BİLGİ VE CEHALET
“Âlimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler altın ve gümüş değil, sadece ilmi miras bırakmışlardır.”
Hadis-i Şerif, Riyazüssalihin: 3. C
“Körler görmeseler de yıldızlar vardır.”
Hz. Mevlâna
“Harf harf yağdı, ilim üzerimizden
Kimimiz gül olduk, kimimiz diken.”
Hekimoğlu İsmail
“Sözü akıl ile söyle, bilgiyle süsle.”
Yusuf Has Hacib
“Kalem, aklın dilidir.”
Cervantes
BİLGELİĞİN YOLU
Lokman Hekim’e:
– Hikmeti kimden öğrendin? demişler.
– Körlerden.
Nasıl?
– Onlar, yoklamadan adım atmazlar.
KIRK SORU
Lüzumsuz sorularla kafa karıştıran birisi gelmiş Akşehir’e.
– Bu şehrin en büyük bilginiyle görüşmek istiyorum, demiş.
Hoca’nın yanına götürmüşler. Adam başlamış konuşmaya:
– Efendi, sana kırk soru soracağım. Bütün sorularıma tek cevap istiyorum.
Hoca gayet sakin:
– Sor bakalım, demiş.
Âlim geçinen kişi, çoğu lüzumsuz kırk soruyu peş peşe sıralamış. Bunu can kulağıyla dinleyen Hoca Nasreddin, sorular bitince cevap vermiş:
– Bilmem ki…
AHIRDAKİ ASLAN
Köylünün biri, öküzünü ahıra bağlamıştı. Aslan gelip öküzü yedi ve yerine kuruldu.
Köylü, geceleyin ahıra gidip el yordamıyla öküzü aramaya koyuldu. Elini aslana sürerek okşamaya başladı.
Aslan kendi duyacağı kadar homurdandı:
– Aydınlık olsaydı ödü patlardı. Fakat şimdi pervasızca sırtımı sıvazlıyor. Gece olduğundan beni öküz sanıyor…
ORİJİNAL YABANCI
İngiliz filozoflarından Richard Bentley, çok çekingendi. Fransa’dayken bir prensesin davetine katılmıştı. Oradakiler kendisine çok ilgi gösterdikleri hâlde, köşesinde somurtkan bir şekilde oturuyordu. Davetlilerden biri prensese sordu:
– Bu orijinal yabancı da kim?
– O öyle bir bilgindir ki bütün dünya dillerinde iskemleye ne denildiğini bilir; ama iskemleye nasıl oturulacağını bilmez…
BİR BİLEN
Hz. İsa şöyle demiş:
– Üç şey vardır: Biri, doğruluğu kesin olan şey; işte ona uy! İkincisi, sence kötülüğü anlaşılan şey; ondan uzak dur! Üçüncüsü ise bulanık olan şey, işte onu bir bilene sor!
NERESİNİ DÜZELTEYİM
Adı üstünde cahil. Üstelik cesur. Anlatmaya başlamış:
– Hazreti İsa eline kılıcını aldı, kızını yatırdı, tam kesecekken gökten bir öküz indi. İşte o gün de Ramazan Bayramı oldu.
Aklı sıra “Kurban”ı anlatıyor.
Sonra topluluktan biri dayanamayıp şöyle demiş:
– Ben şimdi senin hangi yanlışını düzelteyim? İsa değil, İbrahim. Kılıç değil, bıçak. Kız değil, oğlan. Öküz değil, koç. Ramazan değil, kurban.
VAN GOGH
Sonradan görme bir kadın, yolu üzerindeki antikacıya girdi. Nefis parçaların sergilendiği salonu baştanbaşa gezdi. Nihayet bir tablonun önünde durdu. Kibar dükkân sahibi, kadın müşterisini saygıyla selâmladıktan sonra:
– Bu bir “Van Gogh’tur” hanımefendi, dedi.
Kadın, çokbilmişlere has bir eda ile güldü:
– Beni kandıramazsınız. Bahçemi süsleyen menekşeleri bana satacağınızı mı sanıyorsunuz?
KUYRUKLAR
Kuyrukları görmüşsünüzdür. Ekmek kuyruğu, otobüs kuyruğu, banka sırası, gaz sırası… Ömrümüzün büyük kısmı kuyruklarda geçiyor.
Elbette hayatta kalmak için bunlar gerekli. Karnımızı doyurmak amacıyla çalışacağız da. Açlık, birçok sıkıntının da kaynağıdır. “Aç köpeğin fırın yıktığını” biliriz.
Ancak bilgiden yoksun beyinlerin, aç ruhların neler yapabileceğini pek hesaba katmayız. Bunun da bol örnekleri var günümüzde. Öldürenler, yakıp yıkanlar, insanı hüzne gark ediyor. Bütün bunlara rağmen, öğrenmek için çırpınanlar da var.
Şükürler olsun, başkalarının canına okuyanların yanında hatırı sayılır bir gençlik kitap okuyor…
Mahir Duman
- Mal – Mülk - 6 Haziran 2024
- Kulluk - 19 Mayıs 2024
- Konuşma - 16 Nisan 2024
- Kitap - 4 Nisan 2024
- Kibir – Tevazu - 21 Mart 2024
- Kardeşlik – Yardımlaşma - 9 Mart 2024
- Kahramanlık – Korkaklık - 21 Şubat 2024
- Kadın – Erkek Dünyası - 12 Şubat 2024
- Bir Adım Öteye… - 1 Şubat 2024
- İnsan Olmak - 27 Ocak 2024