Bilgiyle Kirlenen Amellerimiz! / Orhan SALCI

Uncategorized, Yazarlar Bilgiyle Kirlenen Amellerimiz! / Orhan SALCI için yorumlar kapalı 834 Defa Okundu

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

A R A L I K

Orhan SALCI

Bilgiyle Kirlenen Amellerimiz!

Bilgi, bilgili; malumat, malumat sahibi..
Bu tabirler oldum olası bana hep soğuk geldiler, içim ısınmadı, sevemedim bir türlü.

Ne zaman; “bu adam çok bilgili, çok malumat sahibi” gibi bir ifade duymuşsam görmüşsem, zihnimde hemen, evinin önüne tonlarca demiri, tuğlayı, çimentoyu yığan, iş bilmez, ustalıktan anlamaz, yığdıklarıyla avunan, övünen; ya da, her bulduğunu evine doldurup evini “çöp ev” haline getiren, her bulduğunu midesine doldurmaktan kendini alamayan hastalıklı insan tipleri canlandı, canlanıyor…

Kur’an ve hadisin diliyle ilim o kadar kutsal, âlim o denli mübarek sayılmışken bendeki bu hal nedir?

Bilgi, bilgelik neticesi vermiyorsa; malumat, kişiyi alim olmaya, alimlik ihlas, takva, fazilet ehli olmaya inkılab ettirmiyorsa, fert için, toplum için fayda hasıl etmiyor, çoğu zaman aksi oluyor.

Çocukluk yıllarımdı, “ikindi namazının sünnetini kılmasak ta olur, sünneti gayri müekkededir, Peygamber efendimiz de zaman zaman kılmazmış” hükmünü öğrendiğimde içimde bir şeyler yıkılmış, bozulmuştu. Yedirememiştim dindarlığıma, Efendimizin sünnetine. Hüküm doğruydu belki ama bu bilgi benim içimi kirletmişti. Şeytana bir delik açılmıştı adeta girip çıkması için yüreğimden. Ne kadar sevinmişti kimbilir.

Daha sonraki yıllarda mantar gibi çoğalan özel tv kanallarında özellikle mü’minlerin ibadet coşkularının doruğa çıktığı Ramazan aylarında “bilgisayar vasıflı hoca”lar, akademisyenler türetildiler. Sorulan sorular seçme sorular, maksadı ve cevabı belli sorular oluyordu ve hoca efendiler bazen bilerek bazen tongaya düşürülerek hep “bilgi sayıyorlardı”

Sakız çiğnemek orucu bozar mı?
Eşini öpenin orucu ne olur?
İftardan sonra içki içilir mi?
Akşam içki içen sahurda oruca niyet edebilir mi?

Görünüşte hepsi dini sorular, dinde cevabı olan konular ve sorunlardı. Lakin cevaplar insanları Allah’a yaklaştıran cevaplar olmuyordu. Allah için fedakarlık yapma ayı olan ramazanın ve o ayda tutulan oruç ibadetinin içini boşaltmaya yönelik sorular ve bu maksada hizmet eden cevaplar.. İbadet hazzı, kulluk aşkı, coşkusu, neşesi, sevinci tatmak isteyen ehli İslam ve ehli vicdana feyiz, bereket, huzur, tatmin vermiyordu.. vermedi ve vermeyecek.. hep azını gösteren, azıyla yetinmeyi teşvik eden cevaplar..

Her mimara Sinan, her hekime, Lokman (as.), her sultana Süleyman hedefi gösterilmez mi? Hayalleri onlarla süslenmez mi, süslenmemeli mi? Daha azını öğreten hoca, daha azını üreten işçi, daha azını başaran sporcu, öğrenci, bilim adamı..
Kullukta neden hep daha azı o halde? Farzda daha az, sünnette daha az, edepte-adapta daha az, takvada daha az, ihlasta daha az… Neden? Kimin için?

“Bildiklerinde Allah’a karşı müttakî ol (Allahtan kork, saygı duy!) (bu sana yeter)!” buyurdular.” [Tirmizî, İlm 19, (2684).]Rezîn şu ziyadeyi yaptı: “…ve onunla amel et!”
Efendimizin tavsiyesine göre, istikametin, kulluğun temelini, ilim değil, Allah korkusu teşkil etmektedir. Bunu netice vermeyen bilgi, ne sahibine ne de muhatabına bilgelik verebilir mi? elcevap veremez.

Diyanet İşleri Başkanı sayın Mehmet GÖRMEZ, yayınladığı Ramazan mesajında “Ramazanla değişmekle Ramazanı değiştirmek” arasında gidip gelen bir takdim formundan bahsetmişler. Beni çok etkileyen bu ifadenin kapsamını genişleterek “ kullukla değişmekle “kulluğu değiştirmek” arası gidip gelen bir takdim formu..” olarak algılayabileceğimiz bu kirli ve kirlenmiş bilgi ve amel kıskacından kurtularak, tertemiz niyetlerle, tertemiz ibadetlerle süslenmiş bir Ramazan ayı geçirmeyi nasibetmesini diliyorum Rabbimden; tüm ehli İslam, ehli vicdan ve nefsim için..