Ana Sayfa / Yazarlar / Bir Gencin İntiharı Üzerine..

Bir Gencin İntiharı Üzerine..

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Tıp fakultesi öğrencisi, 19 yaşında bir evladımız ardından intihar mektubu gibi bir video bırakarak ne yazık ki hayatına son veriyor.

Ardından ne olduğunu anlamadan içindeki bastırılmış kin ve nefretini dışa vurma fırsatı bulan binlerce seviyesiz müptezel, din, iman, maneviyat, mukaddesat düşmanı ve onların korosuna katılan binlerce saf, cahil insafsız insan sürüsü mal bulmuş magribi gibi dini cemaatlere, oradan dine, imana saldırıya geçiyorlar.

İntihar nedir?
Bir insanı intihara götüren sebepler, süreçler nedir, nasıl oluşur, nasıl gelişir diye sorma gereği duymadan videoda cemaat adı geçti diye, kıt akılları sıfır insaf ve sağduyularıyla olayın bütün gizli, gizemli süreçlerini bir çırpıda çözüp suçu dine, diyanete, dindarlara atıveriyorlar..

İnternete girip kısa bir araştırma yaparsanız şu bilgilere ulaşmanız mümkün;
Dünyada her gün 800 bin, bir milyon insan intihar ediyor.
Müslüman Türkiye intihar vakalarında, Hristiyan, ateist, deist Avrupa ülkeleri arasında sonuncu.
Refah toplumları olarak gördüğümüz Avrupa’da intihar sayıları bazılarına göre fakir, açlık sınırında yaşayan Türk insanından onlarca kat daha fazla.
Yani intiharların sebepleri din değil, iman değil, namaz değil ve yoksulluk değil..

Ancak ne yazık ki ülkemizde de her gün intihar vakaları yaşanmakta.
2015-2020 yılları ortalamalarına göre günlük 7-8, yıllık 1500-2000 insanımız intihar etmiş ne yazık ki..

İntihar vakaları bütün illerde, bütün kurumlarda, bütün yaşlarda, bütün eğitim seviyelerinde yaşanabiliyor.

Hatta ilginçtir ve acıdır ki, ordumuzda intihar sayısının şehid sayısını geçtiğine dair haberler bile var.
Eşine, sevgilisine küsüp intihar edenler.. İşinden, eşinden ayrılıp intihar edenler.. Ailesinden, sevdiklerinden ayrılıp gurbet acısına datanamayıp intihar edenler..
Gazetelerin üçüncü sayfaları bu tür haberlerle dolu değil mi yılardır?

Her intiharı doğuran sebepler, ortamlar farklıdır..
Her vaka kendi şartları içersinde değerlendirilir.
Her olay incelenirken hukukun iki temel kavramı dışına çıkılamaz;
Suç ve ceza şahsidir.
Masumiyet karinesi esastır, mahkeme suçluluğuna hükmeden kadar herkes masumdur.

İntihar eden liseli ve üniversiteliler yüzünden bu okulların hocaları, idarecileri,
İntihar eden polis yüzünden emniyet teşkilatı,
İntihar eden asker yüzünden ordu,
İntihar eden sağlık çalışanı yüzünden Sağlık Bakanlığı,
İntihar eden sanatcı, sporcu yüzünden sanat ve spor camiası suçlanamaz, suçlu ilan edilemez, ceza verilemez, kurumsal kimlikleri şahsiyet hakları lekelenemez.

Ülkemizde dindarları topluca suçlamak, infaz etmek için can atan bazı kalemşörler, medya organları genelevlerinde yaşanan intihar vakalarının üzerine gitmez, bu sektörü tartışmaya açmaz, açtırmaz.
Mafya, uyuşturucu, kumar, içki sebebiyle yaşanan intiharları gündem yapmaz, yapsa da çarpıtır, unutturur..
Terör örgütleri içersindeki intihar vakaları bile bizim medyamızda gündem olmaz.

Dine, dindarlara, dindar kurumlara, dindar siyasetçilere, dindar hükümetlere vurmak için kullanışlı vakalar gündem yapılır, onlar üzerinden dine, dindara, dini kurumlara saldırılır sadece ve sadece..

