Dedi (Hâris el Muhâsibî*):
İki yüzlü insan, şu beş şeyle donanmış demektir:
Kul, bedeni, sözü, hareketi, ameli ve sohbet ve yakınlığı kabilinden, diğer bazı şeylerle ikiyüzlülük yapar. İşte bu sayılan şeylere itaatte ikiyüzlülük yapar.
Dünyadakiler de öyle: bu beş durumla dünyada ikiyüzlülük eder. Ancak bu, itaatte yapılan ikiyüzlülükten daha hafiftir.
Bedenle Yapılan Riyâ
Kul, bedeniyle dini bakımdan ikiyüzlülük eder. Çalışma, yorgunluk, üzüntü ve korku duyuyor desinler diye insan, bedenen zayıf görünmek, bitkin görünmek suretiyle mürailik yapar. Sesini kısar, gözlerini oğuşturur, dudaklarını kurutur. Amacı, böylece, insanların, kendisinin oruçlu olduğunu hükmetmelerini sağlamaktır.
Hem Ebu Hureyre’den, hem İsa’dan rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Sizden biriniz oruç tuttuğu zaman başını boyasın, saçlarını kuvvetlendirsin ve gözlerini sürmelisin ancak yüzlerinin oruçlu olduklarına delâlet eden görüntüsü sebebiyle insanların riyakâr olmalarından korkulur.”
İbn Mesud, “Saçları boyanmış oruçlular oldular,” demiştir.
Aynı şekilde takatsizlik ve zayıflık, yetersiz beslenmeye, ruhsal çöküntü ve üzüntüye delâlet eder. Yine benzin sararıp solması, insanın oruçlu olduğunu, geceleyin sürekli ibadet ettiğini, hüzün ve gam deryası içinde garkolup gittiğini gösterir. Bununla birlikte, tüm bu niteliklerde Rahmana karşı sitem de sözkonusudur.
Dünyacılara bakalım: Onlar semizlikleriyle, renklerinin saflığı ve parlaklığıyla ve soylarının sürekliliğiyle riyakarlık yapar dururlar. Ama yine de bu, dini riyâdan daha hafif bir riya şeklidir.
Giysiyle Yapılan Riyâ
Giysi ve giyim şekliyle ilgili riyakarlığa gelince, kul darmadağın olmuş saçlar, içine çökmüş gözler, tıraşlanmış bıyıklar, kökünden kazınmış yada bırakılıp salınıvermiş saçlarla riyakarlık yapar. Böyle davranmakla Hz. Peygamberin giyinmiş tarzını, yüzündeki secde izini, pejmürde kıyafetini, özensiz vaziyetini ve din ehline özentisini izhar etmek ister. Giysisini temizlemeyi bırakır, ibadette tevazu göstererek kendi değerini sözde çevresi gözünde küçültmek ister. Çünkü düşünür ki bu konuyla âbidler çeşit çeşittir.
Adam öyle giyinir ki hem dinî hem de dünyevî bakımdan başkalarının övgüsünü üzerinde toplamak amacını güder Giydiği elbise yepyenidir. düzgün ve temizdir Mutantan ve müzeyyen delildir, ancak din ve dünya ehli nazarında sevimli bir giysi olmasına özen göstermiştir. Kimi, devlet erkânı nazarında itibarlı görünmek, dindarlığı ile onların övgüsüne ulaşmak için, gayet özenli giysiler kullanır. Dünya ehli için de boş durmaz. Herkesin görebileceği biçimde infakta bulunur. Yönetici kesime şirin görünmek için, din ehlinin ihtiyaçlarını giderir, onlarla yapmacıklı ve gösterişli bir şekilde oturur, kalkar.
Gösterişli ve alımlı giysiler giyen riyâkarlara “yünden, abadan giysileri seçin” dense, zenginlere, yöneticilere ve üst düzeydeki kişilere şirin görünmemekten korktukları için bunu yapmazlar.
Yine aynı şekilde, onlar sâlikleriıı nazarında puan kaybetmemek, onlar tarafından kötülenmemek ve onların “yolumuzdan döndü, siliklerin yolundan ayrıldı” dememeleri için yöneticilere özgü giyisilerı alıp daha az gösterişli giysilerinden vazgeçmezler.
Giysilerinde dinî değil de dünyevî mürâîlik yapanlara gelince, bu tür ikiyüzlülük öbürüne nazaran daha hafiftir.
Kimileri dînen hükümdarları, yöneticileri ve dini nüfuzu olan kimseleri övüp yüceltmeyi pek severler. Herkesin huzurunda infakta bulunmaktan hoşlanırlar. Halkın beğeni ve övgüsünü hedefleyerek mutantan giysiler giyer, şatafatlı binekler kullanırlar. Böylelikle yöneticilere dinî yönden yaklaşmak isterler ehl-i din’in ihtiyaçlarının karşılamak için koşuşturur; debdebe ve gösterişle şov yaparak onlarla oturup kalkarlar.
