Ana Sayfa / Yazarlar / Böyle Anayasa Olmaz

Böyle Anayasa Olmaz

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yapılan değişiklikler ile kırk yamalı bohçaya çevrilen Faşist Darbeci Evren’in Prof. Dr. Orhan Aldıkaçtı’ya hazırlattığı 1982 Anayasa’sı hala ayıp olarak üzerimizde durmaktadır.

Evet, bu anayasa halk tarafından büyük oranda kabul edilmiştir zira darbecilerden bir an önce kurtulup serbest siyasetin yapılacağı bir döneme geçilmek istenmiştir. Zaten bu anayasanın alternatifi de yoktu. “Kırk katır mı, kırk satır mı” hesabı, mecburen halkımız kabul etti ve darbe sıkıyönetiminden kurtularak normal siyasi rejime kavuşmuş oldu.

Daha ilk seçimde darbecilerin adayı Emekli General Turgut Sunalp, faşistlerin onca desteğine rağmen büyük bir yenilgiye uğradı ve siyasi hayatımızdan darbecilerle beraber hep birlikte defolup gittiler. Rahmetli Özal bunlara haddini bildirerek tankla, topla, sopayla devletin idare edilemeyeceğini gösterdi. Geriye milletimize çektirmiş olduğu acılar ve bir de bu faşist askeri vesayet anayasası kaldı.

Bu öyle bir anayasadır ki birçok ülkedeki gibi kısa temel kurallardan bahsetmez. Resmen kitapçıktır. Hatta bu kitapçığın Cumhurbaşkanı tarafından devrin Başbakanı Ecevit’e fırlatılması yüzünden ekonomik kriz dahi çıkmıştır. Dünyada ancak otoriter ve baskıcı yönetimlerde görülen şahıslara atıflar bunda çoktur. Tam 18 yerde bir şahıs için anayasada yer verilmiştir.

Öyle bir 4. Madde vardır ki (halen de var ve devam ediyor) evlere şenliktir. Bu madde der ki; “Anayasa’nın ilk 3 maddesi değiştirilemez” hatta “değiştirilmesi teklif dahi edilemez”.

Ne bu yahu! Haşa! Allah’ın emri mi ki değiştirilemesin. Gelecek nesillere böyle bir anayasa dayatılabilir mi? Belki benim çocuklarım başkentin Ankara’dan alınıp Erzurum’a taşınmasını isteyecek? Böyle bir teklife kim karşı çıkabilir? Adı üstünde bir vatandaş veya siyasi grup teklif sunuyor.

Şimdi “teklif dahi edilemez” ne demektir. Bir tane aklı başında anayasa hukukçusu çıkıp bu basit soruya cevap vermelidir. Fakat cevabı yoktur çünkü anayasa; faşistler tarafından zorla halkımıza dayatılmıştır.

Millet bu anayasayı kabul etmeyip de ne yapacaktı? Netekim Paşa’nın zevzekçe konuşmalarına daha ne kadar tahammül edecekti? Defolup gitsin diye bu faşist metinlerle dolu anayasaya “evet” deyip darbecilerden biran önce kurtulma yolunu seçti.

Eğer darbenin azmettiricisi Amerikalılara kalsaydı onlar ülkede bir iç savaş çıkmasını daha çok isterlerdi. Sonuçta sevad-ı azama yani halkın büyük çoğunluğuna uyuldu ve tuzaklar boşa çıkarıldı. Kısa zamanda Özal gibi siyasetçiler sayesinde toparlanan ülkemiz yeniden bölgemizin güçlü bir ülkesi haline geldi.

1980 darbecileri, özellikle 1960 faşist Anayasasında mevcut askeri vesayet maddelerini tekrar koymuştu. Maksat özgürlükleri boğmak idi. Olur ki halk yönetimde söz sahibi olur endişesi ile ne kadar askeri vesayet maddeleri var ise hepsi bulup buluşturulup 1982 anayasasına dâhil ettiler. Yetmedi 1936 yılında CHP ilkeleri de buna dâhil edilerek halkın ihtiyaçlarından uzak bir anayasa icat edildi. Yahu bir partinin ilkeleri hiç anayasa maddesi olur mu?