İsrail bütün Filistinlilere hayatı tamamen zindan eder, hergün yol keser, ev basar, günde elli yerde kimlik sorar, küfürler eder, döver, söver, işkence eder, hapseder, evine, barkına, dükkanına ek koyar, acımadan katleder.. Günlük rutine dönen, insan şerefini yerle bir eden bu uygulamalar yüzünden İsrail’e tek kelimelik itirazı olmayanlar,
Çin’deki toplama kamplarına, Sovyet Rusyasındaki faşizan uygulamalara, sürgünlere, soykırımlara vb tek kelime ile itiraz etmeyenler bunalıma girmiş bir gencin ifadeleri üzerinden dini ve dindarları sanki katılmış gibi hedefe koyar, yargısız infaza geçerler.

Ülkedeki tüm darbeleri alkışlayan sol-laikçi zihinler ve zihniyetler darbe ve cunta yönetimlerinin ülkenin tamamını zindana çevirdiklerini, suçlu suçsuz pek çok kişiyi idam edip pek çok kişiye anasından emdiği sütü burnundan getirecek, insanı insanlığından utandıracak işkenceleri yapan, yaptıran cuntacıları alkışlayan, her fırsatta davetiyeler gönderen, ‘nerede kaldınız, bir an önce gelin ülkenin yönetimini ele geçirin’ diyen karaktersizlerin dine ve dindara saldırmak için bir gencin intiharını fırsat bilmeleri kabul edilemez..
Bu sürüngenlere cevap vermeye de değmez, sadece bir tükürüğü hakederler..

Kafalarına göre yargılayıp ceza kestikleri, idam etmeye karar verdikleri o dindar insanlar bu devletin kanununu yapamaz, eğitim politikalarını, sosyal, siyasal politikalarını, hukuk mevzuatlarını belirleyemez.
Elleri kolları, ağızları bağlı bir şekilde var olma mücadelesi veriyorlar yüz yıldır.

Dünyayı ve ülkemizi saran ateizm, deizm, materyalizm, kapitalizm, komünizm ideolojilerinin elinden bir kaç insanı kurtarıp cennete gitmelerine yardımcı olmaya çalışırlar.
Mevlana, Yunus, Hacı Bayram, Hacı Bektaş, Hoca Ahmed Yesevi, Akşemseddin gibi dahiler, yıldızlar yetiştiren bir medeniyet mirasını, iman, irfan mirasını yaşatmak için gençlerin eğitimine de yardımcı olmak maksadıyla devletin belirlediği yasal mevzuat çerçevesinde vakıflar, dernekler kurar, bazan yurtlar, öğrenci evleri açarlar.. Bu hizmetler için bin yıldır yaşayan vakıf-hayır, sadakai cariye geleneği ile kâr amacı gütmeden, Allah rızası için, dinin, devletin ve milletin bekası için kendi ceplerinden, zamanlarından, ömürlerinden, ailelerinden kısarak o çocuklara harcarlar..

Amerikan-Alman, Soros vakıflarınca fonlanan, beslenen medya gruplarının kuduz köpekler gibi saldırdıkları bu insanların her insan gibi hataları olabilir ama onlar gibi besleme değillerdir, hain değillerdir..
Besleme medya ve onların tetikçileri meselenin aslına ermek istemezler ve insanların da meselenin aslına ermesini istemezler.
Onlar dindar insanları katil, dini ve dini kurumları zehir gibi görmek ve göstermek isterler.
Bilgisizce ama acımasızca, hukuksuzca, insafsızca saldırmalarının asıl nedeni bu.. Bunu yaparak da aslında kendi karakterlerini, tiynetlerini, zihniyetlerini ifşa ediyorlar.

Çocuk videoda cemaat evinde beni dövüyorlar, sövüyorlar, hakaret ediyorlar, işkence ediyorlar, hapsediyorlar mı diyor?
Hayır.
Beni burada zorla tutuyorlar mı diyor?
Hayır.
Ben burada kalmak istemiyorum, sıkılıyorum ama babam istiyor diyor.
Belki ki naif, hassas ve zayıf bir çocuk.
Babasına kendini anlatacak gücü yok.
12 yıllık mecburi eğitim bu çocuğa kimlik, kişilik, özgüven kazandıramamış.

Belki gurbet ağır geldi, belki dersler ağır geldi, kaldıramadı, bunaldı..
Yaşadığı buhran için kendince sebepler aradı ve sebep olarak babasını gördü, kaldığı öğrenci evini, kıldığı namazı gördü, öyle zannetti, duygu yanılsaması yaşadı..

