Ana Sayfa / Yazarlar / Boykot Silahtır

Boykot Silahtır

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Boykot Silahtır.

Savaşlar çeşitlendikçe silahlar da çeşitleniyor doğal olarak.
Gemide kullanılan silahla uçakta kullanılan silah aynı değil..
Yakındaki düşmana kullanılan silahla uzaktakine kullanılan silah aynı değil..

Soğuk savaşın silahı başka, ekonomik savaşın silahı başka, kültür/medeniyet savaşlarının silahları başka, teknoloji savaşlarının silahları başka..

Ancak para-servet bütün savaşlarda en etkili silah.. En önemli hammadde..
Parasız uçak olmaz, gemi olmaz, tank olmaz, füze olmaz, mermi olmaz, cephane olmaz..
Parasız sanayi olmaz, fabrika olmaz, teknik alt yapı, makina olmaz.
Parasız eğitim olmaz, ilim olmaz.
Parasız irfan olmaz, kültür, sanat, medeniyet faaliyetleri olmaz.
Parasız medya olmaz, yayıncılık olmaz, kitap olmaz, dergi olmaz..

Parasız milli gurur, milli bilinç, ülkenin, devletin, milletin yaronlarına umut olmaz, güven olmaz, sadakat ve aidiyet hissi olmaz..
Olsa da az kişide olur, zayıf olur, etkili olmaz..

Doğrudan paraya, servete saldırdığı, bütün alt yapıyı sarstığı için boykot çok önemli ve çok etkili bir silahtır belki en etkili silahtır.

Malum her silahı yerinde, zamanında ve en etkili şekilde kullanmak gerekir..
Silah doğru kullanılmazsa bazen ters teper, ataşleyeni sakatlar..

Boykot silahını nasıl kullanmalıyız sorusu önemli bir sorudur.
Uzmanlar bu konuda insanlarımızı bilinçlendirmeli, yönlendirmelidirler..

Uzmanı olmadığım bu konuda bazı görüşlerimi paylaşmak, “beyin fırtınası” denilen olumlu tartışma ortamıma katkı sağlamak, kıvılcım oluşturmak isterim.

Öncelikle yediden yetmişe bütün vatandaşlarda tüketim ahlakı, tüketim bilinci oluşturmak şarttır.
Hiç bir vatan evladı yabancı ürün, yabancı marka hayranı olmamalı, mecbur kalmadıkça yabancı ürün kullanmamalı.
Yabancı markalı ürünler kullanmanın havalı bir şey olmadığı, gurur kaynağı değil tam tersine utanç ve üzüntü sebebi olduğu hücrelere kadar işlemeli, işlenmeli..
İnsanımız yerli ürün kullanmaktan gurur duymalı, bunu milli bir görev saymalıdır.

“Gavur malı”na ihtiyaç duymamak, el sürmemek, kullanmamak, satın almamak niyet ve gayreti her Müslüman Türk vatandaşının ruhuna, bilinçaltına işlenmelidir.

Başka ülkenin, başka milletin ve özellikle sana düşman olan, seni aşağılayan, sana karşı kan davası olan devlet ve milletlerin ürününü kullanmanın onur kırıcı, aşağılayıcı bir durum olduğu her bir ferdin genetik kodlarına işlenmelidir.
Malını satın alarak para kazandırdığımız devletlerin, kazandıkları o paraların mühim bir kısmını silah ve savunma sanayiinde kullanacakları açıktır..
Batılı ülkelerin silah sanayilerinin ve silahlarının namlusunun bize dönük olduğu hiç bir zaman unutulmamalı, unutturulmamalıdır..

Elbette her zaman her sektörde, her üründe boykot mümkün değildir, mümkün olamaz.
O zaman hedef küçültmek, hedef ülke yahut hedef sektörler belirleyip onlar etkisizleştirilinceye, netice elde edinceye kadar onunla savaşmak gerekir..
Aynı anda pek çok cephede savaşmak yerine cepheler belirleyip zaferler kazanarak ilerlemek daha gerçekçidir, sürdürülebilirdir, daha etkilidir.
Boykotu kısa, orta, uzun vadelere yayarak yapmak da mümkündür.
Pek çok parametreler kullanarak öncelikler sıralaması yapmak mümkündür, gereklidir.
Mesela bu günlerde boykot nasıl yapılmalı diye sorulsa ben derim ki;
1. İsrail mallarının tamamı kayıtsız şartsız boykot edilmeli.
2. İsrail’de üretilmiş olmasa bile Siyonist/Yahudi malları da boykot edilmeli. Çünkü pek çoğu fiilen İsrail’e destek veriyor..

Bu iki grup dışında kalan ülkeler, markalar açıktan hedef haline getirilmeyebilir.
Bireysel olarak boykot edilseler bile boykot kampanyalarında onların isimlerine yer verilmeyebilir..
Bu daha akıllıca bir stratejidir..