Bazı kişiler kurucu ilkeler adı altında bu faşist generallerin hazırlattığı anayasayı savunmaya çalışıyor. Eğer gerçekten “kurucu ilkeler” adı altında Cumhuriyetimizin temellerine sahip çıkmak istiyor iseniz, amenna… Bu konuda herkesten daha istekli olan biriyim.

Çünkü Cumhuriyetimiz kurulduğunda nasıl ki şanlı ecdadımın yazdığı “kanuni esasi” esas alınmıştı. İşte buna benim gibiler itiraz etmez. Hemen bu işlem yapılsın. Anayasamızın ikinci maddesi olan “Türkiye Cumhuriyetinin dini İslam’dır” maddesi tekrar konulsun. Bunu 1928 yılında kaldırmışlardı. Halka danışmadan keyfi bir icraatla…

Kimseyi balık hafızalı bellemesinler. Halkımız da her şeyi çok iyi biliyor. İslam’dan öcü gibi korkan, Batı’dan gelen her şeyi “bize uyar mı?” demeden körü körüne alıp şanlı ecdadımızdan miras kalan her şeyi reddeden yöneticilerden kurtulduk artık.

Her seçimde bunların boyunun ölçüsü alınıyor. Kim değerlerimize sahip çıkmış ise seçimleri kazanıp halkın gönlünde taht kuruyor. Kim değerlerimize yabancılaşıp reddetmiş ise seçimlerde ağır bir yenilgi alıp kös kös oturuyor. Yeniden darbe hesapları yapıyorlar…

Bu durum yıllardan beri değişmedi ve değişmeyecek. Onlar ancak FETÖ ve Amerikan uşaklarının darbe yapmasına umut bağlayabilirler. Gerçi bundan sonra onu da unutsunlar zira 15 Temmuz 2016’da öyle bir tokat vurduk ki yüzyıllar geçse dahi acısını suratlarında hissedecekler, vesselam…

Yazar : Vehbi KARA

Dr. Vehbi KARA, 1965 Yılında İstanbul’da doğdu. İlk ve orta eğitimini yine İstanbul’da tamamladıktan sonra 1982 yılında Deniz Harp Okuluna girerek askeri öğrenci olarak eğitimine devam etti. 1986 Yılında Kontrol Sistemleri bölümünden Elektrik-Elektronik Mühendisi olarak mezun olduktan sonra Teğmen rütbesi ile Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı savaş gemilerinde ve karargâh birimlerinde deniz subayı olarak görev yaptı. Savaş gemilerinde güdümlü mermi ve top atışlarında birincilik kazanmıştır. 1997’de Yüzbaşı rütbesinde iken askerlik mesleğinden ayrıldı ve ticaret gemilerinde çalışmaya başladı. Gemi Kaptanı olarak çeşitli ülkelere ait 30’dan fazla ticari gemide görev yapmış çalıştığı firmalardan ödüller almıştır. 2011 Yılında Araştırmacı kadrosu ile İstanbul Üniversitesinde göreve başladı ve halen de bu üniversitenin Su Ürünleri Fakültesinde ve Mühendislik Fakültesinde denizcilikle ilgili meslek dersleri öğretmenliği görevini yürütmektedir. 1997 Yılında İstanbul Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uluslararası İlişkiler Bölümünde “Petrole Dayalı Stratejiler ve Uluslararası İlişkilerde Petrolün Rolü” isimli çalışması ile yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. 2015 Yılında İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Çalışma Ekonomisi ve Endüstri ilişkileri Bölümünde “Çalışma İlişkileri Açısından Kapitalizm Sonrası Dönem: Malikiyet ve Serbestiyet Devri” başlıklı çalışması ile doktora eğitimini tamamlamıştır. Uzakyol Kaptanı yeterliliğinde gemi kaptanlığı, Denizci Eğitimci Belgesi ve Elektrik-Elektronik Mühendisliği sertifikaları mevcuttur. Denizcilik, askerlik, tarih ve iktisat konularında çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde makaleler yazan Vehbi KARA’nın “Bahriyede 15 Yıl” ve “Altı Ayda Altı Kıta” isimli iki kitabı bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Çok Kudsî Gece ve Gündüzleri Bağrında Saklayan, Mübarek Ay Zilhicce

HER GECESİ KADİR, HER GÜNÜ BİR YIL, AMELİ 700 MİSLİ SEVAP OLAN, ÇOK KUDSİ GECE …

Kapat