Besmelenin, abdin kesbine ve işine yardımcı bir ruh olması ifadesini nasıl anlamalıyız?
“S – Bu fiilî isimlerinin kesretle tenevvüü neden meydana geliyor?”
“C – Kudret-i ezeliyenin, kâinattaki mevcudatın nevilerine, fertlerine olan nispet ve taallûkundan husule gelir. Bu itibarla, بِسْمِ اللهِ kudret-i Ezeliyenin taallûk ve tesirini celb eder. Ve o taallûk, abdin kesbine ve işine yardım edici bir ruh gibi olur. Öyleyse, hiç kimse, hiçbir işini besmelesiz bırakmasın!“(1)
“Bismillah” kelimesi, mevcudatın arkasındaki Allah’ın kudret ve tasarruf elini ifade eden bir semboldür. Yani, her şeyin dizgini ve tasarrufu onun elindedir. Bütün sebepler onun icraat ve işlerine birer perde, birer bahane hükmündedir, manasını beyan ediyor. Biz bu manayı anlayıp, iman ile Allah’a bağlanırsak, her şeyin baskı ve yükünden sıyrılıp, manen büyük bir huzuru kazanırız. Şayet, hadiseleri sebeplere verip, kendimizi de onun terbiye ve idaresinden hariç addedersek, o zaman her şey bize binen bir yük, her hadise bir baskı aracı haline gelir. O zaman hayat bir zindan ve elem kaynağı olur.
Mevcudat zaten hal dili ile açık olarak Allah’ın tasarruf ve terbiyesini ilan ediyor. Biz de iman ve intisap ile o mevcudatın ritmine uymamız gerekir. Yoksa, kainatın rağmına hareket etmiş oluruz; hem asi, hem de hain vasfını alırız.
Allah’ın kudret ve bereketi, biz iman etmesek de zaten kainatta işliyor. Burada önemli olan, bizim iman ile bu kudret ve bereketi tanıyıp idrak etmemizdir. Biz iman ile “bismillah” manasını idrak edince, bize manevi bir kuvvet ve bereket olur. Hakikat-i hal ile mutabık bir vaziyete girmiş oluruz. O zaman her türlü işimizde maddi manevi bir kolaylık elde ederiz. Yani, mevcudatta irade ve şuur olmamasından, her hali ile “bismillah” manası hükmediyor. Fakat insanda hakiki olarak “bismillah” hükmederken, yani ilahi tasarruf ve terbiye işlerken, imansızlıktan gelen cehaletle manevi kuvvet ve bereketi hükmetmeyebilir. Bu manevi kuvvet ve bereketin gelmesi ve tesir etmesi imana bağlanmış.
“Allah’a kul olana, her şey hizmetkar olur. Ve Allah’a isyan edene ise, her şey düşman olur.”
Allah’ın havl ve kuvveti ile insanın acz ve zaafı arasında besmele bir köprü vazifesi görüyor. Kim bu köprüyü kurmaz ise, yani besmeleyi her işine bir ruh ve yardımcı yapmaz ise, Allah’ın sonsuz havl ve kuvvetinden istifade edemez, ona ulaşamaz demektir.
(1) bk. İşârâtü’l-İ’câz, Fatiha Suresi
Sorularlarisale
- Mevlid Kandili Hakkında - 14 Eylül 2024
- Mi’rac Gecesi Hakkında Yazılar, Bilgiler - 6 Şubat 2024
- Abdest İçin Uygun Bir Yer Bulamayan Kadın Teyemmüm Ederek Namazını Kılabilir mi? - 9 Ağustos 2023
- Kurban Kanını Başa/Alına, Arabaya, Eve Sürmek Doğru mudur? - 27 Haziran 2023
- Terviye ve Arefe Günü Yapılabilecek İbadetler Dualar; Sorularla Kurban İbadeti - 25 Haziran 2023
- Kurban ve Kurban Bayramı - 23 Haziran 2023
- Büyük Fırsat: Zilhicce’nin İlk On Günü; Leyali-i Aşere - 17 Haziran 2023
- Bi-iznillah (Allah’ın izniyle) Demek Şirk mi? - 1 Haziran 2023
- Rüşd ve Rüşd Yaşı - 6 Mayıs 2023
- Şevval Orucu Hakkında - 21 Nisan 2023