Onlardan bazıları da hak ehli ile bâtıl ehli indinde şerefinin yüceltmek için hem sapkınların hem de doğru yolda olanların huzurunda itaatkâr davranışla yakınlık peyda etmeğe uğraşır.
Bu tip insanlar, huzurlarında yaptığı infak vasıtasıyla her kaimden insana yaklaşmak için etrafa sevgi gülücükleri dağılırlar. İşte bu tıynetteki insanlar, ikiyüzlülerin ve yapmacık karakterlerin en kötüleridir. Bazıları da vardır, kendisine özgü bir çığır açar da dinin de normal bir giyim tarzına ulaşmaya gücü yetmez. Bunlardan kim yünden ve abadan bir elbise giyerse ve ona, “güzel giyiniyorsun’’ denirse insanların, kendisi hakkında yoldan sapmış ve zâhidlikten sonra dünyaya râm olmuş şeklinde bir kanaat taşımalarından rahatsız olacağı için, bu söz ona ölümden beter gelir.
Orta halli giysiler giyen orta kesimden herhangi birisine, “yem, gösterişli ve ketenden yapılmış alımlı giysiler giyiyorsun dense, dünyaya meyletmiş ve ona yönelmiş denilmesinden hoşlanmadığı için bu söz onu yine öldürülmekten de beter eder.
Yine aynı şekilde bu kesime, “yünden; eski-püskü, yırtık-pırtık elbise giyiyorsun”, denilse, dünyacıların kendisini tahkir etmeleri ve kendisine zavallı gözüyle bakmalarından hoşlanmadığı için, bu söz zoruna gider. O, tahkir edilmemeyi ve salihlerin giysisi olduğu için övülmeyi bekleyip durmaktadır. Dünyaya tutkun bir insan olarak görülmekten kaçındığı için bu elbiseyi, kendisini daha şatafatlı gösterecek başka bir giysiyle değiştirmeye de gücü yetmez.
Mutantan ve afili elbiselerle övünüp riyâkârlık yapanlar işte böyledir. Bunlara, “şu giysilerinizi bırakıp yünden ve abadan yapılmış olanları giyin,” dense, yöneticiler, yargıçlar ve zenginler nazarında gözden düşmemek için kesinlikle bunu yapmazlar.
Yine bu gürûh, zâhidler indinde gözden düşmemek, onların yergilerine maruz kalmamak ve, “yolumuzdan döndüler, zâhidlerin yolundan ayrıldılar” dememeleri için, hâli hazırda giyindikleri normal giysileri bırakıp yöneticilere özgü kıyafetleri de giymezler. İşte bütün bu tutumlar, toplumun her kesimi nazarında dini konumu ve statüyü kurmak düşüncesinden kaynaklanmaktadır.
Sözle Yapılan Riyâ
Sözle yapılan riyâya gelince: Hikmetle konuşmak, tartışma esnasında kanıt getirmek, hadisi ezberlemek, delili zikretmek, ilmi olarak kavramak, Allah’ı dille zikrettiğini vurgulamak, marufu emretmek, münkeri nehyetmek, Allah’tan ürperdiğine ispat olsun diye diyalog sırasında sesi kısmak, (Kur’an) okurken sesi güzelleştirip süslemek.
İşi dünyevi bakımdan yapanlar ise, tartışma esnasında ya da haklar vs. konularda akıcı bir şekilde ve güçlü deliller getirerek konuşmak suretiyle mürailik yaparlar, örneğin güzel seslilik, şiir ezberleme yeteneği, şarkı ve şiir söylemeye elverişli güzel ve kuvvetli seslilik, hep dünyevî mürâîlik için kullanılabilir.
Amelle Yapılan Riyâ
Dindar kimse, ameliyle ikiyüzlülük yapar: örneğin, namazı uzatır da uzatır, rükû ve secdede edalı edalı durur, uzun uzun icra eder, namazda aşırı derecede durur, uzun uzun icra eder, namazda aşırı derecede hüzünlenir, okuyuşunu titretir. Rükûda ve rükûdan sonra ellerini kaldırır.
Oruçta, savaşta, hacda, uzun süre susmada, vâcib bir infak için malı saçıp savurmada, yemek yedirmede hep ikiyüzlüdür. Biriyle karşılaştığında ve yürürken (sözde) alçak gönüllü davranır, örneğin, gözlerini, büyük bir edayla kapatır, açar, başını eğer, herhangi bir meseleyle karşılaştığında güya vakarlı edayla durup düşünür.
Kaynak: Hâris el Muhâsibî, Er-Riâye
***
* Ebû Abdillâh Hâris b. Esed el-Muhâsibî el-Anezî (ö. 243/857)
İlk sûfîlerden, hadis, kelâm ve tefsir âlimi.
ilimcephesi.com
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024