Ana Sayfa / Uncategorized / Beyazıt Akman Kastamonu’da / Yunus MÜREBBİ

Beyazıt Akman Kastamonu’da / Yunus MÜREBBİ

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

K Ü R S Ü

Yunus MÜREBBİ

BEYAZIT AKMAN KASTAMONU’DA…

Beyazıt Akman…

Son yıllarda okur camiasının ismini sıklıkla telaffuz ettiği, özellikle genç okurlar arasında bir fenomen haline gelmeye başlayan, 1981 doğumlu, genç, yetenekli, ecdad ve vatan sevdalısı bir akademisyen…

Kafa kağıdında Kastamonu yazıyor… Yani bu toprakların bağrından çıkmış birisi… Yani bu memleketin bir evladı…

“İmparatorluk“ serisinin “Dünyanın İlk Günü” romanı çıktığında,

Türkiye “Ne oluyor?” dedi… Kim bu adam?

İstanbul’un fethini bambaşka bir iklimde, bambaşka bir pencerede ve kitabın sayfalarını yutarcasına Türk okuruna sunan “Dünyanın İlk Günü” romanıyla bütün dikkatleri üzerine çekti Beyazıt Akman…

İki sene sonra yine salları Türkiye’yi… Geçtiğimiz yıl, “İmparatorluk” serisinin ikinci romanıyla kitap listelerinin zirvelerinden inmedi haftalar boyunca…

Şimdiye kadar hiçbir yazarın kıyısından köşesinden geçemediği bir konuya el attı… Endülüs Medeniyeti’ nin Avrupa’nın göbeğinde nasıl katledildiğini ve bu katliama karşı onurlu duruşu sergileyebilen dünyanın tek Hükümdarını tanıştırdı bizlere…

“Son Sefarad” romanı, daha ilk baskısında 100 bin adet basıldı… Bu şu anlama geliyordu; Beyazıt Akman artık süper ligde bir yazar… Kalın mı kalın bir kitap… Ama kitabı elinize alıp ilk sayfasını açtığınız anda, bittiğinizin resmidir! Çünkü kitabın son sayfasını çevirmeden elinizden bırakmanız mümkün görünmüyor… Kendimden biliyorum! Uğrunda geceyi sabaha bağladığım kitap sayısı çok azdır. Son Sefarad da bunlardan birisiydi…

Kastamonu’nun bağrından çıkmış, taa Amerikalarda doktora eğitimini sürdüren, bu arada elin Amerikalısına kendi üniversitesinde İngilizce dersleri veren bir akademisyen Beyazıt Akman…

Ve Kastamonu’nun son dönemde yetiştirdiği en büyük yazarlardan birisi olan bu genç akademisyen, 17 Mayıs Cuma günü, Kastamonu Üniversitesi konferans salonunda hemşehrileriyle buluşuyor…

Şahsım o tarihte İstanbul Feshane’de bulunacağımdan Beyazıt Akman’ın bu doyumsuz sohbetine iştirak edemeyeceğim… Ancak biliyorum ki, Kastamonu kimliği Beyazıt Akman’ı yalnız bırakmayacaktır…

Bir Kastamonulu olarak ecdadın ruhunu şad edici eserler ortaya koyduğu için teşekkür ediyorum…

Kalemine sağlık Beyazıt Akman…

KASTAMONU EMİN ELLERDE

Geçtiğimiz Cuma günü Şehit şerife Bacı Ortaokulu’nda Bilim Fuarındaydım…

Diğer okullardaki Bilim Fuarı sergilerini gezme imkanım olmadı…

Ama şunu gördüm:

Kastamonu kimliği eğitime önem verdikçe,

Geleceğin teminatları olan bugünün çocuklarına kendisini ifade etme fırsatını sundukça,

Onlara kendine güven aşıladıkça,

Geleceğimiz emin ellerde…

Şehit şerife Bacı Ortaokulu öğrencilerinin yaptıkları çalışmalar ve projeler çok güzeldi…

Daha da güzel olanı, projesini sunan çocuklarımızın gözlerindeki ışıltılı, dudaklarındaki tebessüm ve yüreklerindeki heyecan ve mutluluktu…

Aynı heyecan, aynı mutluluk Okul Müdürü Mehmet Boyaalıcı’nın da yüzünden okunuyordu. En az çocuklar kadar heyecanlıydı müdür… Hakeza okulun öğretmenlerinde de vardı aynı heyecan… Ve tabiî ki veliler…

İdare-Öğretmen-Öğrenci-Veli birlikteliğinin ve uyumunun Şehit Şerife Bacı Ortaokulu’nda yakalandığını gördüm…

Haziran ayında SBS sınavı var… Bu okuldan derece bekleyin derim… Çünkü bu heyecan ve tek yüreklilik bunu rahat getirir…

VALİ BABA

12 Mayıs Pazar günü, Vakıflar Haftası etkinliklerinin son etkinliği vardı…

Bartın Anadolu İmam – Hatip Lisesi öğrencilerine Kastamonu’daki vakıf eserler gezdirildi Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından…

Geziye katılanlar arasında 15 civarında Somalili öğrenci de vardı…

Saat Kulesi’nde yaşanan bir diyalog, İhsangazi’de atılan tohumların nasıl yeşerdiğini gösterdi…

Kastamonu Valisi Sayın Erdoğan Bektaş da Saat Kulesi’ndeydi…

Sivildi…

Vakıf Eser Gezisi ekibini görünce, Bartın Anadolu İmam – Hatip Lisesi Müdürü’nün yanına gitti, “Hoş geldiniz” dedi ve sohbet etti… Onlar sohbet ederken, Somalili öğrenciler de parkta eğleniyordu. Vali Bektaş’ın gözü onlara takıldı;

“Bunlar bizim çocuklar değil mi?” diye sordu.

Bartın İHL müdürü onayladı;

“Evet sayın Valim! İhsangazi’den bize gelen öğrenciler!”

Ve Somalili öğrencileri çağırdılar…

Vali Bektaş,

“Bakalım beni tanıyacaklar mı?” dedi…

Hepsi de tanıdı Vali Bektaş’ı…

“Bu Vali Baba, tanımaz mıyım?”

Hepsi de çatır çatır Türkçe konuşan, buradaki eğitimlerini tamamladıktan sonra Somali’de çeşitli kademelerde görev yapacak olan bu çocukların Vali Bektaş’ı gördüklerinde yüzlerine yansıyan;

“Tanıdık bir insanı, bir akrabayı, sevdiği bir insanı görmenin verdiği” mutluluk, aslında Türkiye’nin Somali’deki geleceğine dair ipuçlarını da yansıtıyordu…

Aklıma geldi birden;

Bu sene Türkçe Olimpiyatlarının açılışı nerde yapılacaktı?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Önceki yazıyı okuyun:
İttihadsızlık mı, Cehil mi? / M. Nuri BİNGÖL

Mehmet Nuri BİNGÖL mneminler5@mynet.com İTTİHATSIZLIK MI, CEHİL Mİ? Bu asrın “bir nevi mucize-i maneviyesi” olan …

Kapat