Ana Sayfa / RİSALE-İ NUR & BEDİÜZZAMAN / Nurdan Hatıralar / Bir çobanın Risale-i Nur müdafaası

Bir çobanın Risale-i Nur müdafaası

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Üstad Bediüzzaman Said Nursinin talebesi, Konya’nın Ereğli kazasının Pınarkaya köyünden, çiftçilik ve çobanlıkla geçimini temin eden Ali Tayyar Ağabeyin hatıralarından:

“Mahkemede sorgu hakimi bana, ‘Niçin bu kitapları okuyorsun? Okuyacak kitap mı bulamadın? İmam-ı Gazali’nin, İmam-ı Rabbani’nin, Mevlâna Celâleddin’in eserlerini okusana! Bunlar hükümet tarafından yasaklanmış, bunları okuma!’ dedi.

“Niçin Risale-i Nur okuyorsun?”

“Hakime hitaben, ‘O kitapların hepsi kütüphanemde mevcut. Ama bu eserlerin yeri müstesnadır’ deyince, Hakim yarı istihza, yarı hakikat şunları söyledi: ‘Yani bunları okuyunca ne olmuşsun sanki!7

“Ben de cevaben, ‘Bu kitapların hayatımda yaptığı yüzlerce değişlikten birini, müsaade edersiniz anlatayım’ dedim. Ve şöyle devam ettim:

“Muhterem Hakim Bey, biz göçebeyiz. Yaylalarımız ormanlıktır. Bu ormanları devletin görevli memurları bekler. Böyle olduğu halde, hiçbir ihtiyacımız yokken yarıçapı iki yüz santimetreye varan ardıç ağaçlarını, ‘Bu ağacın lavı mı daha fazla yükselecek, yoksa şu ağacın mı?’ diye keyif için yakardık. Asırlık ağaçlar, birkaç dakika içinde kül olur giderdi. Bu eserlerden, ‘ağaçların bizim menfaatimiz için dağlarda ihtiyat ambarı gibi her türlü istifademize âmade oluşunu, havadaki gazat-ı muzırrayı tasfiye edişini, yağmuru çekişini, yaş kaldığı müddetçe de Yaratanı zikredişini’ ve daha nice faydalarını okuduktan sonra, aynı muhitte yine koyunlarımızı otlatmamıza rağmen, artık kuru dallarını seçerek, pilâvımızı otlar yanmasın diye Say taşlarının üzerinde pişiriyorduk. Böylece bir değişikliğin, memleket ve millet için fevkalâde bir kazanç olduğunu takdir buyurmazsanız, vereceğiniz en ağır cezayı kemâl-i vicdan-ı kalble kabul ediyorum. Yoksa kitaplarımın iadesini ve dâvâmin beraatini talep ediyorum.’

“Sözlerimi bitirince, Hakim Bey başını sallayarak ‘Anlıyorum evlâdım, anlıyorum evlâdım’ dedikten sonra, ‘Maznunun beraatine, kitapların Ankara İlâhiyat Fakültesinden bir heyet tarafından tetkikine’ karar verdi.

“Üç ay sonra kitaplarımın faydalı eserler olduğu, okunmasının devletin lâiklik prensibine aykırı olmadığı, Türkiye’de din ve vicdan hürriyeti bulunduğu gerekçesiyle iade edildi.

“Biz aynı azim ve şevkle hizmetimize devam ediyorduk.

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

“Bediüzzaman’a İlk Ziyaretimi Yeis İçinde Yaptım”

Merhum Prof. Dr. Zekeriya KİTAPÇI anlatıyor: BEDİÜZZAMAN’A İLK ZİYARETİMİ YEİS VE BİTKİNLİK İÇİNDE YAPTIM Bediüzzaman …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Nurculuk ve Siyaset

“Siyaset” tabiri Risale-i Nur’da çok yönlü olarak muhtelif bahisler tarzında hem Eski hem de Yeni …

Kapat