psikolojisine göre onun mucizeliğini hisseder. Kur’an’ın belagatı ile kimse başedemediği için kılıçlara müracaat etmişlerdir. Fikren mukabele edemeyenler işi kavgaya dökmüştürler. Kur’an üstündeki icaz ile arştan geldiğini ifade ile gösterir. Elfazı ile tesiri ile asırları aşan tazeliği ve taravetiyle mucizedir.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
“Niyet, bir ruhtur…” / Mesnevî-i Nuriye’den

Mesnevî-i Nuriye; Katre'den... NÜKTE (Mukaddimede zikredilen dört kelimeden niyet hakkındadır.) Arkadaş! Bu niyet meselesi, benim kırk senelik …

Kapat