“Bir Nefes İki Şükür”
KABARCIK Ubeydullah GARİB |
Sevinebileceğim nimet söz konusu olunca ya ev, araba sahibi olmak veya belli gelir düzeyine ulaşmak aklıma geliyor.
Halbuki anılan nimetler sadece hayatımı kolaylaştırıyor.
Hayatımın olmazsa olmaz şartları değil:
Evim olmasa kirada kalabilirim.
Kendi arabam olmasa da her hangi bir yere gidebilirim.
Gelirim yüksek olmadan da hayatımı sürdürebilirim.
Ama şu anda öyle nimetler elime gelmiş ki!..
Onlardan yalnızca birisi olmasa;
Ya hayatım sona erecek!
Veya bütünüyle sıkıntıya dönecek:
Hava!.. Su!.. Güneş!.. Toprak!..
Göz, kulak, diş, dudak!
Kol, ayak, parmak…
Sinemdeki şefkat!
Yemyeşil dünya…
Masmavi sema…
Bir çırpıda anabildiklerim …
Onları elde etmek için;
Hiçbir zorluk çekmedim.
Hiçbir masrafa girmedim.
Yorulmadım.
Uykularımı terk etmedim.
Hepsini elimde, önümde, üstümde buldum.
Ve her yeni günde, yeni fark ettiklerim:
Rahmetli babamın hastalığında, aynı serviste yatan bir hasta vardı.
Boğaz sinirleri çalışmıyor, yutkunamıyordu!
Bu sebeple hiçbir şey yiyip içemiyor, burnundan midesine inen hortumla besleniyordu.
Köyümüzde bir yaşlı amcamız vardı.
Bir müddet gözden kayboldu.
Amcacığım nerelerdeydin? Ortalıkta görünmedin, dedim.
“Ameliyat oldum. Gözümden burnuma açılan bir küçük kanal varmış, o tıkanmış. Gözüm yaşarıp duruyor, gözyaşım yüzüme taşıyordu; o kanalı açtılar.” dedi.
Hayretimden ne diyeceğimi bilememiştim!
Bir dostum bir hatırasını benimle şöyle paylaşmıştı:
“Bir ara hastalandım. Çok huzursuz olmuştum. Hiç kabullenemiyordum hastalığımı!
O ara bir kızcağız geldi hastaneye.
Zavallı, intihar girişiminde bulunmuş, çamaşır suyu içmiş!
O da küçük dilini eritmiş, yiyip içtikleri nefes borusuna kaçıyormuş.
Hastayı burnundaki beslenme hortumuyla besliyorlardı…
Onu o halde görünce kendi hastalığımı çoktan unutmuştum.
Hiçbir sıkıntım kalmamış, şikayetim de bitivermişti!”
Allah’ım sana nimetlerinin kıymeti nispetince sonsuz teşekkür ederim!
Şu anda zorlanmadan yutkunabiliyorum!
Göz kanallarım da açık, göz yaşlarım yüzüme akıp gitmiyor.
Küçük dilim de yerinde!
Nimetler ince …
Nimetler inci …
Ve niceleri…
“Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, sayamazsınız!”
Yani ;
“Sayabildiğinizce sayın!..
Anabildiğinizce anın!..
Görebildiğiniz, sezebildiğiniz, duyabildiğiniz, düşünebildiğiniz her nimeti…”
Mesela “bir nefese iki kere şükretmeliyim:
Alsam veremeyebilirim…
Versem alamayabilirim!..”
- Şifa Kaynağımız Kur’ân / İsmail AKSOY - 5 Aralık 2017
- Bayram Sevinci / İsmail AKSOY - 23 Haziran 2017
- İnsan Neslinin Bekâsı İzdivâç Yoluyladır / İsmail AKSOY - 8 Şubat 2017
- Tekvînî ve Teklîfî Kanunlar / İsmail AKSOY - 5 Aralık 2016
- 1 Muharrem 1438 / İsmail AKSOY - 29 Eylül 2016
- Bayramların Dili / İsmail AKSOY - 3 Temmuz 2016
- Zamanın Yusuf’u Olabilmek / İsmail AKSOY - 14 Mayıs 2016
- Küresel Odaklar / İsmail AKSOY - 11 Mart 2016
- Kendini Anlamak / İsmail AKSOY - 29 Ocak 2016
- Da’vet Hak Din İslâm’adır / İsmail AKSOY - 29 Kasım 2015