Ama elbette bütün gayri müslim ülke malları, ülkemizdeki diğer yabancı gayri müslim sermaye ürünleri, yerli, milli olsalar bile milli davranmadıkları görülen firmalar da aklımızın bir köşesinde durmalı, gerektiğinde gereken muamele onlara da yapılmalıdır.

Boykotla zarar verileceklerde öncelik sıralaması olduğu kadar korunması gerekenler sıralaması da yapılmalıdır.
1. Kendi aile bütçemiz korunmalı, geliştirilmeli.
Bunun için de kendi el emeği ürünlerimiz çoğaltılmalı, tüketim alışkanlıklarımız yerli ve milliye ayarlanmalı, az tüketmenin yolları bulunmalıdır.
2. Köyümüzün, kasabamızın, ilçemizin, ilimizin ekonomisini geliştirmek için o yörede üretilen ürünler ve firmalar desteklenmelidir.
3. Ülkemizde faaliyet gösteren yerli, milli, milliyetçi-muhafazakar üreticiler, markalar ve ürünler desteklenmelidir.
4. Yerli ve milli sermayeli tüm ürün ve markaları desteklenmelidir..
5. Yabancı sermayeli bile olsa ülkemizde üretim yapan, istihdama katkı sağlayan, devlete vergi veren ürün ve markalar, tamamen yabancı olan ürünlere karşı tercih edilmelidir.
6. İthal ürünlerde, bize düşmanlık etmeyen ülkelerin ve markaların ürünleri tercih edilmelidir.

Bunlar dışında kalan ve dinimize, devletimize, milletimize, insanlığa karşı düşmanca tutumlar sergileyen ülkelerin hiç bir ürünü, hiç bir şekilde tercih edilmemeli, alınmamalı, satılmamalı, kullanılmamalıdır..

Boykot yaparken batılı ülkelerin müslümanlara karşı uyguladıkları “Böl, Parçala, Yut..” taktiği uygulanabilir sanıyorum..
İsrail ve Yahudi firmalar boykot edilip çökertilirken Hristiyan semayeli rakip ülkelere “bizim sizinle bir sorunumuz yok, size karşı tepkimiz yok. Hepimiz görüyoruz ki İsrail insanlık dışı eylemler yapıyor. Biz ona tepki veriyor, ona ceza kesiyoruz.
Siz de bize destek olun” denebilir.
Bu sayede o ülkeler ve markalar bize destek bile olabilirler.
Sıraları gelince de onlara da boykot uygulayalım.
Yoksa her biri devlet gibi zengin yüzlerce firmayla aynı anda güreşmeye, savaşmaya gücümüz yetmeyebilir..

Çok önemli bir husus daha;
Boykot ettiğimiz ürünlerin yerine mutlaka yerlilerini koymalı, yerlisini üretmeli, yerlisini desteklemeliyiz..

Askeri, ekonomik, siyasi, teknolojik vb alanlarda dünyayı esir almış, ablukaya almış olan ülkeler hangi sektörlerde etkililerse o sektörlerde mutlaka biz de faaliyet göstermeli, ürünler vermeliyiz..

Silah, ilaç, gıda, enerji, otomobil sektörleri, kimyasal ürünler, elektronik ve son yıllarda bunlara eklenen yazılım ve akıllı teknolojiler,
batılı ülkelerin çok önem verdikleri, tekeller ve karteller oluşturdukları, dünyayı sömürdükleri sektörler..
Başka devletlerin bu sektörlerde iş ve üretim yapmaması için her türlü kirli oyunu oynadılar, oynamaya devam ediyorlar.
Ama dünyada var olmak isteyen her devlet bu sektörlerde en azından kendine yetecek seviyeye ulaşmak zorunda..
Dolayısıyle bu sektörlerde yerli yatırım farz olduğu gibi, yerli ürünleri desteklemek de farzdır, farz hükmündedir..

Fazla konuda anlaşamıyoruz belki ama şu konuda anlaşabiliriz sanıyorum;
Ekonomik savaşlarda en etkili saldırı silahı boykot ise en iyi savunma silahı çok üretmek, çeşitli üretmek ve az tüketmektir..

Tüketim köleliği, marka düşkünlüğü, israf, ithal ürün tuketiki bir milletin intiharıdır.
Elindeki silahı düşmana kaptırmaktır, işgal ordularına kapıları açmaktır..
Sathı müdâfâ doğrudan doğruya tüketimle alakalıdır..
Ülkemizi, bağımsızlığımızı, yarınlarımızı korumak, düşmanı püskürtmek, zafer kazanmak;
Namerde muhtaç olmadan, kimseye minnet etmeden şerefimizle, hür, başı dik yaşamak istiyorsak çok çalışmak, çok üretmek, az tüketmek, sade yaşamak zorundayız..

Orhan Salcı

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Dibine Kadar Günaha Dalmamız Yüzünden mi İçimizdeki Mücadele Aşkını Kaybettik Acaba?

Dibine Kadar Günaha Dalmamız Yüzünden mi İçimizdeki Mücadele Aşkını Kaybettik Acaba? Kral Talut, askerlerine, "Bu …

Kapat