Yazar:Vecdi AKYÜZ
Hz. Muhammed’in (s.a.), annesi de, babası da çok genç yaşta öldüklerinden öz kardeşi hiç olmadı. Onun biricik kardeşleri, süt kardeşleriydi. Bu ilâhî takdir sonucu, kardeş sevgisini ve ilgisini, mecburen onlarla paylaşmıştı. Sütkardeşlerinin isimleri Abdullah, Üneyse ve Şeyma idi. Sütannesi, sütbabası ve sütkardeşlerinin hepsi, zaman içinde müslüman olmuşlardır.
Hz.Muhammed (s.a.), daha çocukken onların yanında bulunduğu sırada, bütün süt ailesi tarafından çok seviliyor, hatta uğurlu görülüyordu. Sütannesine ve sütbabasına daima saygıyla davrandığı gibi, kardeşlerine de bütün hayatı boyunca, tıpkı öz kardeşleriymiş gibi davrandı. Ayrıca, bir yetim olarak yanında büyüdüğü amcası Ebu Tâlib’in oğlu (amcazâdesi) Ali de, onun hem kardeşi, hem de en yakın arkadaşı gibiydi.
Süt Ebeveyn ve Sütkardeşler
Hz.Muhammed (s.a.), sütannesiyle Taif yakınlarında çöldeki göçebe hayatı sırasında, her çocuk gibi otlaklarda sürü güdüyor, oynuyor, yeri gelince yaramazlık da yapıyordu. Herhalde çocukça çekişmelerin biraz büyüdüğü bir defasında, sütkardeşi Şeyma’nın omzunu dişlemişti. Öyle bir dişlemişti ki, kızkardeşinin omzunda ömür boyu kalacak bir iz bırakmıştı. Ama buna rağmen Şeyma, ısırık dolayısıyla fazla bir acı duymamıştı.
Hz.Muhammed (s.a.), bir gün otururken, süt babası, süt annesi ve süt kardeşi çıkageldiler. Hz.Muhammed (s.a.) hemen ayağa kalktı. Omuzlarına örttüğü şalının (aba veya cübbesinin) bir ucunu süt babasının, öteki ucunu da süt annesinin altına serdi. Süt kardeşini de önüne oturttu.
Kavuşma Sevinci, Ölüm Hüznü
Hz.Muhammed (s.a.), Tâif kuşatmasını (h.8/Şubat 630) sona erdirdikten sonra, yeni fethedilmiş bulunan Mekke’ye dönerken, Mekke yakınlarındaki yeşillik bir yer olan Ci’râne’ye geldi. Karargâh kuruldu, esir ve ganimetler buraya nakledilmişti. Bu sırada, Hz.Muhammed’in (s.a.) huzuruna bir kadın getirildi. Bu kadın, Evtâs’ta esir alınmıştı. Kadın, ısrarlı biçimde “Ben Muhammed’in sütkardeşiyim” diyor, ama pek inanan olmuyordu. Bu ısrar üzerine, kadını Hz.Muhammed’e (s.a.) göstermeye karar verdiler. Hz.Muhammed (s.a.), ilk anda kadını tanıyıp çıkartamadı, kim olduğunu sordu. Kadın, Halime’nin kızı Şeyma olduğunu söyledi. Küçük bir çocukken birlikte oyun oynadığı Şeyma’yı, bu büyümüş haliyle bir türlü tanıyamadı. Bunun üzerine Şeyma, omuzunu açıp küçükken Hz.Muhammed’in (s.a.) ısırarak bıraktığı diş izlerini gösterince, olayı hemen hatırladı. Derhal yerinden kalkarak, örtüsünü yere serdi, yanına oturttu. Biraz söyleşip halleştiler. Merakla sütannesi Halime’yi ve sütbabasını sordu. Her ikisinin de öldüklerini öğrenince, çok hüzünlendi ve sel gibi boşalan gözyaşlarını tutamadı. Daha sonra sütannesi Halime’ye dair, ortak çocukluk günlerine dair konuştular.
Hz.Muhammed (s.a.), sohbet sonunda, Şeyma kardeşine, bir isteği olup olmadığını sordu. Esirlikten kurtulup dilerse yanında kalabileceğini, dilerse de biraz mal verip serbest kalabileceğini belirtti. Şeyma, mal alıp köyüne gitmeyi tercih etti. Ona, bir deve, bir elbise ve 20 dirhem para verdi. Şeyma, sütkardeşinden gördüğü bu büyük iyilik karşısında müslüman oldu. Köyüne gitmek üzere ayrılırken de, Hz.Muhammed’i (s.a.) şu sözlerle takdir etti: “Sen, küçük bir çocukken de, büyük bir adamken de, ne iyi kefil (bakan) ve ne iyi bakılansın.”
Yeni Şafak
- Mehmet Nuri BİNGÖL”ün Edebî Yolculuğu - 30 Ağustos 2024
- Risale-i Nur’da ve Hatıralarda Kurban Bayramı - 15 Haziran 2024
- Ramazan’dan Sonra - 24 Nisan 2024
- Ramazan Bayramı ve Peygamber Efendimizin Bayramı - 9 Nisan 2024
- Kadir Gecesi ile İlgili Yazılar - 5 Nisan 2024
- Saatler ve Manzaralar / Yahya Kemal BEYATLI - 30 Mart 2024
- Peygamberimizin (asm) İtikâfı - 29 Mart 2024
- Aydınların Dilinden Bediüzzaman Said Nursî / Vefatının 64. Sene-i Devriyesi Hatırasına (video).. - 25 Mart 2024
- Sükûtun Zarâfeti / İmam Süyutî - 23 Mart 2024
- “Oruç, Bıçağa Gerek Duyulmayan Bir Ameliyattır.” - 20 Mart 2024