Gençlerin sürekli hız, haz, zevk peşinde koşmaları gerektiği fikrini pompalayan, arzularını, hayallerini, beklentilerini şişiren ve yaşadığı ilk zorlukta pes ettiren Z kuşağı efsanesinin kendisini bu noktaya getirmiş olabileceğini o genç düşünemedi, adını koyamadı belki.
Kendince bahaneler, sebepler, suçlular aradı ve bu hükme vardı.
Bir çıkış aradı, bir kaçış aradı, bir ışık aradı, bir teselli aradı bulamadı ve pes etti muhtemelen..
Videoda anlattığına göre çocuk zaten inanç problemleri yaşıyor, bunu da ifade ediyor.
Arada kalmış, bir çukura düşmüş kurtulamıyor belki.
Belki, bu çocuğu inançsızlık batağına düşüren organize yapılar var..
Dağdaki örgüte genç eleman kazandırmak için insan kaçakçılığı yapan, çocukları ailelerinden kopartan, adeta çalan gasbeden örgüt uzantılarına benzer bilinen ya da bilinmeyen gruplar var ve çocuğun etrafını sardılar, esir aldılar, sürekli baskı yaptılar belki..
Ve tahammülü zor arada kalmışlıktan bunalan çocuk kurtulmak için intihar etti.
Belki birileri çocuğu buna zorladı, mecbur etti ve suçu masum insanların üzerine atmayı denediler, deniyorlar..

Danıştay saldırısını düzenleyen teröristin şeriat lehine slogan attığı iftirasini atmıştı meşhur bir yazarın eşi de olan yargı çalışanı bir hanım..

Uğur Mumcu, Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Abdi İpekçi cinayetlerini tezgahlayıp suçu dindar, milliyetçi, muhafazakar insanlara atmadılar mı?
PKK asker kıyafeti giyip katliamlar yapmadı mı?
Aziz Nesin’in konuşmasını bahane edip otel yakıp suçu masum Sivas halkının ve dindarların üzerine atmadılar mı?
Bu tür onlarca tezgahı planlayan ve uygulayan çeteler, istihbarat örgütleri yok mu ülkemizde ve dünyada?

Hepsi ve daha fazlası da mümkün.
Ancak artık aramızda olmayan bunalımdayken paylaştığı bir videodan başka hakkında bilgimiz olmayan bir gencin söyledikleri üzerinden fikir üretip hüküm vermek, masum insanları mahkum etmek, iftiralar atmak, algı oluşturup düşmanlık ve nefret üretmek son derece sakıncalı ve hukuk dışı bir tutum olur.
Bunu yapanlar o gençten daha beter bir psikolojik vakadırlar, acilen tedavi edilmeleri gerekir.

Bu tür acı olayları adam gibi, adam akıllı bir şekilde değerlendirip daha güzel yarınlar adına herkesin ve her kesimin faydalanacağı dersler çıkartılmak gerekir.

Slogan atan holiganların gürültülerine rağmen sağlıklı düşünebilen sagduyulu insanlara ve onların değerlendirmelerine çok ihtiyaç var.

Bir gencin intihar haberi karşısında yüreğinden bir parça kopmayan insan olamaz elbette..

Ancak Zübeyir Gündüzalp’in dediği gibi;
“..Teessür ve ıztırap karşısında kalbden bir parça kopsaydı, “Bir genç dinsiz olmuş” haberi karşısında o kalbin atom zerrâtı adedince param parça olması lâzım gelir..”

Gençleri dinsiz yapmak üzere kurulmuş tezgahları çevirenler, bu evladımızın intiharından da nemalanmak, dine, imana hizmet edenleri itibarsızlaştırmak, taşlamak, recmetmek, yoketmek istiyorlar.

Alet olan, prim veren, destek veren iki cihanda mesuldür.
Sakin kafayla düşünelim, insafla, adaletle hükmedelim, vakarla davranalım, olayın gerçek yüzünün gün yüzüne çıkmasını bekleyelim.

Oğuz Candarlı

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Yorumlar

  1. avatar

    Çok yerinde tesbitler. Elinize dilinize sağlık…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Karanlıktan Aydınlığa

Allah'a, O'nun Resulüne ve size indirmiş olduğumuz nura (Kur’an’a) iman edin… (Teğabun Suresi, 8) Kur’an, …

Kapat