Ana Sayfa / Yazarlar / Bu Covit-19 Vebası Neden Devam Ediyor?

Bu Covit-19 Vebası Neden Devam Ediyor?

Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

Yaklaşık 70 yıl önce Bediüzzaman (r.a) hz.leri bu tür belalar için yazdığı bir mektubunu dikkatinize arz ediyorum.
Ders almak dua ve niyazı ile. En başta nefsim olarak…

“Garibdir ki; müstesna olarak her tarafta yağmura ihtiyaç var iken, bu Emirdağı’na mahsus şiddetli bir yağmur ve emsali görülmemiş fındık kadar taneleri büyük ve ekinlere çok faideli bir dolu geldi. Şimdi yanımda iki Nurcu kardeşler diyorlar ki: “Hem mu’cizatlı Kur’anın gelmesi ve Afyon’dan bir nüsha Zülfikar’ın müsaderesi münasebetiyle ehemmiyetli bir hücum beklenirken, takdir ile emniyet müdürü tarafından okunmuş; ve üçü, İsmail namında üç ehemmiyetli memurun, aynı vakitte Nurlara tam şakird ve naşir olmaları bu yağmura vesile oldu.” Çünki, şimdiye kadar çok tecrübelerle Risale-i Nur’un serbest intişarıyla belaların ref’i ve ona ilişmek ve susturulmakla belaların gelmesi sabit olmuş. Hattâ mahkemede isbat edilmiş. Anlaşılıyor ki; bu bahar fırtınasında iki haricî, iki dâhilî dört cereyan, herbiri bir maksada göre ve Nurcuların şevkine ve sa’ylerine ilişmek ve yüzlerini dünyaya ve siyasete çevirmek istemelerinden kuraklık başladı, inşâallah yakında ref’ olur.

* * *

Aziz, sıddık kardeşlerim!
Bütün tarih-i beşeriyede kat’iyyen misli görülmemiş ve Kavm-i Lut’un başına yağan semavî taşlardan daha müdhiş taşlar, dinsizlik hesabına milyonlarla ehl-i imanı ve masumları edyan-ı semaviye ve kavanin-i İlahiye haricine dehşetli vasıtalarla sevkeden bir memleketi semavî taşlarla tokatlamasının bir mukaddemesi olarak, resmî gazetelerin kat’î haber verdikleri bir hâdise-i semaviyeyi, âdetime muhalif olarak bir Nur şakirdi bana haber verdi. Dedim: Yirmibeş sene gazetelerin havadislerini merak etmedim. Fakat bu taşlar, Risale-i Nur’un dinsizlere manevî tokatlarını temsil ettiği cihette ve beş-altı sene evvel ondan haber verdiği için o şakirde dedim: “Git, yalnız o hâdiseyi tamamıyla oku, tahkik et.” O tahkik etti, geldi. Diyor ki: Bu baharda Rusya’nın Viladivostok Ormanlarına, zemin yüzünde hiç emsali görülmeyen büyüklükte semadan taşlar düşmüş. Ve en büyüğü, yirmibeş metre uzunluğunda ve on metre boyundadır. Düştüğünde etrafındaki ağaçları devirmiş ve otuz kadar büyük çukurlar husule getirmiş. Tedkik edilen parçalarında; demir, çelik ve başka maddeler karışık olarak mizansız bulunmaktadır.
İşte resmî gazetelerin kat’î verdikleri bu haber, 1360 sene evvel Sure-i Fil’in mu’cizane تَرْم۪يهِمْ بِحِجَارَةٍ cümlesi ile, 1359 tarihinde dünyayı dine tercih eden ve dinsizliği esas tutan, bir nevi medeniyet hesabına beşeri yoldan çıkaranların başlarına, Ebabil kuşları gibi semavî tayyarelerden bombalar başlarına inecek ve semavî taşlar yağdırmasına mukaddemesi olacak diye haber veriyor. Ve ف۪ى تَضْل۪يلٍ aynen 1360 tarihini gösterip, dalaletin cezası olarak Kavm-i Lut’un başına gelen ahcar-ı semaviyeyi andıran semavî taşlar o tarihlerden sonra geleceğini haber verip tehdid ediyor. Ve Risale-i Nur’un Sure-i Fil nüktesine ait beyanatı içinde haşiyeli bu cümle var: “Evet bu tokatlardan pür-şer beşer, şirkten şükre girmezse ve Kur’ana tarziye vermezse, melaike elleriyle de ahcar-ı semaviye başlarına yağacağını, bu sure bir mana-yı işarî ile tehdid ediyor.”
İşte bu fıkra doğrudan doğruya bu taşlara işareti olmasına iki emare var:

Birincisi:
Şimdiye kadar gelen semavî taşlar bir-iki karış oldukları halde, böyle yirmibeş metre uzunluğunda ve on metre genişliğinde dağ gibi taşlar, elbette semavatın dinsizliğe karşı bir alâmet-i hiddetidir. Sure-i Fil mu’cizane ona bakması, onun tefsiri ona işaret etmesi hakikattır. O hâdisenin o ihbara liyakatı var. Çünki emsalsizdir.

