Ana Sayfa / RİSALE-İ NUR & BEDİÜZZAMAN / Bediüzzaman ve Risaleler Hakkında Ne Dediler? / Bekir Haki Hocaefendi’nin Gözünde Bediüzzaman

Bekir Haki Hocaefendi’nin Gözünde Bediüzzaman

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yazan: Salih Okur

Sadık Albayrak beyefendi anlatıyor: “Bir gün merhum Bekir Haki (Yener) Hoca‘yı ziyaret etmiştik. Yanında ilmiyeden ileri gelen birçok zevat da vardı. Daha önce benim arşiv çalışmalarımda onun geçmişi ile ilgili birçok vesaik bulduğumu, bunlar arasında Karabağ’dan göçleri sırasında Zile’ye gelmeden Van’a uğradıklarını ve orada genç bir âlimden (Bediüzzaman) ders okuduğunu görmüştüm. Bunu kendisine söyledikleri zaman tasdik etmiş ve fakat ben bu geçmiş hatıra karşısında açıkça tanıtınca, hemen sözü değiştirip şöyle cevap verdi; “Ben o zatı tanımam. Böyle tehlikeli eşhas ile hiçbir ilgim olmamıştır. Ondan ders de almadım.”

Ben haliyle sustum. Merhum hoca beni tam olarak tanımamış, kendisine böyle bir tasdik karşısında zararım dokunabileceğini düşünmüş olabilirdi. Çünkü Bekir Haki Efendi çok zor şartlar içinde ömrünü geçirmiş, inkılâplar yapıldığında, bir gün Tokat’ta sokağa çıktığında şehirde sehpaların kurulduğunu ve orada sarıklı kişilerin sallandığını görmüştü. O günden itibaren, devamlı korku ve temkinli bir hal içinde yaşayıp gitmiştir.

Bunu bilen yanımdaki zat, hocanın Van’daki hocasından önceleri bahisler açtığını ve onu son derece takdir ettiğini ve fakat tam olarak tanımadığı kimselere bunu söylemediğini, itimat etmediğini söyledi.”

Kendisini 08.01.1972’de Fatih’teki evinde ziyaret eden Necmeddin Şahiner‘e şunları anlatmışlar: “Bediüzzaman Molla Said-i Meşhur’u ben ilk defa Van’da görmüştüm. O, ellerde gezerdi, başlar üzerinde gezerdi. Ona yaklaşmak mümkün değildi. Dağıstan’dan yeni gelmiştim. O, çok meşhur, temiz ve parlak bir gençti. 

Onun yüzüne bakınca, insana emniyet ve itimat telkin ediyordu. O Müslümanların şehadetine göre, temiz ve sevilir bir zattı. Parmakla gösteriliyor, eller üzerinde, başlar üzerinde geziyordu. Onun yanına yaklaşmak bizim haddimize düşmezdi. Ama o lütfetti, bize ders verdi.

Kaynaklar

1-Sadık Albayrak,Yürüyenler Ve Sürünenler, Medrese Yayınevi, s: 146, İst. 1979

2-Necmeddin Şahiner, Nurs Yolu-s: 121–122

cevaplar.org

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

Asrın Tefsiri Risâle-i Nur

Mülâkat: Züleyha ÖZDEMİR Risâle-i Nur’daki her hakikat hem akla, hem kalbe, hem de ruha hitap …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Hz. Osman (ra) Hakkında Bunları Biliyor muydunuz?

Yazan: Salih Okur Hz. Osman'ın(r.a) künyesinin Ebu Amr olduğunu, Ebu Abdullah, Ebu Leyla künyeleriyle de künyelendiğini.(1) Hz. Osman'ın(r.a) Peygamber …

Kapat