HEM CAHİL, VAHŞİ BİR ADAM,
“Hem cahil, vahşi bir adam,
bir gün sohbet-i Nebeviyeye mazhar olur;
sonra Çin ve Hint gibi memleketlere giderdi,
o mütemeddin kavimlere muallim-i hakaik ve rehber-i kemalât olurdu. Sözler – 545
Îmânı aşkla yaşayan kahramanlardan biri Vehb bin Kebşe (r.a.)’tır.
Bu mübârek sahâbînin türbesi Çin’dedir.
Peygamber Efendimiz (ﷺ) onu,
Çin’de tebliğ hizmetinde bulunmak üzere vazîfelendirmişti.
Hâlbuki o zamanın şartlarında Çin, Medîne-i Münevvere’den bir senelik mesâfede idi.
ÇİN’E GİDEN SAHABE: ‘VEHB BİN KEBŞE’ (r.a)
Fars asıllı olup Mekke’nin veya Devs kabilesinin Araplaşmış halkındandır.
Adının Evs veya Seleme olduğu da rivayet edilir.
Hz. Peygamber’in (ﷺ) satın alıp hürriyetine kavuşturduğu otuz küsur köleden biri olan
Ebû Kebşe’nin nasıl köle olduğu bilinmemektedir.
Ebû Kebşe Medine’ye hicret edince, daha önce
Resûl-i Ekrem’i (ﷺ) Kubâ’daki evinde birkaç gün misafir eden
Medine eşrafından Külsûm b. Hidm’in evinde kaldı.
Hz. Peygamber’le (ﷺ) birlikte Bedir ve Uhud başta olmak üzere bütün gazvelere katıldı.
İbn Hişâm’ın verdiği bilgiye göre
Bedir Gazvesi’nde müslümanların sadece yetmiş devesi olduğundan
Hz. Hamza, Zeyd b. Hârise ve Ebû Kebşe ile Hz. Peygamber’in (ﷺ) Habeş asıllı âzatlı kölesi Enese (Üneyse) aynı deveye nöbetleşe binmişlerdir (es-Sîre, II, 264).
İslam dininin bütün dünyaya yayılmasında, gayrimüslimler ile yapılan savaşlar önemli bir yere sahiptir.
Ancak Musab bin Umeyr‘in (r.a) Medine’de yaptığı gibi savaşmadan yapılan İslami tebliğler de İslam’ın yayılmasında etkili olmuştur.
Hz. Muhammed ﷺ döneminde Çin’e giden Vehb bin Kebşe de(r.a) İslam’ı Uzakdoğu’ya taşıyan sahabelerdendir.
Hz. Peygamber’in ﷺ dizinin dibinde yetişmiş bir çok sahabe yine onun emriyle dünyanın dört bir yanına tebliğ vazifesiyle giderek İslam dinini yaymışlardır.
Hz. Ebi Kebşe de Hz. Peygamber’in ﷺ emriyle Çin’e gitmiştir.
Hâlbuki o zamanlar Çin, belki de bir yıllık mesafedeydi.
Hazret-i Vehb radıyallâhu anh, oraya kadar gidip uzun bir müddet tebliğde bulunmuştur.
Tang Hanedanlığı hükümdarı ile görüşmüş ve
Hz. Peygamberin ﷺ İslam dinine davetini bildirmiştir.
Hükümdar elçiyi iyi karşılayarak Kanton vilayetine,
bugünkü adıyla Guangzhou, yerleşerek bir cami yapmasına müsaade etmiştir.
Ülkenin en eski camisi olan bu cami 627 yılında inşa edilmiştir ve adı Hui Sheng Se camisidir.
Ancak gönlünü kavuran Rasûlullah ﷺ hasretini bir nebze olsun dindirebilmek ümidiyle,
Hz. Vehb, (r.a) Medîne yollarına düşmüş ve bir yıl süren çileli bir yolculuğun ardından,
Medine’ye ulaşmıştır.
Fakat Hz. Peygamber ﷺ vefât etmiş olduğu için, O’nu dünya gözüyle bir daha görememiş
ve Hz. Peygamber’in ﷺ kendisine tevdî ettiği hizmetin kudsiyyetinin idrâki içinde, tekrar Çin’e dönmüştür.
Bu mübârek sahâbînin türbesi Çin’dedir.[1]
Çin’e gelen ilk sahabe olan Vehb bin Ebi Kebşe’nin (r.a)
kabri bugün Çin’in en büyük şehirlerinden biri olan Guangzhou’dadır.
- Hayranlıkla Dinlediler ve İtaat Ettiler!.. - 18 Eylül 2024
- ‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ - 14 Eylül 2024
- Eğer Allah Dileseydi Ne (biz) Şirk Koşardık, Ne de Atalarımız!..” - 11 Eylül 2024
- “Canımı Müslüman Olarak Al ve Beni Sâlih Kimseler Arasına Kat !” - 10 Eylül 2024
- Şehadette Niçin Hem Abduhu Hem Rasûluhü Diyoruz? - 2 Eylül 2024
- İttihad-ı İslâm’ı Israrla Önemsememek… - 30 Ağustos 2024
- Allah’ın Lûtfu ve Rahmetiyle, Ferahlasınlar… - 27 Ağustos 2024
- Sırf Allah ve Resûlü, Fazlından Kendilerini Zengin Etti Diye İntikam Almaya Kalktılar - 18 Ağustos 2024
- “Kader Bizi Böyle Bağlamış…” - 9 Ağustos 2024
- “Bir de Takvâ Elbisesi ki…” - 3 Ağustos 2024