İkinci emaresi:
Bütün zemin yüzünü ve nev’-i beşeri tehdid eden dehşetli bir dinsizliğin merkezlerine gelmesidir. Ve dinsizler bunu hissetmişler ki; küçücük hâdiseleri ehemmiyetle neşrettikleri halde, bir-iki aydır bu acib dehşetli hâdiseyi, ellerinden geldiği kadar şaşaalandırmamağa çalışmışlar.”
* * *
Emirdağ-1 – 229

Bunun üzerine ne desek.. Amenna ve saddakna.
Maalesef ve maatteesüf tarih tekerrür ediyor.
Ders almayınca bela musibet devam ediyor.
Gün geçtikçe dünyada ve ülkemizde hızla yayılan ve çok canlar alan bu virüs elbette başıboş değil.
Bir Kadir-i Külli Şey’in emir ve iradesi tahtında iş görüyor.
Elbette bütün insanlar bundan ders ve ibret alacak.
Ehli hizmet bir abimiz; “Risale-i Nur’da bahsi geçen “humsu beşer” yani insanların 5’te biri imana gelmesi ve hristiyanlığın da safileşerek İslama gelmesine kadar sürecek” dedi.
El hak doğru bir tesbit.
Feteemmel
Selam ve dua ile saygılar.

Yazar : Hasan ERDOĞAN

1957 Kastamonu doğumlu. İlk orta lise öğrenimini Kastamonu'da, yüksek öğrenimini Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Tv Bl.1975-1981'de tamamladı. 1979'da sıkıyönetim ve Ecevit zamanında tutuklandı. 12 gün Kastamonu Cezaevinde, 60 gün Mamak Askeri Cezaevinde zahiren suçsuz yattı. Ve siyaseti bırakıp bir tarikata bağlanma kararı aldı. 1979 sonbaharında M.FEYZI Efendi r.aleyh'i ve dolayısıyla Risale-i Nur'u ve dershaneleri tanıdı. 12 eylül darbesinde sonra NURCU'LUKTAN tutuklandı. İnayet-i İlahi ile 4.gün tahliye edildi, 6.6.1981'de o dönemdeki ilk beraat ve eserlerin iade kararını aldı. Askerlik görevini Kıbrıs'ta sakıncalı Asteğmen olarak tamamladı. Yongapan. A.Ş muhasebede işe başladı. Askerde evlendi 3 kızı 1 oğlu oldu.1989-1990 arası 3 donem Kastamonu Meslek Yüksek Okulu'nda işletme finansmanı ve borçlar hukuku dersi verdi. 1991'de gazeteciliğe başladı, sarı basın kartı aldı. 1994-1996 yıllarında İstanbul'da Samanyolu Tv'de çalıştı. Uyuşamayıp ayrıldı. Ve cep telefonu bayiliği yaptı. Biricik oğlu M.FEYZI'nin 13.5 yaşında vefatıyla 2003'te ticareti bırakıp bir nevi inzivaya çekildi. Kısa süreli bazı gazetelerde çalıştı. Çeşitli makaleleri yayınlandı. "Hür adam" filminde fahri danışmanlık yaptı. Gazi Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo Tv Sinema dalinda Yüksek lisans yapıyor. M.FEYZI Efendi r.aleyh'den duyduklarını kitap ve belgesel, Bediüzzaman Said Nursi hazretleri r.a film ve dizi yapma gayretinde.

Web Sitesi
Tüm Yazıları Göster
Faydalı ise lütfen bağlantıyı paylaşınız, tavsiye ediniz. Kaynaksız kopyalamanıza rızamız yoktur.

İlginizi Çekebilir

‘Salâvatın Mânâsı Rahmettir!..’ 

‘SALAVÂTIN MA‘NÂSI RAHMETTİR!..’  “(Ey resûlüm!)  (biz) seni ancak âlemlere bir rahmet olarak gönderdik!..” (Enbiya,107) “İşte seni …

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Önceki yazıyı okuyun:
Reform mu, İnşa mı?

Vehimli olmak, azgın bir harami gibidir. Aynı zamanda "birilerinin" elini , hatta yüreğini de soğutan …

Kapat